- Kategori
- Blog
Sözcüklerin dili

Okumayı çok severim. Gazete, kitap, dergi okunacak ne varsa boş zamanlarımda, sıkıldığımda hep okurum. Okumanın beni çok rahatlattığını biliyordum, ancak biraz eksik kaldığını yeni fark ettim diyebilirim. 10 ay kadar önce hobi olarak yazı yazma işine başladım. Anladım ki rahatlamamda eksik olan parçalar da varmış ve bunlar yazılarak giderilebiliyormuş. En azından ben böyle düşünüyorum. Özellikle benim gibi sıkıntılarını kimseyle paylaşamayan, hassas ve duygusal biri iseniz yazı yazmayı denemenizi tavsiye edebilirim.
Yazı yazmaya başlamadan önce ruhumda yılların birikimi ile çok ağır yükler oluşmaya başlamıştı. Tüm duygularımı dışarıya yansıtamıyor ve artık taşıyamaz duruma geliyordum. Yazı yazmaya başladıktan sonra söylemek isteyip de söyleyemediklerimi kaleme aldım ve gördüm ki terapi gibi beni çok rahatlatıyor. Yazılanların mükemmel olması gerekmiyor, önemli olan kişinin içini dökmesi ve rahatlatabilmesidir. Ben son on ayda bu ağır yüklerimi hafifletmeyi başardım. Kimse ile konuşamadığım sıkıntılarımın bir kısmını eşim ve güvendiğim üç dostumla paylaşmayı öğrendim. Biraz geç de olsa anladım ki sevinçler paylaşıldıkça çoğalıyor, üzüntüler paylaşıldıkça azalıyormuş. Sevinç, üzüntü, umut, mutluluk, coşku ve öfke gibi duygular hapsolsun diye değil, her birini doya doya yaşayabilmemiz için yaratılmış. Bugün artık ağır yüklerimi boşaltmanın verdiği hafiflik ile kuşlar gibi özgürce uçabiliyorum. Bunları belirtmemdeki amacım ağır yükleri olup da uçmayı başaramayan kişilerin varlığıdır. Yazılanların mutlaka internet ortamında yayınlanması gerekmiyor. Bazı yazılar, benim yaptığım gibi hatıra olarak da sizlerde kalabilir.
Blog sayesinde yeni yeni arkadaşlar edindim. Yakın çevremdeki bazı tanıdıklarımın benim gibi aynı duygular içinde olduklarını gördüm. Elimizden geldiğince birbirimize yardımcı olmaya çalışıyoruz ve çalışmaya da devam edeceğiz. Çünkü bu alış verişten her iki taraf da mutlu. Blog sayesinde eski tanıdıklarımın, daha önceki yıllarda birlikte çalıştığım öğretmen arkadaşlarımın tesadüfen beni Blog’ta görüp, benimle iletişime geçmeleri, bu da bu olayın duygusal bir başka boyutu.
Ben yazı yazma işine kendimi biraz fazla kaptırdım, çünkü artık kitap yazmak istiyorum. Ama bu kitap alışılagelmiş kitaplardan biraz farklı olacak. Yaşadığım üzücü olaylar bende saklı kalmak üzere, hayatımda bir anda verilen kararları ve bu kararlar neticesinde benim için gerçekleşen mucizeleri en ince ayrıntısına kadar anlatacak ve bu yazdıklarımı bilgisayar çıktısı kullanmadan, sadece kendi el yazımla yazacağım. İçinde belki anne nasihatlerine de yer verebilirim. Okuduğum yüksekokulda kitap ciltlemeyi öğrendiğim için cildini de kendim yapacağım. Yani anlaşılacağı üzere her şeyi ile bana ait ve birini kızıma, diğerini oğluma bırakabilmek için de sadece iki baskı olacak. Çocuklarıma malvarlığından ziyade böyle bir miras bırakabilmek açıkçası beni çok daha fazla heyecanlandırıyor.
Yazı yazmama vesile olan, yazmaya başladıktan sonra beni yüreklendiren ve cesaretlendiren kıymetli dostlarıma ve siz değerli okurlarıma teşekkürlerimi sunuyorum. Esenlikle kalın…