Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

17 Ağustos '07

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Su gibi...

Su gibi...
 

" Su gibi aktı yıllar
deryada bi damla kadar
yaşadım şahidimsiniz yıllar
sizden kim korkar ! "*

Korkmuyorum işte sizden ! Dimdik ayaktayım. Yüzümdeki çizgiler mi ... dediniz ? Her birinde bir aşk, bir hüsran, bir savaş , belki de minicik bir sevincin anısı çizgilerimle ne kadar da anlamlıyım artık...Kim korkar sizden? Gelin üstüme üstüme...deneyin isterseniz! Denemediniz mi kaç kere ? Bıkmadınız mı yıllar?

Damla damla verdiniz, okyanuslar gibi aldınız yıllar. Gidin başımdan ! Anlamadınız mı hala , beni yıldıramadığınızı ? Sizden kim korkar ! Kim korkar hain kurttan yıllar ? Ha... Kim...?

"bir ömrün hikayesi
sığar mı bilmem satırlara
yaz desem anılara
sırlarımı ele verir mi..."

Herkesin hikayesi gibi sıradan bi hikaye işte... desem de...
Kim , hangi yazar soyunmuş ki çırılçıplak? Kim vermiş ruhunun tüm gizlerini , dehlizlerini ?Yıkılmışlıklarını...sürgünlerini... vurgunlarını...yetmez ...yetmedi... bir daha...aldatılmışlıklarını...uğradığı ihanetlerini? Kalleşliğin pis kokularını? Kim anlatmış ki , uğradığı ihanetlerin, vefasızlıkların, sahte dostlukların pazara çıkarılıp, batan geminin malları gibi satıldığını? Kim?

"su gibi aktı yıllar
deryada bi damla kadar
yaşadım şahidimsiniz yıllar
sizden kim korkar ! "

Mutluluktan vazgeçtim be hayat! Huzur istedim sadece senden...
Keder yine, atımın terkisinde geliyor işte dörtnala,
Nereye kaçsam faydasız... Ve gönül her defasında çocuk ve çırılçıplak...


" gül gibi hatıralar
tül gibi beni sarar
daha dün yaşananlar
hem yakın hem
uzaktalar..."

Gurbet ne yana düşer usta , sıla ne yana ?
Bize hep gurbet düştü be usta ! Ne çocukluğumun evi kaldı, ne de oyun bahçelerim. Depremlerin yıkıntıları arasında bez bebeklerim, kahkahalarım gibi...

Ne çok severdim karlı havaları. Tipi ile hırçın dalgaların yarıştığı bir akşam vakti...Okuluna giderken, karları yaran kız çocuğu çoktan büyümüştü de hani...Mumlar yanıyordu sadece o her yanı camlarla kaplı , denizin tam üstündeki evin köşelerinde . Hani bir sevgi dalgası yalıyıvermişti de yüreğimi...Ve sımsıkı tutuvermiştim ellerini ...

Ne şehirler bıraktım arkamda dönüşsüz. İçinde insanı yoktular. Yaşama bi türlü tutunamayan, bi türlü köklerini topraklarına salamayan yaban otları gibiyim. hani elinizle tuttuğunuzda ...hemen ayrılıveren toprağından , boynunu büküveren yaban otları gibi...

Sağda solda etrafa saçılmış anılar... dönüp duruyorlar alıcı kuşlar gibi tepemde. Beynimin dehlizlerinde, düşlerimde. Hiç sebepsiz karşıma çıkıveriyorlar, aniden. Bazen bir şarkının çoktan unutulmuş sözlerinde, kayıp sandığım düşlerimde, özenle saklanan bohçaların diplerinde kalmış mor hercailer işlemeli kanaviçe örtülerde, bir kokuda, bir renkte ya da bi köşeye sıkışıp kalmış siyah beyaz bi fotoğraf karesinde, yitirilmiş pembe zarflı mektuplarda.

Yaşama dair , ne çok sözüm birikti. Hani bıraksalar , konferanslar verecek cinsten hayat üniversitesi kürsülerinde. Hiç bi şey şaşırtamıyor artık beni insana dair de...saksımdaki sardunyanın , bu kuraklıkta bile durup durup çiçek açışına hala şaşıyorum nedense...

"su gibi aktı yıllar
deryada bi damla kadar
yaşadım şahidimsiniz yıllar
sizden kim korkar..."




*Sezen' in çok sevdiğim bu şarkısı ve bu yazım kendime doğum günü armağanı olsun...

 
Toplam blog
: 171
: 2319
Kayıt tarihi
: 15.02.07
 
 

Düşünen, üreten, kendine, insana, çağına sorumlu, tavırlı, taraflı , çağdaş ve yüzü aydınlığa dön..