Suçlular kaçıyor!..

Bir senedir gazete sütunlarında sık sık okuyoruz, "Yeni yasaya göre polis evde arama yapamadığı için, "Savcılıktan izin gelene kadar sanık kaçtı" veya daha da acısı "Yeni yasaya göre polis bir eve girmek için savcılıktan izin gelmesini beklerken, içeride koca karısını öldürdü."

Bu haberleri okuyoruz, televizyonlarda seyrediyoruz… Yeni yasa bizler gibi polisi de seyirci yaptı..! Bu nereden çıktı. Sokak da ki adam senelerdir karakollarda polisten baskı gördüğünü ileri sürdü. Bu bir oranda doğruydu. Profesyonel suçlulardan büyük kesimi baskı görmediği halde mahkemelerde baskı gördüğünü ileri sürerek söylediklerini inkar ettiler.

O zamanlar kural şuydu. "Geçerli olan beyan yargıç önünde yapılandır. Tek başına poliste yapılan beyan delil olarak kabul edilmez." Doğru olmaya doğruda yapılan suçu bilhassa profesyonel suçlulara polis nasıl itiraf ettirecekti? Elde bu günkü kadar modern aletler, laboratuvarlar, uzmanlar yoktu. Zorunlu olarak her şey korkuya, baskıya dayanıyordu. Burada polis haklı idi. başka türlü hiçbir suçlu konuşmaz yasa korkusu –polise düşmek korkusu olmazdı. Emniyet güçleri gerekirse arıyor –gerekirse suç mahalline giriyor, baskın da yapıyordu.

Bu baskı konuşula konuşula bugünlere geldik. Bugün; Artık suçluyu yakalamak için veya suç işlenen bir eve girmek için polis savcılıktan izin bekliyor. Sözde sütten ağzı yanan yoğurdu üfleyerek yiyecekti.. Yeni Ceza yasası da, yeni CMK da (CMUK yerine geçen yasa) öyle görünüyor ki birer reaksiyon yasası. Arama yapmak çok önemli derecede kısıtlanmışsa, tutuklamama esas kabul edilip, tutuklama birkaç suç için kabul edilip, yerine önemli ölçüde "Adli Kontrol" denilen, hiçbir zaman takibi mümkün olmayacak şekilde "adı var kendi yok" sisteme bağlanacaksa, bu reaksiyon yasası suçluların ekmeğine tereyağı sürecektir.

Bugün bu yasanın sonuçlarını görüyoruz –okuyoruz. Hiç birimizin kabul etmeyeceği şekilde suçlular adliyeden veya polis karakollarından çıkıp gidiyorlar. Hem de gülerek kameralara alaycı pozlar vererek. Geride o suçtan zarar gören, adalete sığınan iyi halkımın zavallı duruma düşürerek, adeta onlarla alay ederek, onları yasalara isyan ettirerek çıkıp gitmeler tehlikeli noktalara geliyor. Vatandaş kendi hakkını kendi
arama işine giriyor, kendisi o suçun cezasını hem de daha ağır olarak vermeye, hatta linç etmeye kadar gidecek tepki gösteriyor.

Bu yasaların yürürlüğe girmesinden önce eğitimli eleman ve kurulmuş sistemler olmalıdır ki icraat yapılabilsin. Bugünkü ortamda polis yeni getirilen yükü nasıl kaldırsın? Kaldıraamaz.. Evet özgürlük esastır, elbette bu özgürlük suç işleyenlerin hakkı değil, suça maruz kalanların ve kalacaklarında hakkıdır.

Kısaca yeni yasa masum vatandaşın aleyhine, suçlunun lehine sonuç doğuracaktır, doğurmaya başlamıştır. Bizim toplumuza uyan yasalar çıkarmak zorundayız. Dış dünyaya uyalım derler içerde ki suçluları kaçırıyoruz. Vatandaşa yazık oluyor…

ozcanvural1933@hotmail.com