Takvimli defter

Sonbahar mevsiminin son günlerini yaşıyoruz... Aylardan Kasım... Aralık ayına iki gün kala...

İçim hüzünlü, yüreğim acıyor...

Gökyüzü karanlık ve kasvetli...

İçim daha çok daralıyor...

Annemi hatırlıyorum... O gülen yüzü hiç gitmiyor ...

Hepden acıyor yüreğim...

Çay dolduruyorum bardağıma...

Dışarıya bakıyorum, hava kararmış... Akşam olmuş...

Işığı açıyorum ...

Hafta sonu aldığım gazetenin , bulmaca ekini alıyorum...

Beynimdeki düşüncelerden bir an da olsa arınmak için...( çoğunlukla yaptığım)

Soldan sağa altı harfli, takvimli defter, andaç...

Hemen yazıyorum, AJANDA...

.......................................................

Hadi baba , lütfennn...

Bankalara gidelim...

-Ne yapacaksın kızım bankada?

Aralık ayı, yeni bir yıl geliyor ...

-Eeeee...

-Yaaa.. babaaa...

-Biliyorsun bankalar yeni yıl hediyeleri veriyor...

-Benim işim var, sen gidebilirsin...

............................................................

Divanın üzerine yaymışım aldığım ajandaları minik minik...

Her biri el kadar, takvimli defterleri... Dış kapları plastikten, mavi, kırmızı, yeşil, gri... rengarenk...

Sabırsızlıkla en güzel rengi seçiyorum, sayfalarını korkarak açıyorum, çoğunun sayfaları yapışmış birbirine...

İtinayla ayırıyorum yaprakları, kokluyorum, kıyamıyorum yazı yazmaya...

İlk sayfada ;

Ajanda sahibinin adı... Soyadı... Hemen yazıyorum özenle....

Sonra ilk takvim yaprağı; 1 OCAK...19...

Küçücük aralıklar ne sığar ki buna?

..........................................................

Bugün yılbaşı, akşam çok eğlendik....

Bugün kar yağdı...

Bugün matematik sınavı var...

Öğretmenimiz yazılıları okudu

Matematikten 5 aldım...

Bugün Ağabeyimle Orhan Günşiray'ın '' Hop dedik '' filmine gittik...

Hepsinin başında da mutlaka BUGÜN sözcüğü var...

.....................................................................

Anılarda kalan keyifle andığım...