Konuştuğum gibi yazmamalıyım... Yazmak, konuşmaktan farklı ve her zaman onun önünde benim için... Önceden hazırlanmadıysak, konuşurken ağzımızdan ham(akılla işlenmemiş) sözcükler çıkabilir... Böyle bir konuşmada birikimimizi, felsefi bakışımızı söze tam katamayabiliriz(en azından benim için öyle)... Yazmak bu yüzden "görke..
Ağla sevgili yurdum ağla...Sağlık sistemine ağla...
Dolu dolu güzel bir yazı... Sağlığın piyasa şartlarına, kurallarına terkedilmesi sürecinin yansımaları bunlar... Sağlık vazgeçilmez bir gerekliliktir, ertelenemez bu yüzden piyasanın doğası ile uyuşmaz... Buna rağmen onu piyasalaştırırsanız "Sağlık sosyal bir hak mıdır, değil midir? devletin bir sorumluluğu mudur, değil midir?" temel sorularını tartışmanın bir gereği kalmaz... Bu yönde yapılan icraatların hiç biri halkın yararına olmayacaktır yani... Olsa olsa kandırmaca olur... Geçenlerde arabasına bindiğim bir taksi şoförü, sağlık ve eğitimde bu hükümetin çok başarılı olduğu gibi bir cümle kurdu... Özendirme kampanyaları işe yaramış diye düşündüm... Şimdi ise kar etme zamanı... Kutluyorum yazı için... Sevgi ve saygılarımla....
30 Aralık 2008 09:41Kağıttan kalpler sokağı
Güzel bir deneme olmuş... Bir kaç noktadaki çıkarımlarım şöyle; Kullanılan imgelemin(kağıttan kalp) yazının sonuna kadar sürdürülmesi güzel duruyor... Belki bunu daha fazla destekleyebilirdin... Gün içinde kanrevan diye başlayan paragraf ise bu bütünlüğü desteklemiyor gibi geldi bana, başka bir imge sanki ve yazının bonusu gibi... Buruşturulup atılmış kalpler bir değil mi? Ya da bozuk düzen yazılmış, karalanmış vs vs... Eline sağlık arkadaşım...
19 Aralık 2008 10:09Zohan’a Bulaşma
Canım arkadaşım, reklamın iyisi kötüsü olmuyor, insan tercihlerini belirleyen şeyler acayip gerçekten... Bir de ne oynarsa izlenen aktör/aktristler var sanırım... Ben sinemada film izlemek konusunda zaten son derece seçiciyim... Bu filme kesin gitmem yani merak etme:) Sevgilerimi yolluyorum sana...
20 Ağustos 2008 10:08- Toplam blog
- : 48
- : 1573
- Kayıt tarihi
- : 17.11.06