Şu açılımın sonrası

Kaptanın kararını beklerken, teknemiz derin sulara sürüklendi bile...

Önce "açılalım" dendi, cesaret gelmeyince; "Hele biraz bekleyelim" dedi kaptan. Çapayı suya salladı. Zincire kalama vere, vere denizin dibine demirledik. (Veya öyle sandık.)

Meğer, bizim çapa zemini "teğet" geçmiş. "Amanın yalılar nerede kaldı" diye uyardı Niyazi. Derin sular(bizden habersiz) tekneyi açıklara sürükledi. Şimdi bir sert rüzgâr çıksa, hangi ulusun sularına sürükleneceğimiz belli olmaz. Kaptanı deniz tutmuş olacak ki; Bu konuda sesi hiç çıkmıyor. Kimse de akıl vermeye cesaret edemiyor. Çünkü, "en akıllımız kaptanımızdır" kuralı halâ geçerli.


Şöyle veya böyle, varsayalım açıldık, el sözüne kanarak maceraya atıldık. Bunun sonu nereye varabilir?

Açılımı kotaranların neler düşündüklerini bilemem ama, bu ülkede yaşamak zorunda olanlar adına endişeliyim.

Akıllı uluslar, kendileri daha mutlu bir yaşam sürdürebilmeleri için, çevrelerindeki ülkeler için karmaşık sorunlar üretirler. Yem olarak kullandıkları en cazip fikir ise etnik ayırımcılıktır. Bir defa gaz vermeleri yeterlidir, artık araç kendiliğinden gider. Nereye gideceği de önemli değildir. Yeter ki; Sürekli sorun yaratsın ve tarafları meşgul etsin.

Dikkat edilirse görülecektir ki; bu tür uygulamalar, stratejik önemi olan kilit konumundeki ülkelerde daha çok görülmektedir. Basit bir yaklaşımla, atalarımızın "birlikten kuvvet doğar" sözüne kulak vermeliyiz.

Ortadoğu' da güçlü bir Türkiye, tüm unsurların mutluluk içinde yaşamasını sağlayabileceği gibi. Dünya barışının da teminatlarından biri olabilir.

Örnek vermek gerekirse, süreç gözlerimizin önünde devam ediyor. Son aylarda toplumsal sorunlarımızla, fakirlikle, işsizlikle, eğitimle ilgilenecek zaman bulabildik mi? İşte bu yaşadıklarımız böyle sürüp gidecek demektir. Bu da daha sorunlu bir ortamı hazırlayacağından, bitmez tükenmez sürtüşmeleri dikkate alarak yeniden düşünmeyi öneriyorum.

Özet olarak: Moda sözcüklerle üstü örtülmeye çalışılan, resmi ideoloji, üniter devlet gibi eski kavramlara tekrar dönmenin, bu ülkede yaşayan herkes için yararlı olacağına inanıyorum.

Ayrıca, çeşitli siyasi amaçlarla birbirlerinden uzaklaşan kesimlerin ne yapıp, yapıp barışık hale gelmesi de zorunludur. Yapay olarak üretilen küskünlüklerin üstesinden gelmedikçe, birliğimizi pekiştirmemiz zorlaşacaktır.