- Kategori
- Felsefe
Sonbahar sarısı...
Sonbahar Sarısı...
Lacivert ceketin altındaki gri pantolondur sonbahar. Ütüsüz, haylaz iki çocuğa benzer. Masallara inanır, Saf dağının yollarına düşerler…
Sonbaharı örtemez bordo kravat. Hangi gömleği giyerseniz giyin iki yakanız bir araya gelmez. Nefes aldırmaz… Bütün bir ömrün özetidir eskiyen pabuçlar.
Bir iş görüşmesi gibidir hayat. Yüzünüzdeki gülüş emanettir eski zamanlardan. Her soruya verecek bir cevabı vardır yılların. Bir başkasıdır sanki sizin ses tellerinizden konuşan. Tekrar tekrar çizseniz de Şahmaran’ın yüzünü… Hep bir çizgi eksik kalır.
Apartman dairesinde sevimli bir köpeği büyütmektir aşk. Komşular şikâyetçidir, aşk şikâyetçidir… Ya bir kamyonun altında kalacak ya belediye zehirleyecek ya da bozkıra kaçacaktır. ‘Hiç biri’ şıkkı yoktur aşkın. Hepsi birden olacaktır…
İçinizi kara bir sabanla yaracak, kalbinize hasreti, ciğerinize kederi ekecektir. Bütün bunları bile bile hayatı göze alabilmektir aşk…
O iki haylazdan birisinizdir. Diğeri… Aşk!
Bir türlü büyümeden yaşlandığınızı anlarsınız.
Açık yaraya tuz: http://www.youtube.com/watch?v=TVcxOlhrpWA
Açık denizde liman: http://www.siir.gen.tr/siir/n/nazim_hikmet/saman_sarisi.htm