Sütçüler'in Kekiği

SÜTÇÜLERİN KEKİĞİ MEŞHUR. YOKSA ŞÖYLE Mİ DEMELİYİM,

SÜTÇÜLER İLÇEMİZ YAKIN ZAMANA KADAR KEKİĞİYLE VE KEKLİĞİYLE MEŞHURDU.

 

Sütçüler, Isparta ilinin güneydoğusunda yer alan, Konya Antalya ve Burdur illerine sınırı olan düne kadar ahalisinin hayvancılıkla uğraştığı bir ilçedir. İlçenin pınarları olsa da toprakları dağlık ve engebelidir. Bu sebepten daha çok hayvan yetiştiriciliği ile geçimini sürdürür ilçe sakinleri. Suyun bol bulunduğu bölgenin dağlarında Allah'ın lütfuyla yetişen tazecik kekikleri yiyerek beslenen hayvanların eti, sütü bir başka lezzetli bilinir. Bu kekiklerin kokusuyla mest olan kekliklerin yuvaları da ilçenin çevresinde sıklıkla görülürdü. Avcılar gönül yorgunluklarını gidermek için dağlara keklik kovalamaya koşarlardı. Günümüzde dağlardan kekikler kökletilmiş, dolayısıyla avcıdan kurtulan kekliklerde bilinmez yerlere uçup gitmiş. Yörede hayvancılık yapanlar ilçeden göçer olmuşlardır. Pek çok Anadolu göçeri gibi, Sütçülerliler de hayatta kalmaktaki çareyi İstanbul'a gitmekte bulmuşlardır.

 

Çocukluk yıllarımda Sütçüler ilçemize ulaşımın zor olduğunu duymuştum. Buraya atanan görevlilerin dağları katır sırtında aştıklarını babamdan dinlemiştim. Babam buraya maliye müfettişi olarak görevlendirilmiş, lakin o yamaçları katırla da olsa aşamam, diyerek oraların mağduriyetine çare bulunması için çabalamış, bürokrasi çarkında dönmekten bıkınca da memuriyetten istifa etmiş. Öyle çetin bir yerleşim yeriymiş Sütçüler. 

 

Doğunun ulaşım şartları neyse bizim Akdeniz bölgesindeki Sütçüler yöremizde aynı zor şartlardan mustaripmiş. Kışın Sütçülerliler hayvanlarından elde ettikleri sütü, yağı, peyniri satmaya bile şehre gelemezlermiş. Şehirlilerde kekikle beslenen hayvanlardan üretilen tereyağını, peyniri çok tercih etmelerine rağmen, şu ilçeye el birliğiyle destek olalım da makus talihini yeniverelim. Dağlarından yol açıp, şehre ulaşımlarını kolaylaştıralım" dememişler. Zenginlerde bazıları kurban bayramında fazla para vererek kekikle semirmiş davarları, maddi güçleriyle her şartta kurbanlık olarak getirtirmiş. Lezzetli etleri paralarının çokluğu sayesinde yerlermiş.

 

Zaman gelmiş geçmiş, İslam köylü 'çoban sülü' denilen zat, (Süleyman Demirel) devlet desteğiyle okumuş büyük adam olmuş, dış devletlerde bile eğitim görmüş, eğriyi doğruyu kavramış sonrasında devletin başına bile geçmiş. Uzun yıllar vatana millete babalık yapmış. İşte onun bu süreçlerinde kendi yöresindeki zor yerleri kolaylaştırmış. Sütçülere de yollar açmış, şehre ulaşımını kolaylaştırmış. Lakin bunlar olup bitene kadar Sütçülerli canından bezmiş, çoğunluğu hayvanlarını celeplere satıp ellerine geçen parayla İstanbul'a göçmüş. İstanbul'da gecekondu türünden ev bark edinenler fabrikalarda işçi olmuş, kazançlarıyla evlatların okutup kendi kaderlerini yaşamamaları için didinmiş durmuş.

 

İstanbul'da günümüzde pek çok Sütçülerliler var. Bazıları iyi kahvecilik, bazıları mükemmel aşçılık yaparlar. Etin iyisinden hâlâ iyi anlarlar. Birlikte kurulmuş, bir çatı altında toplanılan dernekleri bile var. Sütçülerli insanı, evlatlarından daha çok oğul olanlarını okuturlar. İyi makamlara gelen pek çok erkek evlatları bulunur. Kız çocukları okuma yazma sırasında oğuldan sonra gelir, genellikle onlar erken evlendirilir. İyi kısmet diye, çevreden önerilen biri damat edilir. Sütçüler ilçesi gidilmeyince el olur. Kekikleri yel mi olur?

 

Kekikleri yakın geçmişte Amerika'dan gelen araştırmacılarca dağlardan söktürülür. Yöre halkına "bilinçsizce toplanma, kullanma zararlı" diye belletilir. Devlette kekiğin tekrar üretilmesini yasaklar. Sonrasında o güzelim dağlar artık kekik kokmaz olur. Dağların bağrına yine devletin izniyle maden ocakları kurulur. Kökü toprağın altında kalmış olan, yeniden yeryüzüne çıkmaya çalışan güzelim kekik yatakları da bu madenlerden çıkan tozdan, dumandan kurur kavrulur. Boynu bükülür, boy atmaz olur. Dereler de çevresinde yeşermeyen kekiklere hasret kalmışlıkla önce bulanır, sonra kurur akmaz olur. Muhteşem dağların böğürleri koca iş makinalarıyla yarılır, kayaları tıpkı bir zamanlar üzerinde sürü otlatan insanları gibi oradan oraya savrulur...Bu şekil kıymetler hep yok olur... Ayfer AYTAÇ 

 

KEKİK NEDİR?

 

Kekiğe ilgi duyan alternatif tıpla ilgili bir halk hekimi, kekiği araştırmaya başlar. Kekikle ilgili çalışmalar yaparken kekiğin öldürmediği bir tek mikrop bakteri virüs olmadığını fark eder.  Kekik mikrop öldürücü özelliği ile antiseptik, anti mikrobik bir bitkidir. Ayrıca içeriğindeki maddelerle vücutta hücre koruma sistemlerini güçlendirmesiyle antioksidan, kanser oluşumunu engellemesiyle anti kanserojen, her türlü karın ağrısı ve gaz giderici özelliği ile anti spazmdık ve romatizmal hastalıkları iyileştirmesiyle, diyabet hastalığını engellemesiyle anti diyabetik ve vücuttaki kolesterol oranını ayarlamasıyla anti kolesterin özellikler taşımaktadır. Bu özellikleri ile kekik, yaşlılığı geciktirmekte, tümör oluşumunu engellemekte, şeker hastalığına iyi gelmekte ve gıdaların bozulmasın doğal yolla engellemektedir.

 

FAYDALARI:

 

-Bedeni kuvvetlendirir

 

-Hazmı kolaylaştırır.

 

-İştahsızlığı giderir.

 

-Sinirleri kuvvetlendirir.

 

-Kalp çarpıntılarını keser.

 

-Bağırsak iltihabını iyileştirir.

 

-Salgı bezlerinin düzenli çalışmasını sağlar. 

 

-Böbreklerde ve mesanedeki mikropları öldürür.

 

-Kanser hücrelerinin yeni damar oluşturmasını önler.

 

-Afrodizyak özelliği vardır. 

 

-Hastalıklara karşı direnme gücünü artırır.

 

-Çocuklarda görülen kansızlığı giderir.

 

-Kan dolaşımını düzenler.

 

-Müzmin öksürük, astım, bronşit ve zatürreede tedavi eder.

 

-Grip, nezle ve anjinde tedavi eder.

 

-Kekik suyu romatizma ağrılarını dindirir.

 

-Kandaki şeker miktarını azaltır.

 

-Şeker hastalarının yaralarını 1 haftada iyileştirir.

 

- Mantarı hastalıklarda 100 de 99 etkilidir. 

 

- Parmak arasındaki yaraları kaşıntıyı 3 günde tedavi eder.

 

- Ayak kokusunu önler. 

 

-Genital mantarda çok etkilidir 

 

-Bitkilerde kullanabilirsiniz bitkinizin canlandığını görürsünüz. 

 

 -Zararlı böcekleri öldürür, sivrisinek yaşamaz . Odaya sivrisinek gelmez 

 

-Buharı nefes açar 

 

 -Bademcik rahatsızlığı 1dakika gargarada 30 dakikada ağrı kalmaz.

 

-Binlerce yıldır Yörüklerin kullandığı ilk bitkidir. 

 

- Ağız kokusu da kalmaz.

 

- En büyük özelliği sindirim sistemindeki faydali ise ise kendine çevirerek üretir. Değilse öldürür. 

 

-Hücre duvarlarını güçlendirir.

 

- Kulunç ve sırt ağrısında muhteşemdir 

 

- Katarak için suyu ile göz yıkanır faydası hayli olur.

 

- Nefes açar, astım tedavi eder,

 

- Arı kekiği çok sever.

 

- İnsülin salgısını artırır. 

 

- İnsülin kanallarını açar. 

 

- Kullandığınız suyun temiz olup olmadığını test eder.

 

- Yağları eritir, zayıflatır.

 

- Eklem ağrılarına iyi gelir. 

 

- Gastrit tedavi eder.

 

- Tüm mide ağrıları kısa sürede yok eder. 

 

- Ayak kokusunu tedavi eder.

 

- Tırnak mantarını tedavi eder.

 

- Bitkilerde kök hastalıklarında etkilidir. 

 

-Demir ve kalsiyum tuzları vardır yorgunlukla ve dinç olmak için idealdir.

 

-İltihap giderici, ağrı dindiricidir. 

 

-Balgam söktürücü, bağışıklık güçlendiricidir.

 

-Kalbi, ruhu ferahlatıcıdır.

 

Daha ne olsun, neredeyse her derde deva maşallah!

 

Ayfer AYTAÇ

ayferaytac.com