Sonunu bulacaksın

Ben yalnız akşamların hüzünlü soluğu gibi

Ben yolculanan yolcunun son yolculuğu gibi

Ben hayata küsmüş bir kırlangıç gibi

Ben zamana ayak uyduramayan yanlış saat gibi

Ben durmak istenmeyen bir durak gibi

Ben çekmeye mecbur kalınan bir çile gibi

Ben düşünce kanayan bir yara gibi

Ben alınan oyuncağına ağlayan bir çocuk gibi

Ben kendi kendine çekilen bir deniz gibi

Ben fırtınadan ayrılmak isteyen bir yel gibi

Ben sebebi bilinmeyen bir hastalık gibi

Ben satrançta oynanan bir piyon gibi

Ben soğuk gecelerin kimsesizi gibi

Ben hasret kalınan bir özlem gibi

Ben bırakılan sigara gibi

Ben hoşa gitmeyen bir film gibi

Ben sabah gazetelerinin çığlığı gibi

Ben gündüzlerin karanlığı gibi

Ben ölmeyi bekleyen bir hasta gibi

Ben hesabı görülen bir dava gibi

Ben seni beklemeyen idamlık mahkum gibi

Ben son sözü söylenmiş bir karar gibi

Ben şekersiz bir çay gibi

Ben gerçek bir yalan gibi

Ben sonu olmayan bir tren yolu gibi

Ben pencereden bakılan bir nisan yağmuru gibi

Ben o yağmurda kokan toprak gibi

Ben ağlayan bir komedyen gibi

Ben içimde biriktirdiğim kin gibi

Ben soluksuz duyduğum bir nefret gibi

Ben kör olunan sözler gibi

Ben nankör olunan insanlar gibi

Ben yalancı dostlar gibi

Ben hiç duymayan bir sağır gibi

Ben söz söyleyen bir dilsiz gibi

Ben seni seven içimdeki bir ben gibi

Sen seveni sevmeyen içindeki yalan gibi

Sen dilindeki yılan gibi

Hayatın masalarda oynanan bir kumar gibi

Oynadıkça oynancaksın

Hayatın bittiği yerde sonunu bulacaksın...