Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

04 Aralık '17

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Stresten Uzak Bir Pazar Gezmesi

Stresten Uzak Bir Pazar Gezmesi
 

 

Kırk yılı geçti Yorgo Dayı’yla tanışalı. Az çapkın değildi hani. Kaç hatun eskitti Angel Anne’ye kadar! Bıçkın delikanlıydım okul yıllarında, öğüt (!) verirdi bana: “İki kızı idare etmesini bileceksin, biriyle yakalansan bile kim koymuş bu kızı yanıma deyip inkâr edeceksin!” derdi:)

Bir ömür geçti tabii bu söylemlerin üzerinden. Mübeccel Teyze’yi saymazsak, yaşlandıkça duruldu da Angel Anne’den sonra bir başka bilge oldu başımıza:)

Şakayla karışık soruyorum, savunmaya geçiyor; işin özünü anlamıyor!

“Dayı, rakı tüketimimiz neden arttı, öğlen de mi içmeye başladın?”

“Yüce İsa iftiradan korusun! Bu iddianı kanıtlamazsan müfterisin!” diyor.

“Dayı, seni Mübeccel Teyze’yle ele ele görmüş Bedran, hatta bak resminizi de çekmiş! Bu şaibenin hesabını vermen gerekecek!”

“Yalancı hain Bedran! O resim de sahte, fotomontaj!”

“Debelenme Dayı; hiçbir yanlış sonsuza dek gizli kalmaz, doğrular illaki kazanır!”

Vesselam, bizim akıllı kurt sobelendi; beyaza siyah deyip yırtmaya çalışıyor:)

Bazen çok gergin uyanıyorum ve gün içinde mutlaka deşarj olmam gerekiyor. Kafama taktığım onlarca şey olduğu için de birine sarmam rahatlamama yardımcı oluyor. Hiçbir şeyi değiştiremeyeceğime ve kendimi üzmekle kalacağıma inandığı için Elçin genellikle “Sana kolay gelsin.” diyerek sıvışıyorsa da dayanamayıp bana katıldığı da oluyor.

Dün Anadolu Yakası’nda bir konut projesine gittik. Afili bir ofis; Serenay çakması minili kızlar, Kıvanç çakması delikanlılar kapıda karşılıyor. Boca edilmiş parfüm kokuları arasında maket binaları inceliyorsunuz. Pırıl pırıl bardaklarda çayınızı yudumladıktan sonra örnek daireyi keşfe götürülüyorsunuz.

“Bu evye ve batarya harika görünüyor, yerli mi bunlar?”

“Elbette yerli efendim. En birinci kalite ACE.”

“Ankastreleri de çok beğendim. Ee tabii, yılların Alman markası. İthal herhalde?”

“Hayır, burada FROPILO üretiyor.”

“Gardırop, portmanto kiraz ağacı sanki.”

“Hayır, ceviz kaplama efendim. Bizim MODOKO’da üretiliyor.”

“Dikkat ettim de dışarıdan hiç ses gelmiyor!”

“Çünkü ısı ve ses yalıtımlı FITRATPEN doğramaları ve 3 katmanlı MISICAM kullanıyoruz. Ve dikkatinizden dolayı kutlarım efendim. Sorularınız gösteriyor ki kaliteden anlıyorsunuz! Sizi de değerli komşularımız arasında görmekten büyük mutluluk duyacağız.”

Benim yüzümdeki hayranlık (!) ifadesini Elçin layıkıyla kopyalayamıyor ve zamansız perde indirme tehlikesi yaşıyoruz!

Çakma Kıvanç nasıl bir kumpasa düştüğünden habersiz, evi sattığından emin halde bizi tekrar ofise davet ediyor! Dönüş yolunda havadan sudan sorularla “Ticaret bahane, dostluk şahane!” demek istiyor:) İçimdeki gülüşmeler dışarı çıkmasın diye büzüştürüp duruyorum ağzımı. Böylesi sahneleri defalarca yaşamış Elçin biliyorum ki çocuğa acıyor; ama kazanacağı tecrübe adına da seviniyor.

İyice okkalanmış, kıvama getirilmiş, alıma hazır müşteri bağlamında sade Türk kahvesi ve çikolata ile ödüllendiriliyoruz.

“Almaya karar verdiniz sanırım, hayırlı olsun Ata Bey! Ödemeyi nasıl yapacaksınız, kredi kullanacak mısınız?”

“Tamamını peşin ödeyeceğim; yatırım amaçlı alıyorum zaten. Yandaki blok, üçüncü kat, güney cepheli 1+1 son ne olur peki bize? Tabii bir de kesin teslimat tarihinin sözleşmeye yazılmasını istiyorum.”

“Yıl sonuna kadar kampanyamız var ve arzuladığınız 1+1 daireyi size €90 bine bırakabiliriz. İnşallah Nisan 2018'de de teslim edeceğiz. Sizden bugün 5 bin lira avans rica edelim, kredi kartıyla da ödeyebilirsiniz; yarın da bakiyeyi teyitleşiriz, havale edersiniz.”

“Anlaştık delikanlı, ver sözleşmeyi kendi el yazımla doldurayım.”

“Zahmet olacak size efendim!”

“Ne demek aslanım, bütün gün in-çık canınız çıkıyor, yoruluyorsunuz zaten! Sen bana bloğun ve dairenin numarasını, metrekaresini söyleyiver.”

“A2 Blok, Daire 14, 60 m2”

“Tamam, yazdım. Teslimat tarihine de -hadi size kıyağım olsun- Mayıs 2018 dedim ve 90 bin liranın 5 bin lirasını da avans olarak ödediğimi belirttim.”

“!..... Ata Bey, dairenin fiyatı 90 bin euro, yani 420 bin lira civarında eder!”

“E mübarek çocuk; dairede kullandığınız her malzeme Türk malı, herhalde ne senin ne de işçilerin maaşı euro değildir! Giderler TL - Gelirler Euro, ohh ne güzel iş; yoksa biz AB üyesi olduk ve euro’ya geçtik de benim mi haberim yok! Senin patron cİngÖz de biz saftirik miyiz? Ayrıca, projenin adı neden “Yellow Daisy Residences?” Fransa’da, Almanya’da “Haşmet Ağa Konakları.” var da daireler TL üzerinden mi satılıyor?”

Çocukcağız kıpkırmızı oldu, önündeki suyu fondipledi ve tam ağzını açacaktı ki Bn Otacı hiç de ondan beklenmeyecek bir hamle yaptı: “Arkadaşı hem yorduk hem de üzdük; 95 bin lira verelim bari!”

Nasıl bir belaya çattığını sorgulayan garibim bakınma aşamasından konuşma aşamasına geçemeden kalktık. Masaya 10 euro bıraktım, emekleri ve de çay-kahve için teşekkür ettim.

 

 
Toplam blog
: 462
: 1159
Kayıt tarihi
: 07.03.09
 
 

Ne güzel bloglar yazdık, ne muhteşem dostluklar kurduk; onlar kaldı baki... ..