- Kategori
- Çevre Bilinci
Su hayattır
Canlılar için gerekli olan temel gereksinimlerin başında öncelikle hava ve su gelmektedir. Bunların yanında besin maddeleri olmadan canlılığımızın sürdürülebilme olanağı yoktur. Bu gereksinimleri önemine göre sıralamak her ne kadar doğru bir yaklaşım olmamakla birlikte, yokluklarında insan vücudunun verdiği tepkiler epeyce farklılık göstermektedir. Havasız ne kadar yaşayabileceğimiz bellidir. İnsan vücudu susuz kalmaya 7 ila 12 gün dayabilmektedir. Gıda maddeleri almadan sadece su içerek 5 haftaya kadar yaşam sürdürülebilmektedir.
Doğada bulunan tüm canlı türleri bitkiler ve hayvanlar su olmadan yaşamlarını sürdüremezler.Diğer yandan su kentsel yaşamın vazgeçilmez bir parçası haline gelmiştir. Sularımızın bir ay kesik olduğunu düşünün…Başlıbaşına bu varsayım bile bana göre bir deprem kadar ürkütücü gelmektedir.
Suyun insanlık ve dünyanın geleceği yönünden taşıdığı önem 2002 yılında Johannesburg’ da düzenlenen II. Dünya Çevre Zirvesi’nde “ Su Yok Gelecek Yok ” sloganı ile tam olarak vurgulanmıştır. Bu slogan gerçekleri tamamıyla yansıtmaktadır.Dünya Sağlık Örgütü (WHO), verilerine göre 3. dünya ülkelerindeki hastalıkların % 80' i (malarya, tifo, kolera, dizanteri) sağlıksız ve yetersiz su kullanımından kaynaklanmaktadır. Temiz su kaynağı yetersizliği yüzünden çoğu çocuk binlerce kişinin kirli suyun yol açtığı hastalıklar yüzünden öldüğü bilinen bir gerçektir.
Suyun önemi gelecek yıllarda daha da artacaktır. Günümüzde bile 1,4 milyar insan yeterli içme suyundan yoksun bulunmaktadır. 2025 yılından itibaren 3 milyardan fazla insanın su kıtlığı ile karşı karşıya kalacağı tahmin edilmektedir. Yaşam için vazgeçilmez öneme sahip suyun temini için birçok ülkede tuzlu sudan tatlı su elde edebilecek tesisler bulunmaktadır.
Sahip olduğu öneme ve hızla artan talep artışına rağmen tatlı su kaynakları yeterli değildir. Yer kabuğunun büyük bir bölümünün su ile kaplı bulunması, ancak toplam suyun sadece % 2,5’ in kullanılabilir nitelikte tatlı su olması durumun önemini ortaya koymaktadır. Suyun bu denli kıt olmasına karşın, günümüz dünyasında, kuraklık ve küresel kirlenme başta olmak üzere nüfus yoğunluğu, sanayideki gelişmeler ve bitkisel çeşitlilik ve yayğınlığın gelişmesi nedeniyle su tüketimi sürekli artmakta ve su kıtlığı bir çok ülkede kendini ciddi olarak hissettirmektedir.
Yetişkin bir insanın her gün ortalama 2,5-3 litre su tüketmesi gerekmektedir. Su içme ihtiyacı yaş, cinsiyet, yaşam şekli ve ortam ısısı gibi faktörlere bağlı olarak değişiklik göstermektedir. Vücut susuz kaldığında ‘’ dehitrasyon’’ denilen susuzluk durumuna girer ve böyle bir durumda susuzluğun zararları yaşam için tehlike oluşturmaya başlar. Zira kanın % 92’ si, beynin ve kasların % 75’ i sudur. Organizmadaki suyun % 10’ nu kaybedilirse yaşam tehlikeye girer ve daha fazla su kaybı ölümle sonuçlanır. Su hayattır.
O halde mevcut su kaynaklarını son derece dikkatli kullanmalıyız. Kuraklık ve çevre kirliliği gibi olumsuzluklara bireysel olarak hemen müdahale etmemiz mümkün olmamakla birlikte, küçük tasarruf yöntemlerini her zaman uygulayabiliriz. Zira Türkiye sanıldığının aksine dünya standartlarına göre su azlığı çeken bir ülke konumundadır. Giderek artan nüfus ile birlikte suya olan talep daha da artacaktır. Unutmayalım ki, kuraklığın mutlak hüküm sürdüğü yörelerde insanlar yaşamlarını sürdürmek için gerekli olan suya ulaşmak uğrunda hergün kilometrelerce yol katedmektedirler.
Bu konuda belediyelere bireylerden daha fazla görev düşmektedir. Su dağıtım şebekelerindeki kayıp ve kaçakların önlenmesi, iklime uygun bitki türlerinin yeşil alanlarda kullanılması, yeşil alanlarda salma sulama yerine damlama sulamanın tercih edilmesi önemli su tasarrufu sağlayacaktır.
Bireysel anlamda yapacağımız her türlü duyarlı davranış tonlarca su tasarrufu sağlayacaktır. Tema Vakfı açıklamalarına göre, 4 kişilik bir aile alacağı basit önlemlerle yılda 140 ton tasarrufu yapabilmektedir. Örneğin, 3 dakikalık diş fırçalama esnasında musluk açık kalırsa 5 litre, kapalı olursa 1 litre su harcanmaktadır. Aradaki 4 litre suya gelecek kuşakların çok ihtiyacı olacaktır.
Bu nedenle ;
Bahçelerimizde daha az bakıma ve suya ihtiyaç duyan bitkilerin ve çim türlerinin seçilmesi, bulaşık ve çamaşır makinelerimizi tam doluyken çalıştırmamız, damlayan muslukları onarmamız, akvaryum suyunu dahi bitki sulamada kullanmamız, bahçe ve ev temizliklerinde mümkün olduğunca susuz yöntemlere başvurmamız, gereksiz yere sifon çekmememiz için sadece bizim duyarlı olmamız yeterlidir. Bu tasarruf gelecek kuşakların yaşam teminatı olacak kadar değerlidir.