Sonucu önceden bilinmeyen maç

Bu hafta bir Fenerbahçe ve Galatasaray maçı daha var. Milliyet Blogtan demin bir mail aldım. Sizlerle bunu paylaşmak istiyorum.

“Spor editörlerimizin sizden beklediği, maçın sonucu ne olur, kilit isimler kimler, hangi oyuncular sonucu etkiler, teknik direktörlerin taktiği nasıl olmalı gibi sorular hakkında kendi görüşlerinizi açıklamanız. Derbinin sonucu sizce ne olacak, Galatasaray yener diyorsanız neden, Fenerbahçe yener diyorsanız neden, vs. gibi noktalarda değerlendirmelerinizi paylaşmanız."

Bir Fenerbahçeli olarak bir şey paylaşacağımı sanmıyorum. Gerçekleri dobra dobra konuşacak olursak her iki takım için öyle pembe dünyalar çizemiyorum maalesef. Üstelikte bu futbol anlayışıyla ve oyunumuzla gününde ki Galatasaray bizi karada ve havada bal gibi yenerler ve hatta fark bile atabilirler fakat bunu yalnızca 60 dakika itibarıyla konuşuyorum. Galatasaray’ın son maçlarda ki performansı bunu gösteriyor.

Fenerbahçe cephesi.

Haksızda değilim ha. Bu futbolla mı? Üstelikte Alex sakat oynamıyor. Golcülerimiz Güiza geçen hafta golünü atmasına rağmen saç baş yoldurmaya devam ediyor ve Semih formsuz ve yorgun. Yahu ben anlamıyorum şu Güiza ne iş yapar. Golcümü. Geçen yıl İspanya gibi bir ligde 27 golle Gol kralı mıymış ne inanamıyorum. Böyle gol kralı olan bir futbolcu Türkiye liginde gollerini leblebi gibi atmalıydı.

Gelelim Arogenes’e.İhtiyar kurt diyemeyeceğim. 44 yıl aradan sonra İspanya’ya kazandırdığı Avrupa Kupasından sonra geldiği Fenerbahçe’de pili bitti. Bunu kaç defa söylüyoruz. Ama sakalımız yok ki kime dinlettireceğiz. Vesselam.

Bu söylediğim 3 kişi Fenerbahçe’nin kaderini olumlu şekilde sonuçu çevireceklerini sanmıyorum.

Buna paralel, sonucu lehine çevirecek bir oyuncumuz var. O da kaleci Volkan. Eğer gününde olur kurtarışlar yaparsa 1 puanı alabiliriz.

Şimdi gelelim Galatasaray’a. Fenerbahçe için söylediğim olumsuzlukları Galatasaray içinde söyleyebilirim. Aynen de öyle.

Galatasaray cephesinde durum farksız.

Ve burada tekrarlıyorum Galatasaray son dakikalara gelince teslim oluyor. Gerçi Fenerbahçe içinde aynı şeyleri söylemeden geçemeyeceğim. Fenerbahçe’de 85. dakikadan sonra gol yeme zaafı var.

Ve gelelim Bülent Korkmaz’a.

Futbolculuk hayatı bir futbolcu için çok parlak olabilir. Ama teknik direktörlük zamanında oyunu okuması ve müdahale etmesi o kadar parlak değil. Korkmaz oyunu okuyamıyor dolayısıyla kenar yönetiminde yanlış kararlar verebiliyor. Galatasaray’ın içinde yetişen bir futbolcu olmasına karşılık ve de camiayı çok iyi tanımasına rağmen Galatasaray’ı üst seviyelere taşıyacak bir teknik adam değil. Bu da Fenerbahçe için bir avantaj olabilir.

Ellerinde neredeyse süper star var. O da Arda. Şimdi Arda’yı beni övecekler. Çok iyi çocuk ve çalışkan. Koşuyor ve mücadele ediyor. Çalım atıyor ve karşısındakileri deviriyor. Bu seyirciyi havaya sokuyor. Çünkü görüntü itibarıyla göze gelen hoş hareketler yapınca herkes onun bir şey olduğunu sanıyor. Tabi böyle oynadığı müddetçe çabuk yoruluyor ve etkisiz kalıyor. Bu da oynadığı takıma yansıyor.

Şimdi gelelim maç hakkında ki düşüncelerime.

İki takımında birbirleriyle tarih boyunca iddialı maç olmasa da her zaman değer kazanmıştır. Bu maçın sonucuna bakarak bir şampiyonluk çıkmasa da adı üstüne bir Fenerbahçe-Galatasaray maçı. Dünya’nın en önde gelen derbilerinden. Bu böyle olunca hayat duruyor. Herkes televizyon karşısında odaklanıyor. Galatasaraylısı da Fenerbahçelisi de. Bunun için iki takımında üzerinde ki bu olumsuzluklara karşın çetin mücadeleye sahne olacak.

Galip gelen taraf hangisi olur?

Bu soruya veeceğim cevap. Her iki tarafta kazanmak için oynayacak. Özelikle yukarı da belirttiğim gibi Galatasaraylılar Fenerbahçe kalesini abluka altına alacaklardır. Neredeyse bombardımana tutacaklardır. Sonuç. Eğer bu ataklarda gol ve goller bulursa Galatasaray bu maçı alır. Tabi ilk 60 dakika içersinde Galatasaraylılar en az 2 hatta 3 farka giderlerse. İşte Galatasaray’ın büyük zaafı burada. Ben burada Futbol Federasyonuna teklif götüreyim. Bu maç 60 dakika üzerinden oynansın. Çünkü Galatasaray’ın 60 dakikasın da pili bitiyor.

İşte bu dakikadan sonra durum Fenerbahçe’nin ibresine dönebilir.

Ben sizi yıllar öncesine Muhammed Ali Clay- Foreman Dünya Ağır Sıklet boks karşılaşmasına götüreceğim. Yılını pek hatırlamıyorum 1974 mü yada 1975 miydi? Galiba 30 Ekim 1974 olsa gerek. Her neyse internetten de tarihini tam olarak saptayamadım ama size Muhammed Ali’nin Foreman’a 8. raunt’tun son saniyelerinde knock-out ettiği anı size seyrettireyim.

http://www.vidivodo.com/43376/muhammed-ali-clay-foreman-knock-out

Tıpkı onun gibi Galatasaray’ın gardı maçın 60. dakikasından sonra düşüp ve Fenerbahçe’ye teslim de olabilir.

Beraberlikte iki tarafı da üzer ama takımlarda denk kuvvette mücadele ederlerse maçın berabere bitme ihtimali de var.

Maçın Ali Sami Yen’de olmasına karşılık Galatasaray’ın galibiyetine yüzde 30, Fenerbahçe’nin galibiyetine yüzde 40, beraberliğe yüzde 30 şans veriyorum.

Yine de centilmence ve iyi oynayanın kazanması dileğimle her iki takıma da başarılar diliyorum.