- Kategori
- Öğretmenler Günü
Sonbahar yaprakları ve Öğretmenler Günü'nden

Öğretmen Macide Kılınç
Eğitim ve öğretimde uygulanacak yöntem; bilgiyi insan için gereksiz bir süs, bir baskı aracı olarak görmek değil, yaşamda başarıya ulaşmayı sağlayan, iş içinde kullanılabilen bir araç durumuna getirmektir... demektedir, Sevgili Büyük Eşsiz Deha Mustafa Kemal Atatürk
Sevgili Büyük Atatürk’e “Başöğretmen” ünvanının verildiği gündür, öğretmenler günü kutlaması...
Yıllar önce yazın dünyasının eşi bulunmaz yazarlarından Fakir Baykurt’un Muğla’daki toplantısını dinlemekteyim.
Fakir Baykurt’u sevgi ve saygı ile anıyoruz. Öğretmen benim için caddede yürürken, sokaktan geçerken öğretmen geçiyor diye dedirten, saygıyla sevgiyle bakılandır... Öğretmen her şeyden önce mesleği için görev aşkıyla dolu, bir insan yetiştirmek için çok kutsal ve saygın yerini almalıdır.
Eğitim ve öğretim içerisinde öğrencilerine kol kanat geren, onları yetiştiren , öğreten şekil ve yön veren öğretmendir.
Bahçede öğrencileriyle sevgi içersinde dolaşan öğretmendir.
Öğrencilerini yetiştirmek için okul yolunda öleceğini bilse yine öğrencilerinden vazgeçmeyen öğretmendir.
Öğrenci için öğretmen anne- baba sevgisi, toplum sevgisi, yurt sevgisi, kitap sevgisiyle dolu bir kişidir.
Yıl 1979 ve 1980. İstanbul’da Bakırköy’de Gaziosmanpaşa’ya bağlı Edirne Karayolu üzerinde bir okul. İvat Turhan İlköğretim Okulu.
İvat Turhan İlköğretim Okulu’nda o yıllarda öğretmen ablam “Macide Kılınç” görev yapmaktadır. Benim lise yıllarımın sonu. Okulu hala anımsamaktayım. Bahçesinde cıvıl cıvıl öğrenciler minik öğrenciler koşturarak oyunlar oynamaktalar.Solda bayrak direği...Okula girerken tüm öğrenciler bu bahçede toplanmaktalar. O gün bu bahçede toplanan öğrenciler bugün 35, 39, 40 yaşlarında bulunmaktadır. Kimbilir hangisi nerede, hangi meslek ile güzel yurdumuzun içinde dört yerinde görev yapmakta, ülkesi için çalışmaktadırlar. Benim oraya gittiğim sürede birkaç kez de olsa gittiğim okul ve anılarımdır.
Okuldan içeriye girince sol tarafta sınıflar olduğunu anımsıyorum. Hemen karşınıza gelen merdivenden koşuşturarak itişe, itişe, gülerek, bağırarak , sınıflara dağılan çocuklar. Önlükleri siyah olsa gerek. Beyaz yaka. Merdivenlerden sınıflara girip ders için yürüyen, gözleri sevgiyle gülen, çocuklara “lütfen yavaş çıkın” diye yumuşak sesiyle onları kucaklayan öğretmenler. İçinden biri benim ablam Macide Kılınç...
Sınıflara girildiğinde o minik gözleriyle tanıştığım o rengarenk kırçiçekleri...Kırçiçeklerinin sevgisi yayılmış odaya...
Yarıyıl tatili mi başlayacak, sene sonu mu? Öğretmenler karne hazırlamakta. Öğretmenler odası’nda çalışıyorlar. Sınıfta gürültü olmasın diye bir konu işlemek için ablam bana görev vermiş, sınıfa giriyorum. Sınıf o zaman okulun girişinde soldaki odaların bir tanesi. O miniklerle tanışıyorum. Bugün 40 yaşına gelebilen o günün sevgi dolu bakışlı güzel çocukları...”Siz bizim öğretmenimiz mi olacaksınız diye telaşla soruyorlar?”...Bir dersi işledik. Hepsi dikkatliydi. Hepsi can kulağıyla dinlemiş. Her biri işlediğimiz soruları cevaplamak için parmağını kaldırıyor. İçlerinden bir tanesi öğretmeni söylediği halde saçlarını kestirip, toplatmamış. Öğretmeni geldiğinde onu çağırıyor, “yarın okula gelirken saçlarını çok güzel görmek istiyorum kestireceksin”, diyor.Onlarla bir ders süresince tanışıyorum, sevgiyle gözlerimiz buluşuyor. Hepsini bugün nerede iseler isimlerini bilemiyorum, sevgiyle kucaklıyorum.
Öğretmen Şükran hanım ise teneffüste bana şunu anlatıyor; “Ben okula ilk geldiğim gün, merdivenden uçuşarak yürüyen, sevgiyle gülümseyen bana hoş geldiniz diyen” bir öğretmenle karşılaştım, Macide ile diyordu.
İvat Turhan İlköğretim Okulu’nda o gündür görev yapan kendisiyle o günden tanışıklığımız ve sohbetimiz olan yetkilisi Müdire hanım hala okulda görev yapmakta, tesadüf olarak öğrendiğim gün yıllar sonra kendisiyle telefonda buluşurken, sesimiz, sevgimiz, heyecanımız bir hayli karışık ve yüksekti. İki candan ses telefonla buluşuyordu. O gün, bugündür okula emek vermiş , yıllarını vermiş Turna hanımefendi.
Bana ablamı hatıralarını, öğretmen arkadaşlarıyla ilgili anılarını anlatıyordu. Telefondaki seste öyle heyecan vardı ki, yıllar öncesine o günlere doğru anılarla söyleşiyorduk.
Okulu’n o günden benim de yakından hatırlayıp tanıdığım öğretmeni Sami öğretmeni ve ablam Macide öğretmeni kazada kaybetmiştik. Onlar devreden geçip gitti, kaydı bir yıldız gibi derken gözlerimden yaşlar süzülüyordu, damla damla önümdeki kağıda döküldü...Saygıyla ve rahmetle anıyorum bugün de...
Okulun üst katındaki sınıfta o korkulu, tedirgin, gözleri yaşlı sevgiyle bana dolu dolu bakan öğrencilerine, öğretmenlerini kaybetmenin, bundan sonra gelecek öğretmenleri ile sevgi ve saygı içersinde derslerini çok çalışmalarını istediğim o miniklerden ayrılışım, o gözlerindeki sevgi ve tedirginlik hala bakışlarımda gördüğüm anılardır. Onlar büyüyüp , yetiştiler hepsini kucaklıyor, gözlerinden öpüyorum.
İvat Turhan İlköğretim Okulu o yıllarda okul ve meslek heyecanını duyduğum bir yerdi.Öğretmen ve öğrenciler birbirine karışmış, dolup dolup taşıyordu sevgileri...
Bir öğretmenler günü’nde yaşayan tüm öğretmenleri sevgi ve saygıyla kutluyor, ebediyete intikal etmiş olanlarını rahmetle anıyorum. İvat Turhan İlköğretim Okulu öğretmen ve öğrencilerini sevgi ve saygıyla kucaklıyor, gönül dolusu selamlarımı yolluyorum...
Sultançiftliği İlköğretim Okulu Müdür yardımcısı Mahmut beyi( öğretmeni) sevgi ve saygıyla kutluyorum...