- Kategori
- Dil Eğitimi
Sözcüğe eşik attırmak
“Dil, kuruluşu ve yerleşmiş ses düzeniyle toplumsal bir kurumdur. Anlatım, sözcükler içinden yapılan seçim sonucu oluşturulan tümceyle ortaya çıkan bireyselliktir.” *
Yani anlatım kişiden kişiye değişir. Her anlatım arasında başkalık vardır. Kişinin kültür düzeyi, yaşama biçimi, toplumsal konumu, beğeniler i vb. bu başkalığı doğurur.
Örneğin, Özdemir İnce’nin şiiri derin, bilge, ozanca! Şiirdeki giz arka planda kendini duyurur .İnce, şiirini dil ve anlam diyalektiğinde yapılandırarak kendine özgü şiirselliğini kurar.
" Rüzgara bırakma şikayet dilekçeni
Sen dönek kent, yırtık kuma,
diye yaz kağıdın beyaz alınlığına,
sen hasret geçidinin softa bekçisi
çöl katlanıyor ve gelmiyor haberci.
Toprağa düşen neyin anlamıdır ? "
( Bahçıvan, Özdemir İnce)
Sözcüğün anlamını çoğaltmak şiir türünde kolaylıkla başarılabilir. Bu, şiirde sözcüğe "eşik attırmak" olarak da adlandırılabilir.
İşte buna şiirlerimden birkaç örnek:
vapurda
kalkan mendiller
köpük
çaycı renk satıyor
yol boyu umutlar
düş satcıları
giriyor ağzıma
yakın oluyoruz
*
içdeniz
gülümseyişleri ayrımsıyor
giz ses
kahkahalar doluyor kuşevim
gün uzuyor
yaşam buz çağında
taşır başka denizlere coşkuları
yeşerir yürek
kentin yoksun vitrinleri habersiz
*
İstenmeyen
güneşle öpüştüler
korkuları yoktu
günün dayattığından
kısalıyordu ardında güz
siyah beyaz kedisi
yalanıyordu
avuç içlerini
güç olan ayrılıktı
.
*
* Berke VARDAR, Dilbilim Sorunları,
Ankara, 1968, s.6