Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

03 Kasım '08

 
Kategori
Futbol
 

Tabular yıkılmaya mahkumdur

Tabular yıkılmaya mahkumdur
 

Gelenek ve göreneklerimize bağlı bir ulus olarak bizimde elbet kutladığımız bayramlar vardır. Geride bırakılan Çarşamba günü, bu bayramların omurgası olan 29 Ekim Cumhuriyet Bayramımızı kutladık büyük bir coşkuyla ve ülkede çıkan bazı çatlak seslere inat.

Düzenlenen Cumhuriyet yürüyüşüne katılamayışımın nedeni; yürüme engelli olduğum için değil, Sarı-Laci sevdamın bu özel günde maç yapma şerefine nail oluşudur inanın. Adı Fortis, fakat etnik kökeni Türk olan ve yüzüne 25 yıldır hasret kalınan kupayı bu sefer müzemize getirebilmek adına konuk olduk D grubundaki ilk maçımızda, rengi güzel Ankaragücü’ne.

Kupa mesaisine başlayan diğer takımlardaki gibi bizde de kaleci dahil, çubukluya hasret kanaryalarımıza görev verildi bu maçta. Semih, attığı golü bebek kanarya Naz’a borçlu olmalı birazda. Henüz öpmeyi beceremeyen Naz, minik bir şans ısırığı kondurmuş meğer baba Semih’in koluna. Kolunu kameralara gururla açıp göstermesi de bu yüzden olsa gerek baba Semih’in.

Tribünlerden yükselen “Yönetim istifa” seslerine yürek kabarttım önce. “Yine mi kadir kıymet bilmezlik” diye düşünürken, söz konusu sloganın bizim tribünlerce haykırılmayışını anlamak ne kadar rahatlattı beni bilemezsiniz.

Maçın hemen başlarında atılan golle ve sergilenen rölanti futbolla, renklerini Ata’mıza borçlu olan renktaş Ankaragücü’nü yenerek kupa yolculuğuna galibiyetle başlamanın moraliyle Eskişehir’e doğru kanat çırptı kanaryalar. Dile kolay, tam 12 sezondur hasret süper ligimize asla eskimeyen şehir, Eskişehir.

“Misafir umduğunu değil bulduğunu yer” derler ya hani. Bizde umulan 3 puan yerine, bulunan 1 puanla kapattık haftayı. Zaten 3 puanı almayı hak edecek futbolu da sergileyemedik maalesef. Rakibin göze hoş gelen futbolu da şüphesiz ki etkendir buna.

Hakemin 27’nci dakikada lehimize verdiği penaltı ve 2.02’lik kalecilerine çıkardığı kırmızı kart, bir kişi eksilmelerini sağladı fakat ruhen 12 kişi oynadılar sanki. Kalecinin ihracı bizi ateşleyeceği yerde, sanki bir kişi eksik oynayan taraf bizmişiz gibi yansıdı futbolumuza, üstelik 2-1’lik skor üstünlüğü elimizdeyken.

Bazı pozisyonlarda yan hakemlerin bayraklarına mahkum olur skorlar. Tıpkı 35’inci dakikadaki Carlos’un Volkan’a vermiş olduğu göğüs pası gibi. Volkan’ın bu topu içeriden çıkardığına dair yoğun itirazlar yükseldi Eskişehirspor cephesinden. Rakip bu itirazında sonuna kadar haklıydı. Güme gitmişti ter temiz golleri ne yazık ki. Paragrafın başında da belirttiğim gibi; Yine bir yan bayrak skora göz kırpmış oldu hakeminin elinden. Maçın skoruna etki eden yalnızca yan bayrak değildi elbet. Kramponlarında ve kafasında kendi kalesine gol atma virüsü taşıyan Edu, bir kez daha yenik düştü nöbetine ve kalemize bir gol daha attı. Okçu da gol kaçırma rekoruna girince 2-2’lik skor karşılığında paylaşılmış oldu puanlar kardeş payı.

Puan cetvelindeki 9’unculuğumuz bir yandan üzse de beni, diğer yandan da futboldan zevk almamı sağlıyor açıkçası. Her sezon, kalite kontrol memurlarınca denetlenen ligimizin bu yıl kaliteleştiğini görmek gerçekten ülke futbolunun yükselmesi açısından umut verici. “3 büyüklerin puan kaybetmeye hakkı yoktur” tabusunu tribünlere yıktırabildiğimiz zaman inanın güneşli günler çok uzağımızda değil.

 
Toplam blog
: 130
: 740
Kayıt tarihi
: 05.12.07
 
 

İlk önce şunu belirteyim; yürüme engelliyim fakat hayata pamuk ipliği ile değil, LACİVERT YÜREĞİM..