Spor salonuna gitmek için zayıflamam lazım

Spor salonuna gitmeyi planlamıştım.. Kaydımı da yaptırdım. Üç gündür gitmeyi erteliyorum.. Neden mi, kilolu vücuduma giydiğim eşofmanlarımı kendime hiiiççç yakıştırmıyorum..

Spor salonuna gidebilmek için önce kilo vermem lazım.. Ondan sonra birbirinden şık eşofmanları giyerek her gün o salona gidebilirim.

Bir kere bu halimle hiç sportif görünmüyorum.. Eşofmanımın daha bir ortaya çıkardığı fazlalıklarla, yürüme bandı ya da adını bilmediğim bir sürü aletin üzerinde cebelleşirken, terli ve kızarmış yüzümün ne denli komik bir sahne ortaya çıkaracağı aşikar. Yok yok bu halde spor salonuna gidemem… İyi de ben şimdi ne yapacağım…

Elma sirkesi kürüne başladım.. Ne kadar da popülermiş… İksir olarak tanımlanıyor hatta.… Her derde deva olduğu iddia ediliyor. Kemik erimesinden tutun da, cilt, saç bakımı da dahil olmak üzere migren, sinüzit ve bilumum hastalıkları iyileştirmede, bağışıklık sistemini güçlendirmede bir çok faydası varmış. Ben ise sadece işin zayıflatma kısmıyla ilgileniyorum. Bu yüzden tarif edildiği üzere her sabah ılık suyun içine 2 tatlı kaşığı elma sirkesi ve bir çay kaşığı bal ilave edip aç karnına içyorum. Ancak spor salonuna gitmediğim için dozu arttırmakta yarar gördüm.. Bir doz da dün yediğim çikolatalar için mi alsam, ne yapsam…

Spor salonuna gitmemenin vicdan azabını hafifletmek için sabah 50 dakikalık yürüyüş yaptık eş-dostla… Kendimle tam gurur duyuyordum ki, arkasından kahvaltı için gidilen simit sarayı tüm suçluluk duygularımı arttırdı. Bahsettiğim mekanın saraylara layık böreğinden tutun da reçeline kadar mükellef bir kahvaltı sunması, hafifletici mi yoksa ağırlaştırıcı mı bir sebep oluşturabileceği takdirinize kalmış.

Şu zayıflama işi ne zormuş.. Depresyona giriyorum galiba. Eh, spor salonuna da gitmeyeceğime göre biraz uyuyayım bari…