Taksim Meydanı (Gezi Parkı) değişimi ve Üçüncü köprü

03 Mayıs 2009 da yazdığım  TAKSİM MEYDANI blogunun yazarı olarak bugün ÜÇÜNCÜ KÖPRÜ NE KADAR gerekliyse TAKSİM MEYDANI projesi o kadar gereksizidir, düşüncemi duyurmak için burada yazıyorum.

Üçüncü köprü; transit trafiği İstanbul'un kuzeyine taşıyacak, yeni hava meydanı için ulaşım sağlayacak, raylın sistemiyle asyadan avrupaya tren köprüsü olacaktır.

AMA buna karşılık Taksim meydanı Taksim parkını 'ağaçlar kesilmeden içine alacak şekilde' büyütülerek evrensel ölçeğe getirilmesi gerekirken  meydanın ortasına topçu kışlası tarihiyle alkalı olmayan AVM yapılması eskiden suyun bölüştürüldüğü meydanın rant bölüşümüne dönüştülmesinin somut örneği olacaktır. 

Dileriz Taksim meydan projesi rant arzusundan arındırılmış şekilde revize edilir ve buradan TEŞEKKÜR blogu yazarız.

-----------------------------------------------------------------------------------

03 Mayıs 2009 da yazdığım       http://blog.milliyet.com.tr/taksim-meydani/Blog/?BlogNo=177712   linkli blogumun içeriği

Avrasyanın gözbebeği İstanbul, İstanbulun orta yeri TAKSİM MEYDANI, Şişliden gelişin, Tarlabaşından, Dolmabahçeden, Tünelden çıkışın ve Taksim Meydanından inişin keyfide İstiklal Caddesi; mistik ve sosyal tüm kültürlerin karşılaşma yeri; ama buluşma yeri değil çünkü Taksimden İstiklale veya Sıraselvilere inen yayaların herbiri kendi kültürlerine göre bir mekana girmektedir, yani yolda yürürken karşılaşan ama mekanlara girerken ayrışan bir kitledir TAKSİM'DEN yolu geçenler.

Bir gün gözlem amacıyla Taksimi çevreleyen mekanları sırasıyla gezmeyi tasarladım; Ağa camiinde akşam namazı ve ardından bir simit salonunda ile başlayan "TAKSİM HATIRASI GECEM" sabaha karşı bir travesti barın kapanışı ile sona erdiğinde hemen hemen tüm yaşam tarzlarını gezinmiştim ve insan denen beyniyle hareket ettiği düşünülen iki ayaklı muhteşem karmaşık yaratığın çoğunluklada hisleriyle hareket ettiğini o gece daha net gözlemiştim. "Cami camaatinden-travesti bar sakinlerine-gece parkta yatanlara kadar " biribirinden 180 derece farklı yaşam tarzlarına sahip insanların aynı meydanın etrafında toplanırken biribirlerinden rahatsız olmamaları hatta birbirlerini fark etmemeleri çok enteresan bir durumun veya olgunluğun görüntüsü gerçeği olarak hafızama yer etmişti.

Aslında bu durum insanın varoluşuyla birlikte bedeninde ruhunda genlerinde var olanları yaşama özgürlüğüne sahip olmaları gerektiğini çok açık şekilde ortaya koymaktadır, kimse bir diğerine benzememekteydi.

GECENİN FİNALİNİ - SABAHIN İLK IŞIKLARINI Taksim Gezi Parkında yaşarken kimsesizlerinde burayı yatak odası banklarıda yatak olarak kullandıklarını ve aralarında o gece müşteri bulamamış evsiz fahişelerin travestilerin olduğunu gördüğümde daha bir garipsemiştim, oradakiler kendi aralarında bir farklı iletişim içindeydi.

VE o sabah bir muhallebicide yaptığım kahvaltıda TAKSİM MEYDANININ - Taksim Gezi Parkını da  içine alacak şekilde YENİDEN DÜZENLENMESİ GEREKTİĞİNİ DÜŞÜNMÜŞTÜM.

Düşleyin İstiklalin çıkışınsan-AKM nin önünden-Elmadağ sınırına kadar "Taksim Anıtı-Metronun Meydan Çıkışı-Taksim Gezi Parkını" içine alan bölge yeniden düzenlenmiş ve orta yerine bir açık hava gösteri merkezi yapılmış; içinde dinlerin müziğini de bulunduran hergece farklı bir kültürün konserinin verildiğini tasarlayın ne muhteşem bir atmosfer olur, belkide Dünyanın örnek meydanı olacaktır.

İSTANBUL, COĞRAFYASININ TARİHİNİN SOSYOLOJİSİNİN HAKKINI VERECEK MİMARİ DÖNÜŞÜMLERİN YAPILMASI VE YAŞAMAMIZ DİLEĞİYLE... Kadri KANPAK- 03.05.2009