Bilindiği üzere son anayasa 1982 yılında kabul edilen anayasadır. 7 kasım 1982 yapılan oylamanın sonuçları bellidir ve çoğunlukla evet oyu almıştır. Burada sonuçlar üzerinde durmayacağım. İşin özüne girmek istiyorum. Anayasa bilindiği üzere yazılı bir metindir. Toplam 177 maddeden oluşan bir yazılı metin. Bu metin neleri içermektedir diye bakmak gerekir.
1982 yılında bu denli fazla bir yayın kuruluşu yoktu ve görüntülü medya olarak sadece TRT vardı. 1982 yılında oylama

öncesi halka duyuruldu mu. Cevabı nettir ve evettir ve basın yoluyla duyurulmuştur. Buraya kadar bir sorun yoktur. Gazete sayısı o yıllarda bu denli çok değildi. Bizim eve reklam olmasın adını söylemek istemem bir gazete girerdi. Bu gazetede anayasa bugün asla gözlüksüz okuyamayacağım küçüklükte yazılmıştı. Sonuç olarak yayınlanmıştı. Anayasa okunması gereken bir bütün metindi. Metinin doğruluğuna karar vermek için önce sakin bir şekilde okunması, okunduktan sonra maddeler üzerinde mantık çerçevesinde sentezlerin yapılması ve anlaşılmayan konuların araştırılması ve doğruların bulunması bunların sonucunda karar verilmesi gerekir.
Günümüzde ülke insanımıza bakalım. Türkiye’de dergi okuma oranı yüzde 4, gazete okuma oranı yüzde 22, radyo dinleme oranı yüzde 24, televizyon izleme oranı yüzde 95. Günümüzde insanımızın sadece %22 gazete okuyor. 30 yıl önce taktir edersiniz ki bu oran çok daha düşüktür. Şimdi sizlere Allah (c.c) ın şahitliğinde soruyorum.
” Anayasa metnini okumamış, maddeleri hakkında bilgisi olmayan ve bunu yorumlamayan bir şahıs özde bir oy verebilir mi?” Bir oylama olmuştur, lakin neye oy verdiğini bilmeyen bir insanın verdiği oy gerçekte ne kadar özde bir oy olabilir. Bu oy sözde veya kağıt üzerinde bir oy olur ama asla ve asla özde bir oy olamaz. Zaten öz de bir oy olmadığından 30 yılı aşkın bir süredir ülke

bunun sancısını çekmektedir. Burada oyunun rengi ne olursa olsun “okumadan ve yorumlamadan verilen her oy “
sözde bir oydur ve asla vebalinden kurtulmak mümkün değildir” .Benim ilk oyum “Anayasa oylamasında kullandığım oydur”. Gazetede anayasanın yarıdan çoğunu okuyarak oy kullandım. Oyum “Hayır” olmuştu. Geçmiş gün tam hatırlamıyorum ama bazı maddeleri tasvip etmem mümkün değildi. Hayır oyu vermemin nedeni anayasada olan eksikler ve hatalı bakış açısı idi.
Şimdi bu ülke insanına soruyorum. Okunmadan verilen oylar rengi ne olursa olsun özde bir anayasa için olabilir mi. Rengi ne olursa olsun sentezi olmayan bir oy gerçek fikri temsil edebilir mi.
Evet bu nedenledir ki ülkemde prosedürler çerçevesinde zorunlu olarak bir anayasanın varlığı şarttır ve mevcuttur. Bu

anayasanın mevcudiyeti okunmadan ve sentez edilmeden yapıldığı için sözdedir asla ve asla özde olamamıştır.
Artık yapılması gereken gerçekten özde bir anayasadır. Fakat burada dikkat edilmesi gerekenleri sıralamak vatandaşlık görevidir. Yapılacak bir anayasa meclis çoğunluğu ile olmamalıdır. Ülke insanının yapacağı bir oylama ile olmalıdır. Burada ülke insanına düşen çok büyük sorumluluk düşmektedir. Müslüman bir ülkeden bahsediliyor ya ilk emir olan ” İkra” ya uygun bir şekilde her bir maddesini okuyarak ve sentez ederek ve sorulduğunda her bir madde için doğru ver geçerli yorum yaparak vereceği bir oylama olması “asıl şarttır”. Bu şart sağlanırsa verilen oy sözde olmaktan kurtulur ve özde olur. Bu sağlanamazsa sözde anayasadan kurtulamayız. Bu konuda görev sadece ve sadece siyasi partilere düşmemektedir. Sorumluluk oy kullanma yeterliliğindeki tüm insanlara düşmektedir. Özde bir Anayasa ancak ve ancak bilinçli bir toplum ile mümkündür.
www.selcukefendi.com sayfasında yayınlanmıştır.