- Kategori
- Su Sporları
Suyunaltını öğrenirken

Ankara' dan balık adam çıkar mı demeyin, Türkiye' de en çok ' sertifikalı dalıcı ' benim şehrimde varmış.
'Gezenti kuzenim' de duymuş bir yerlerden. Tuturdu 'gidelim gidelim....' diye. Biraz ürkmüştüm. Denizi yüzmeyi, suyun içinde hoplayıp zıplamayı çok severim ama bu birazcık fazla yaaaa??!.
Neyse dedim içimden daha teorik dersler var, du bakali nolcek? (!),
Başladık SCUBA dalış kursuna, derse gittiğimiz ilk gün 'hoca' diye karşımıza dalgalı saçları belinde, sivri yüz hatlarında sevecen bir gülücükle genç bir hatun çıktı. Fenotip (tıpta dış görünüş demektir) tam bir deniz kızıydı kanımca.
Bu işin öyle tatil beldelerinde 5-6 saatte anlatılarak öğrenilemeyeceğini, yaşamsal önem taşıyan birdolu ayrıntı olduğunu kafamıza kazıdı 'deniz kızı' öğretmenimiz. Malzeme hazırlığı, kullanımı, su altında uygun kalış zamanı, basınç, görüş alanı, hareket ve manevraları....kusma işeme dahil bir dolu tekniği dinleyip bir de ciddi bir yazılı sınav olduktan sonra geldi sıra sözlüyeeee.
Bu sözlü sınav suyundibinde olduğundan kimse konuşamaz sanmıştım ama, bizim hoca orada da konuştu:).
Herneyse,
Aylardan eylül, biz zamanlamamızı ancak Çanakkale dalışına yapabildik, en kıdemli dalıcılar için inanılmaz keyifli bir 'batık' dalışı, suyun ısısı 17 derece, suyun üstünde kabanlarla duruyoruz, bir rüzgar bir dalga...İçim çalkalanıyor.
'Hadi öğrenciler' dendi.
Du bakali nolcek? dedim, hazırlanmaya başladım,
SCUBA malzemelerimi hazırladım, Ok,
Dalış giysilerini giydim Ok
Ağırlığımı taktım, o da Ok
Sırtıma yüklendi suyunaltındaki nefesim.
Tüpün içindeki gaz miktarını kontrol ettim, dalış platformuna geldim. 'Gezenti kuzenim' atladı bile, tabii ki doğru teknikle. Benim içimde bir çarpıntı, bir çırpıntı, Çanakkale'nin azgın suyundan beter.
Du bakali nolcek dedim (tabii içimden), zaten konuşmam mümkün değil ağzımda koca bir boru var. atlayıverdim.
İnanmazsınız suyun dalış giysilerinden bir ürpertiyle girmesi ile ne çarpıntı kaldı ne bir şey,
uzatmiiim,
İndik alta yavaş yavaş, elim bizim deniz kızının elinde, itiraf ediyorum kimsenin elini böyle candan tutmadım şimdiye kadar...
Baktım, öğretildiği gibi yapınca soluk alıp veriyorum Ok,
Maskemi çıkartıp-yeniden takıp içine dolan suyu dolan boşaltabliyorum, ağzımdaki 'regülatör' isimli zamazingoyu çıkarınca durabiliyor, su yutmadan tekrar yerleştiriyorum, hatta uçuyorum, dansediyorum...Laylaylom, Deniz kızı öğretmenimin elini bıraktım, sen git ben kalacağım diyesim var...Ağzım dolu ondan diyemiyorum (!).
Bu arada canımın içi kuzenim naapıyor??? farkında değilim.
20 dakikaydı sanırım, 10 saniyede geçti sanki.
Sonunda parmaklar yukarıyı gösteriyor, sağ salim çıkıyoruz suyun üstüne.
Hocalar bize 'kuzenler' derdi.
Eğitim dalışı için olabilecek en soğuk ve dalgalı suda sesimizi çıkarmadan dalışı tamamladığımızı, bu açıdan şaşkınlık ve taktir topladığımızı öğreniyoruz.Biraz şımarıyoruz haliyle.
İlk dalış da böylece bitiyor.
Bu kıssadan çıkarmak istediğim hisse,
Dalış işine merak saracaksanız, işi gerçek ve ciddi bir deniz kızından veya adamından öğrenmekte fayda var. Keyifli zamanları facialara dönüştürmemek için disiplin ve bilgi şart.
Not: Sevgili Nesem'e dalış işindeki ciddiyeti ve sevecenliği için teşekkürlerimi bir kez daha sunmak isterim