Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 

03 Ocak '21

 
Kategori
Anılar
 

Şule'nin Düğünü

Kızım Şule'nin nişanını yazmıştım. Şimdi düğün hikayesini özetle yazıyorum. Şule elektrik-elektronik mühendisi. İstanbul'da çalışıyordu. Nişanlısı endüstri mühendisi ama başka bir alanda çalışıyor.Ben Şule'ye işinden ayrılmamasını ısrarla tavsiye ettim ama kendi tercihi. Evlenip Almanya'ya gidecek, işinden de ayrılmış olacak haliyle. Şule nişanlısıyla anlaşmışlar hem nikah hem düğün yapacaklarmış. Telefonda nişanlısına söyledim, düğüne gerek yok diye ama. Bana;' eğleniriz' diye cevap verdi. Ben düğün için hiç masraf yapmadım. Emekli memurum. Yalnız hediye bir bilezik aldım.

Düğün davetiyesi bana mesajla geldi. Baktım davetiyede baba ismi yok. Sadece kendi isimlerini yazmışlar, anne,baba isimleri yok. Davetiyeleri de Şule bizzat kendisi gönderiyor yakınlarıma. Almanya'da yaşayan ablamla aramız limoniydi. Ben davetiye vermezdim. Halası oluyor. Ona da davetiye vermiş. Halası Çaycuma'da oturan bekar kız kardeşime bir küçük altın parası göndermiş. Ben takılmasını kabul etmedim, geri gönderin dedim. Sonra bu Şule'nin düğünü vaz geçtim geri göndermekten. Telefonda kız kardeşime;' küçük altını bozdurun, yolda masrafları karşılarsınız'dedim. Öyle de oldu.

Şule'nin annesi Erzurumluydu. Vefat ettiğinde Şule 12 yaşındaydı. Okudu mühendis oldu. Annesi göremedi ama.

Ben de Kadıköy'de yapılacak nikah ve düğün için iki bayan akrabama davetiye gönderttim, ekonomik durumu ve yakınlığımız gelebilirler diye düşündürdü beni. Ama gelmediler. Biri halamın kızıydı, sonra onun da kızının düğünü oldu Çaycuma'da, ben Düzce'de oturuyorum. Telefonla beni düğüne davet etti. Sen niye gelmedin kız bizim düğüne dedim. Gidemedim tabi, yol uzak. Aynı yerde olsaydım giderdim tabi.

Şule İzmir'de oturan amcasına da davetiye göndermiş. Emekli memur, kolay değil İzmir'den İstanbul'a düğüne gitmek. Tabi Şule'nin haberi yok, İzmir yolmasrafını ben karşıladım. Öylegelebildiler sağolsunlar.

Çaycuma'dan Yaşar ablam ve çocukları, kız kardeşim Ayten geldi. Yaşar ablamın damat beyleri ise teşrif etmediler. Sanırım arabada yer sorunu olmuştur.

Şule'nin anne tarafı bir ikiistisna tam kadro düğündeydiler. İki çelenk vardı. Biri, amcamın oğlu Cafer Kaya, diğeri şimdiki eşimin erkek kardeşi diş hekimi Gökhan Özer. Eşim Dilek hanımın İstanbul'da yaşayan teyzesi vardı. Belki gelir diye ben mesajla davet ettim. Sağolsun geldi ve çeyrek altın takmış üstelik. Marmaris'ten Şule'nin annesinin arkadaşı da gelmiş sağolsun. Damat beyin ailesi de var. Salon doldu hemen hemen. Yemekliydi, müzikli eğlence başladı. Sahne hep aile bireyleri. Güzel bir düğün oldu, çok tedirgindim aslında. Kadköy'de biz nasıl düğün yaparız diye.

Nikah öncesi duvarda panoda 2 resim belirdi. Şule'nin annesi ve Güney'in annesi. Çok duygulandırıcı bir görüntüydü.İkisi de rahmetli insan.

Birbirini hiç tanımayan iki aile düğünde karşılaşıyorlar. Evlilik böyle bir şey işte. Şule arkadaşlık yaparak evlendi. Zengin bir talibi çıkmış daha önce ama kabul etmemiş. Yani aşk evliliği yapmış oldu. Kendi tercihi,gönüle müdahale edilmez.

Nikah esnasında, Şule'ye sordu nikah memuru, Şule; uzun bir eveeeeet dedi yüksek sesle, öyle bozuldum ki sormayın. Mutlu olsun da gerisi önemli değil.

Yılbaşında telefonla görüştük, almanca öğreniyorum dedi. Olumsuz bir durum yok, içim rahatladı. Damat Güneyde beni Almanya'ya davetetti. Nasip bakalım dedim.

Özet şeklinde anlattım. Bir kızım daha var Kastamonu'da üniversitede görevli. Asla düğün kabul etmem, sadece nikah yeter. Emekli ailesiyiz sonuçta.

 
Toplam blog
: 491
: 222
Kayıt tarihi
: 15.03.11
 
 

A.İ.T.İ.A Yönetim Bilimleri Fakültesini bitirdim. Kütüphaneci ve Maliyeciyim. Emekli oldum. İlgi al..

 
 
 
 
 

 
Sadece bu yazarın bloglarında ara