Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

30 Eylül '06

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Taammüden adam aldatmaya teşebbüs!

Taammüden adam aldatmaya teşebbüs!
 

Bekaret ve namus. İki ucu keskin kılıç misali… Erkekler evleninceye kadar ne denli fazla sayıda cinsel tecrübe yaşarlarsa, kendilerini o denli karlı sayarken, evlenmek söz konusu olduğunda bakire kız bulabilmenin derdine düşüyorlar. El değmemiş bedenler, açılmamış kutu misali tertemiz(!) dişi kuşlar arıyorlar yuvalarını yapabilmek adına...

Ama erkekler karşılarındaki kadınlarından sahip oldukları zar parçasını koruyup, şeklen namuslu(!) olmalarını beklerken, özünde o kadını nasıl bir namussuzluğa ittiklerini fark edemiyorlar bence. En büyük namussuzluklardan birinin ‘’ yalan ve aldatma’’ olduğunu kabul ediyorsak, şeklen ‘’ zar korumacalığı ’’ nın ruhen nasıl bir ‘’ adam aldatma’’ ya dönüştüğünü göremiyorlar... Sözde sadakat ve iffet gibi değerli duyguların peşinde koşarlarken, uygulamada kadınları, ta en başından nasıl bir aldatma dürtüsü aşıladıklarını ve sadakatsizliğe sürüklediklerini fark edemiyorlar!

Bir genç kız düşünün... Delicesine aşık ve delicesine sevdalı...Uzun süredir tanışıyor delikanlıyla ve uzun süredir birlikteler..Hatta nişanlılar belki de.

Önce herkeslerden gizli saklı buluşmalar başlıyor. Sonra el ele tutuşup gezmeler, kaçamak öpücüklerle süregiden, birbirine sarılabilmenin tadıyla bitmesinin asla istenmediği buluşma anları yaşanıyor..Ama bir süre sonra yetmiyor! Bir yerlerde eksik kalan bir şeyler var bu ilişkiyi tamamlaması gereken.. Olması gereken ama olmayan! Olması gereken ama çok korkulan!.. Ve genç kız fark ediyor ki (aslında çoktan da biliyor ki) ‘’Dokunma’’ duygusunun eksikliği bu! Ten temasının eksikliği!

Ama yapamıyor! Yapmamalı da zaten! O namussuz(!) değil ki! O bu kadar hafif(!) bir kız değil ki! Hem karşısındaki sevgilisi onun hakkında ne düşünür sonra..Arada sırada, uzayan öpüşme anlarında karşısındaki erkeğin saçlarında dolaşan ve boynuna inen elleri, yavaş yavaş omuzlarına ve oradan da bedeninin aşağı bölgelerine kaydığında o eli tutup çekmese ve erkeğine ‘’Hayır! Lütfen!’’ demese sevgilisi hakkında yanlış düşünmez mi?!! Düşünür elbet..

Kendisi istemiyor mu dokunmasını? İstiyor tabii ki..Hem de deliler gibi istiyor! İstediği için kalbi bu kadar hızlı çarpıyor..Ama istediğini belli etmemeli. Hatta istememeli de! Doğru olanı da bu! O iffetli bir kız olduğu için bu adam onunla evlenmek istiyor zaten! İffetsiz olduğunu düşündürmenin bir anlamı yok, öyle değil mi? Hem!?? Ya bir gün ayrılırlarsa? Ya bir gün sevgilisi, sözlüsü, nişanlısı veya her neyiyse işte!..Ya terk edip giderse kendisini? Ya da Allah korusun ama!..Ya adamın başına kötü bir şey gelir de kendisini yapayalnız kalmış buluverirse!??

O zaman ne olacak? O zaman insanların yüzüne nasıl bakacak? O zaman, yarın bir gün karşısına çıkan başka bir kısmetle nasıl evlenecek? Alırlar mı ki onu bekaretini kaybettiğini bilseler?!! Almazlar tabii.. (Çünkü o kendi kendini verebilecek bir değil, başkası tarafından beğenilip alınacak(!) bir meta) O zaman, bu yaşam pazarında kendine sağlam bir evlilik müşterisi bulabilmek için namusunu korumak zorunda!

Ama erkeği yanındayken hissettiklerine de engel olamıyor ki! Çok heyecan veriyor ona hissettiği duygular! Kanını hızlandırıyor, yanaklarına al basıyor, kalbi çarpıyor! O zaman tamamen beraber olmasa da erkeğinin o anda mutlu olması için, onun istediği ve onun onay verdiği kadarını yapabilir.. Kendi hoşuna çok gitmese de, erkeğinin haz alması için elinden geleni yapıp, ufak tefek(!) aşk oyunları oynayabilir! Ama kızlığına dokundurtmadan! İşte çözüm bu! Yaşasın!

Hem biraz önce aklından geçenler olmayacak şeyler değil! Ya gerçekten ilerde bu adam onu bırakıp giderse? Ya da maazallah başına bir iş gelir de adam ölür kalırsa falan?.. O zaman başkaları için de şansını kaybetmiş olmaz mıydı? Olurdu tabii! Şimdi yanında, deliler gibi sevdiğini söylediği bu adam olsa da, o bir genç kız olarak namuslu davranmalı! Ve her namuslu kızın yapmak zorunda olduğu gibi, yarın bir gün başka namuslu(!) adamların karşısına çıkabilme ve onların kendisini almalarına bir tedbir olarak bu adamı belli sınırlar içinde engellemeli! Engellemeli ki, başka adamlar için kendini temiz bir kız olarak saklayabilsin!

Şimdi… Bu genç kızın aklından geçenler çok mu ahlaklı, çok mu namuslu acaba? Çok sevdiğini söylediği, yaşamını paylaşmayı planladığı ve uğruna her şeyini(!) verebileceğini ve her şeyi göze alabileceğini dile getirdiği bu adamın yanında, kendini (N’olur n’olmaz düşüncesiyle) başka adamlar için saklamak zorunda hissetmesi çok mu dürüstçe? Beden olarak ve şekil olarak namuslu kalırken, bu düşüncelerle ve bu çerçevede korunmaya çalışılan bir hazine(!) çok mu dürüst ve namuslu niyetlerle saklanıyor?

Bu düpedüz, seven bir genç kadının sevdiği adamın yanında, başka adamlar için temiz(!) kalabilmek üzere, o sevdiğini kafaca aldatmasından ve kendini başka ihtimaller için korumaya kalkışmasından başka nedir ki? Bunun adı ‘’Severken taammüden adam aldatmaya ve ayrılmaya teşebbüs’’ ten başkaca ne olabilir ki?!!

Ben mi yanılıyorum acaba?

Bedenleri temiz tutalım ve saklayalım derken, ruhlarımızı yalana alıştırmak o kadar da zararlı değil mi acaba? Bedenlerimizi başkaları görebiliyor ve defo(!)ları yakalayabiliyor..Ama ruhlarımızı ve kafamızda dönüp duran düşüncelerimizi nasılsa kimse görmüyor! Onun için onlar temiz ve namuslu kalmasa da olur değil mi?

Şimdi ben bunları bu şekilde açıkladım diye yanlış anlayanlar çıkacak biliyorum! Genç kızların her önüne gelen adamla yatma özgürlüğüne sahip olduklarını savunduğumu ve bu şekli daha uygun bulduğumu zannedip yanılanlar çok olacak!

Ben kesinlikle cinselliğin dibine vurmak gerektiği kastetmiyorum tabii ki!.. Her önüne çıkan adamla yatmak gerektiğini ve bunu daha doğru bulduğumu da söylemeye çalışmıyorum. Anlatmaya çalıştığım en önemli şey, ten temasının bir sevgideki en büyük tamamlayıcı unsurlardan biri olduğu. Ve gerçekten seven insanların, kendi iki kişilik dünyalarında, ne kadarını paylaşmak istediklerine kendilerinin karar vermek zorunda oldukları..Namus denen yüce bir kavramın, minicik bir zar parçasına şeklen bu denli endekslenmesinin yanında, ruhen insanların bir aldatmaca içine sürüklenmek zorunda bırakıldıkları.

Erkeklerin hayat arkadaşı seçiminde bedenin alt kısımlarındaki bir zar parçası takıntısını, bedenin en tepesindeki beyin zarlarından çok daha fazla önemsiyor oldukları!

Bir kadının beynen namuslu olması, bacak arası namusundan çok daha fazla önemlidir bana kalırsa! Ve beyniyle temiz olan ve temiz kalabilen kadınlar ancak temiz ilişkiler kurup devam ettirebilmeyi başarabileceklerdir! Kaliteli bir eş, kaliteli bir anne ve kaliteli bir ‘’İnsan’’ olabileceklerdir!

Şahsen ben erkek olsaydım beyin zarına daha fazla önem verirdim diye düşünüyorum! Ama herkesin düşüncesi kendine ne de olsa, öyle değil mi?!!

 
Toplam blog
: 117
: 2206
Kayıt tarihi
: 22.06.06
 
 

1969 İstanbul'unda açmışım gözlerimi bu dünyaya... Ege Üniversitesi Basın Yayın Yüksekokulu, şimd..