Sosyal yardımlaşma vakfı

Sosyal yardımlaşma vakfı

İlk dönemler ‘fakir fukara fonu’ olarak kuruldu. Daha sonra, devletin oluşturduğu diğer fonlar gibi istismar edilince, vakfa dönüştürüldü. Bu günlerde politik tartışmaların orta yerinde boğuluyor.

Gerçi politik tartışmaların içine düşüpte boğulmayan konu kaldımı bu ülkede. Bu vakıf fon statüsünde kalsaydı siyasi müdahalelere maruz kalmaktan kurtulamazdı. Vakıf olduğu için bağımsız tüzel kişiliğe sahip olması, kendi iç yönetim ve denetim mekanizmalarıyla özerk bir yapıya sahip.

Faaliyetlerini ve yardımlarını yönetim kurulu dışında diğer sivil toplum kuruluşlarından aldığı üyelerden oluşan komisyon marifeti ile yapmaktadır. Piyango, toto, loto gibi şans oyunlarından ayrılan fonlardan oluşan gelirlerini, yine kendi tüzüğünde belirtilmiş esaslarla belirlenen vatandaşlara dağıtmaktadır. Yardım yapılacak olan yoksullar yine devletin yerel yöneticiler ve emniyet güçleri tarafından belirleniyor. Çalışmaları ve dağıttığı yardımlar, diğer ilgili dernek ve sivil toplum kuruluşlarının gözetimine açık olan bu vakfın, yardımları neden tartışılıyor?

Vakıf olması nedeniyle; yönetim ve denetimi diğer vakıf ve dernekler gibi olmaktadır. Bu bakımdan hiçbir yöneticinin müdahalesi olamayacağı gibi yönlendirilemez. Anlaşılamayan ise bu vakfın yaptığı yardımlar nasıl oluyor da siyasi iktidarlara mal ediliyor.

Sosyal devlet ve vakıflar

Bu ülkede kışlık yakımlık kömür ihtiyacını karşılayacak geliri olmayan insanlar varsa ki var, o zaman devlet bu insanlara bir şekilde yardımcı olmak zorunda. Bu nasıl olacaksa olacak ve bu insanlar kışlık yakacak kömür almalılar.

İşte devleti yönetenler bu insanların istismar edilmelerini ve mağdur olmalarını önlemek amacıyla bu sosyal yardımlaşma ve dayanışma vakfına çeşitli kaynaklardan gelir aktarılmasına zemin hazırlamıştır.

Asker ailelerine maddi manevi destek verdiği gibi, ağır tedavi gören ancak kendi imkanları ile bu tedavi masraflarını karşılayamayan insanlara yardım etmektedir. Onun dışında yüksek öğretime girme hakkı kazanan ve masrafları karşılamakta zorlananlara destek olduğunu biliyoruz.

Malum kış yaklaştı ve yoksul ailelere kömür yardımı yapılıyor. Basının ve siyasetin gündeminde siyasi iktidar kömür dağıtıyor yaygarası başladı. İyi siyasi iktidarın bedava reklamını yapın. Vatandaşta bu yardımı gerçekten siyasi iktidarın yaptığını sansın. Ne diyelim reklamın kötüsü olmaz demişler. Bu tür yardımların yapılacağı insanları kamu görevlileri belirlediğine göre siyasi iktidar nasıl dağıtıyor olabilir? Üstelik belirlenen bu yadıma muhtaç insanlara yardım yapılıp yapılmamasına, o İlde faaliyette bulunan derneklerden seçilmiş komisyon üyeleri karar veriyor. Başka nasıl olmalı acaba?

Dini bayramlar geldiğinde

Özellikle Kurban bayramı gelince hep aynı tartışmalar başlıyor. Ulusal TV’ler çıkartılan ilahiyatçılar; kurban konusunda bilgiler veriyor. Ne kadar birbiriyle çelişsede vatandaş inancından gelen bir kararlılıkla kurbanını kesiyor.

Sonra öbür taraftan birileri çıkıyor ‘efendim bu hayvanı kesmeyin bu hayvan kıyımını yapmayın’ diye feryat ediyor. Oysa kurban bayramı olmasada aynı sayı ve miktarda et üretilmek zorunda. Öteki çıkıyor ‘aman kurbanı belirlenen yerlerde kesmeyip çevreyi kirletmeyin’ diye bağırıyor.

Kurban kesmek; Müslümanların her kurban bayramında, durumu uygun olanların kesmek zorunda oldukları bir maddi ibadettir. Bunu anlamakta zorlananlar olabilir. Kimse anlamakta zorlananlara niye anlamıyorsun diye sormuyor.