Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

20 Ekim '13

 
Kategori
Futbol
 

Sonunda Emenike...

Sonunda Emenike...
 

Kolay maç yok; kolay kazanılan ya da yitirilen maç var.

Fenerbahçe- Kayseri Erciyes maçı, birkaç saniye içinde değişti gitti. K.Erciyes, gol atacak derken, Fenerbahçe onsekizi üzerinde kaptırılan top gitti, Emenike’nin kafa vuruşla gol olarak, ağlarla kucaklaştı.

Topu kapan Egemen, ileriye taşıyan Cristian, soldan sağa ortalayan Kuyt...

Ve kafayı vuran Emenİke...

Ne demeli?

Sonunda Emenike...

*****

Anadolu takımlarıyla oynamak o kadar kolay değil. Hele, Fenerbahçe gibi takımlara karşı direnme, futbolcuların kendilerini göstermeleri, bunlara bir de “büyük” rakibin teklemesi eklenince, isteneni elde etmek kolaylaşıyor.

Fenerbahçe’yi oynayamaz duruma düşürmek, bir başka deyişle kilitlemek, son saniyelere kadar sürdü. K.Erciyes'’in amacı, maç boyunca kendini gösterdi. Oyun anlayışının yenmek değil, yenilmemek üzerine kurulu olduğu görülüyordu.

K.Erciyes'’in hiç korneri yok; Volkan Demirel’i zorlayan şutu da...

Giden 1 puan, 1 puana ek olarak gelen 2 puanın değeri, ancak Lig sonunda anlaşılacaktır. Bununla ilgili soru şu:

Bu puanlar, küme düşmede/ kümede kalmada, şampiyonlukta etkili olur mu, olmaz mı?

*****

Fenerbahçe, ilk yarıda bir eksik kalacaktı neredeyse. Caner, sahada kalmakla saha dışına gitmek arasında gidip geldi. Bunun etkisiyle olsa gerek, Ersun Yanal, Caner’i değiştirdi. Değişiklik, Fenerbahçe’de pek alışık olmadığımız bir dakikada, ilk yarının bitimine iki dakika kala oldu.

Ersun Yanal, niye iki dakika daha bekleyemedi?

(Caner'i 16 yaşından beri tanıyorum. Görevim oyuncularımı sahada tutmak veya oyundan almak. Ben görevimi yaptığımı düşünüyorum.)

Caner’in yerini alan Kadlec, bekleneni vermekten uzaktı. Caner-Kadlec değişikliğinin sadece Caner açısından, Fenerbahçe’yi bir eksik bırakma olasılığını ortadan kaldırması bakımdan yararlı olduğu söylenebilir.

Gökhan Gönül’e ek olarak Caner de olmayınca, Fenerbahçe'de işler gördüğümüz “kanat”lar, iki gol de oralardan yapılan ortalardan gelmesine karşın, verimli çalışmadı.

*****

Fenerbahçe, değişik onbirle sahadaydı.

Geride Gökhan Gönül ile Alves, orta alanda Meireles’in yokluğu belli oluyordu.

Fenerbahçe, erken bulduğu golden sonra, bir zamanlar alışık olduğumuz, o oyalama üzerine kurulu oyununu sürdürdü. Azofeifa’nın o güzel golünden sonra, canlanması gereken Fenerbahçe, yenen gole karşılık vermek yerine, topu ayağında tutmaktan, oyalanmaktan vazgeçmedi.

Bir bildiği varmış gibi!..

Sabırlı bekleyiş sonrası geliştirilen ataklar da olmadı değil. Ama kaleci Jorgacevic, yerinde müdahalelerle bunları etkisiz kıldı.

Fenerbahçe, galibiyet golünü daha önce de bulabilirdi.

Demek ki, son düdük çalana kadar, maçı bırakmamak gerekiyor.

“Bitti”, “Nasıl olsa bitiyor” demek olmuyor.

Son söz:

Umut, umutsuzluk, ancak son düdükle sonlanır.
 

http://www.facebook.com/turgutcelik

https://twitter.com/#!/turgutcelik

turgutce@yandex.com

 
Toplam blog
: 2458
: 2418
Kayıt tarihi
: 10.11.08
 
 

24 Kasım 1944'te İspir'de doğdum. Ankara Kurtuluş Lisesi'ni, Dil ve Tarih - Coğrafya Fakültesi Tü..