- Kategori
- Güncel
Spor ile aldatmak

Yargı kararını hatırlatan doğa dostları
17 Ocak 2009, Cumartesi günü Istanbul Validebağı Korusunda kır koşusu yapıldı.
Kır koşusu ama, adı havalı olsun veya kimse anlamasın veya ayrıcalık duygusu sağlasın, ya da diline alanları faklı, üstün göstersin, ... falan diye adı kros olarak söyleniyor.
Lokantalarımız restaurant; eğlence party; gösteri show; oturduğumuz yerler uphilltown, saphir, mytown; işyerlerimiz center, tower; alışveriş yerlerimiz capitol, metrocity, kahvelerimiz cafe olalı, kır koşusuna kros denmesine niye şaşırıyorsam!
Kır koşusuna ulusal basından ilgi yoktu. Görebildiğim, tek gazeteci (!) bendim spor yapılan alanda.
Sonraki gün gazeteleri taradığımda habere değer görülmemişti atletlerimiz. Sonuçlar yok, resim yok, haberi bile yok...
Bir iki değinen olmuş o da doğanın talanına tepkiler var diye, oyunlara ya da katılan sporculara ilgi olduğundan değil. Anlayacağınız, Atletizm Federasyonu ayrıca teşekkür borçlu yöre sakinlerine. Onların tepkileri olmasa o kadarcık da yer alamayacaklar gazetelerde.
Şampiyona yarım güne sığdı. Öğleden sonra kimsecikler yokmuş oralarda. Seyirci zaten yok.
Gayrı ne zaman orada bir yarışma daha düzenlenir bilemeyiz. Ama bildiğimiz şu, Atletizm Federasyonu ile Üsküdar Belediyesi el ele vererek, kazma dahi vurulmaması gereken 1. derece SIT alanına dozerler sokup, 10 gün gece gündüz araziyi parçalayıp, talan ettiler.
40-50m ötelerinde zaten var olan patikaları da kullanmayıp, yepyeni yollar yaptılar. Açılan bütün yollar araçların geçişine uygun genişlikte...
Yarışları, koskoca futbol sahasından, hastanenin arkasındaki bozuk alandan, huzurevi önünden veya İzcievi cıvarından, ... başlatabilecekken, Acıbadem yamacını paramparça edip, düzleyip oradan başlattılar.
Huzur evinden İzci evine çıkan hıyaban daha önce ağaçların köklerine hava, su sağlayacak şekilde korunmuş ve ortasına taş döşenmişken, tamamını yol yaptılar. Ağaçların yarı köklerinin hava ve suyla bağlantısı kesildi, üzerinde insanlar, araçlar gidip gelecek.
Bir de, Korkut Özal'la ünlenen Erzurum Sitesine doğru yol açtılar. Kimse kullanmadı o yolu koşuda, ama açılmış nedense... Dozer sürücülerinin işbilmezliğindendir herhalde...
Açtıkları yollara, alanlara kiremit, kum döküp bir daha ot bitemez hale getirdiler. Harfiyatı yol kenarlarına yığıp, arazinin doğal yapısını da bozdukları gibi, mevsim esası ile canlanma hazırlıkları yapan bitgi örtüsünü, börtü böceği yok ettiler. Hem dozerlerle kazarak, hem işmakinalarına ve yüzlerce insana çiğneterek.
Yargıya saygılı olalım diye bağıran bağırana. Yargı kararı (Danıştay 2008/7891) var Üsküdar Belediyesinin o koru üzerinde hak sahibi olmasını ortadan kaldıran, ama gel gör ki belediye dinlemiyor. Yargı kararlarını çiğneyene ne olmuş ki bugüne kadar! Yanına kar kalmış yaptığı.
Bahane hazır, insanlara yürüyecek, koşacak; gençlerimize spor yapacak imkan yaratılıyor. Bu da spor ile aldatmak... İnsanların ve geçlerimizin önce soluyacak oksijene ihtiyaçları var! Şehirdeki son ağaçlık alanın yola dönüştürülmesine değil!
Niyet o canım araziyi koruyarak üzerinde sporcuları yarıştırmak olsa, kesinlikle çözüm bulunurdu.
İnanın, değil babanızdan kalmış, beleş elinize geçmiş olsa öyle parçalamaya yüreğiniz elvermezdi. Koru 350 dönüm (350.000m2), pek çok canlıya yuva, sığınak. Bir önceki yazıma gelen yorumda 52 kuş türü saymış bir gözlemcimiz, 20 kadarını da tanımlayamamış henüz. Sincapları ben biliyorum, bilmediklerim de var. Ya bitgi örtüsü ve ağaçları... Deresini kuruttular ama çevresini ev doldurarak.
Hepimizin ortak malı olan, dedelerimizin, ninelerimizin şehit olarak bize bıraktıkları bu toprakları, sözde seçtiğimiz (aslında parti başkanlarının iki dudağıyla atanıyorlar) yöneticilere emanet ettik. Bize vakaleten, ellerindeki yetkiyle acımasızca parçalatıp, betonlatıp satıyorlar ve biz asillerin feryadına da kulak tıkıyorlar.
Bazı güzide spor kulüplerimiz de destek vermiş olanlara. Sorarım o güzide kulüplerimize, kamudan arazi tahsisi almadan, bu vatana kaç yeşil alan, kaç tesis kazandırdılar kendi ceplerinden?
Kır koşusu niye kırda yapılmaz da şehrin ortasında yapılır?
Atletizm Federasyonu neden İstanbulda çorak bir araziyi alıp, gönlünce yol açıp, etrafını da yeşillendirerek hem sporculara, hem şehre, hem vatana hizmet etmez?
Hazıra konmak kolay! Hazırı yıkıp talan etmeye ne hakkı var vatan toprağını ve sorumlu görevlerini emanet almış yetkililerin?
Belediyenin değil yollarla paramparça edilmesine izin vermek, yakınındaki arazileri satın alarak o araziyi genişletmesi gerekir.
Sevgili Istanbullular, Üsküdarlılar, Kadıköylüler !
STFA'nın arazisi yasal şekilde satıldı ve konut yapmak üzere Taşyapı aldı. Biz hiç kapısına varıp belediyelerimizin sorduk mu, neden o araziyi alıp, halka yeşil alan olarak sunmadıklarını ve yeşil alanları genişletme fırsatını niye harcadıklarını.
"Pahalı.." dedilerse sorduk mu, “Nefes almanın fiyatı kaça?” diye.
Ya da, “Bize 5 yıl, söküp söküp kaldırım yapmayın, biz olanla idare ederiz, o araziyi alın halka açın!” dedik mi mesela?
O arazinin Validebağı Korusuna sınırdaş olduğunu kaçımız biliyor?
Siz hiç duydunuz mu, bunca ömrünüzde, bir arazinin halka yeşil alan olarak kullandırılmak üzere belediyelerce satın alındığını? Belediyeler durmadan ellerindeki arazileri, verirler, satarlar... Oysa, vatan toprağı o alanlar, hepimizin.
Şimdi yerel seçimlerde yeni sorumlular seçeceğiz, yine bize ve haklarımıza vekalet edecekler, tam yetkiyle.
Hesap sorma zamanı bugün değilse, bilin ki hiç gelmeyecek!
Validebagi Korusu yaklaşık 350 dönüm olup, Koşuyolu, Altunizade, Acıbadem üçgenindedir. ATATÜRK tarafından öğretmenlerimize tahsis edilmiştir. MEB denetimindeki koru, Istanbul Milli Eğitim Müdürlüğünce Üsküdar Belediyesine 10 yıllığına (ardından uzatılır...) devredilmiştir. Tabii bakımı, güvenliği sağlanacak denerek.