- Kategori
- Siyaset
Suriyeli kürtlerden sürpriz!

Güney komşumuz Suriye de enteresan şeyler oluyor doğrusu, 17 aydır ülkede süregelen iç savaşın en önemli dönüm noktası sanırım geçtiğimiz hafta içinde başkent Şam’da Esad rejiminin savunma bakanı ve bakan yardımcısının “güvenlik zirvesi” toplantısı yapılırken Esad’ın korumalarından birinin düzenlediği intihar saldırısı sonucu öldürülmeleri ile ülkede savaşın ve kaosun boyutu daha da tırmandı.
Şam’ın göbeğinde düzenlenen bu saldırı Esad güçlerinin bundan sonraki stratejisini asilere karşı saldırı değil, savunma üzerine kuracağının ipuçlarını saldırısı sonrası ülkenin diğer bölgelerindeki askeri güçlerin başkent Şam ve çevresine kaydırılması ile anlamış oluyoruz.
Suriye ordusunun Şam’a endekslemesi öteden beri baas rejimine karşı siyasi mücadele veren Kürtleri harekete geçirdi.
Ülkedeki iç savaş süresince ne Esad güçlerine destek veren ve ne de asilerin oluşturduğu muhalif gücün yanında yer alan Kürtler şu an için savaşın “kazananı” olarak görülüyor denebilir.
İşte bu yüzdendir ki Suriye’deki iç karışıklığın karmaşasında en iyi pozisyonu sanırım Kürtler aldı desek yeridir.
Kürt parti ve grupları direkt savaşa herhangi bir tarafın yanında yer almaktansa kendi aralarında oluşturdukları ittifakla; Özerk Kürt bölgesinin oluşturulması adına çeşitli komiteler kurup en iyi zamanlama ile harekete geçtiklerini görüyoruz.
Bir noktaya dikkat çekmek gerekir ise bugün için Suriyeli Kürtler adına elde edilen kazanımlarda Kürdistan bölgesel yönetimi başkanı Mesut Barzani’nin geçtiğimiz ay Kürdistan’ın başkenti Erbil’de Suriyeli muhalif Kürt parti ve grupları bir araya getirerek oluşturduğu zeminin payı büyük.
Daha sonra Barzani Suriyeli Kürt gençlerine askeri eğitim verdiklerini bir demecinde dile getirerek desteğin boyutunu daha net bir biçimde çizmiş oluyordu.
Tüm bunlar yaşanırken Kürtler organize şekilde önce Kobani, ve daha sonra Afrin ve Derik dahi birçok Kürt kentinde çatışmaya girmeksizin yönetime el koyup kamu binalarına Kürdistan bayrakları çekerek sonrası için hem Esad’a ve hem de Esad’a karşı savaşan muhaliflere karşı adeta meydan okudular.
Türkiye ise bu beklenmedik gelişmelere karşısında bir şaşkınlık dönemi yaşıyor, Esad’ın gitmesi için tüm diplomatik enerjisini sarf eden açık açık muhaliflere destek veren Ankara Kürtlerin bu beklenmedik hamlesi ile adeta “mat” olmuş durumda .
Ankara için durumun özeti ancak şöyle izah edilebilir:” dimyata pirince giderken, eldeki bulgurdan olmak.”
Esad’ı istemeyen Türkiye kendi Kürt sorunu ile boğuşurken hemen dibinde kurulması çok yüksek ihtimal bir Kürt devletinin kâbusu ile adeta karşı karşıya kalmış durumda.
Aslında Kürtlerin İstanbul’da Suriyeli muhaliflerin düzenlemiş olduğu Ankara güdümlü toplantıda masadan kalkması ve ardından Kahirde Kürtler ve diğer muhalifler arasında yumruklaşmaya kadar varan ihtilaf belki de bugünün habercisi gibi idi.
Kürt muhalefeti ne Ankara ve nede başka bir gücün güdümüne girmeyi kesinlikle kabul etmeyeceğini ve kendileri için tek istenen şeyin” özerklik” olduğunu o iki toplantıda da dile getirdiler.
Esad gider mi- kalır mı bilinmez veya tersinden ele alırsak muhalifler Suriye’de iktidara gelir mi-gelmez mi bilinmez ama görünen o ki Suriye de yönetim kimde kalırsa kalsın Kürtler ile ağır bir çatışma süreci yaşayacaklarını kestirmek zor değil ve bu çatışmanın Türkiye, İran ve diğer bölge ülkelerini içine alması sürpriz olmaz!