- Kategori
- Gündelik Yaşam
Tanrı adil midir?
www.turkzeka.com sitesiDr.Nükhet Çıkrıkçı-Demirbaşlıya ait makalenin görselinden yararlanılmıştır.
Dünyanın doğal bir dengesi olduğu gibi, toplumun da sosyal bir dengesi ve devam eden bir işleyişi vardır. Tanrı insanları zihinsel ve fiziksel yönden farklı yaratarak bu sosyal dengenin kurulmasını sağlamıştır. Bilimsel olarak ta zeka dağılımının çan eğrisi şeklinde olduğu ispatlanmıştır.
Kendi zekamı çan eğrisinin pozitif yönünde gördüysem de hiç bir zaman pozitif yönün uçlarına oturtamadım. Veya yaşamımda bunu bana ispatlayacak bir emare göremedim. San ki Tanrı tüm kabiliyetleri hep yarım yarım vermiş veya bana pek cömert davranmamış. Ama tüm insanlarda baskın olan ve keşf edilemeyen bir yeteneğin olduğu muhakkak. Tıpkı benim gerçek yeteneğimi keşif edemediğim gibi. Bu yüzden ben ve benim gibi bireyler toplumda maymun iştahlı olarak bilinir. Bunlar, daldan dala atlar, bir koltuğa birkaç kavun –karpuz sığdırmaya çalışırlar. Veya bir Çin atasözünde denildiği gibi aynı anda iki tavşan kovalayıp hiç tavşan yakalamayan ve dolayısı ile tutunamayan tiplerdir.
“Ne iş olsa yaparım” cümlesi yaşamlarında en sık kullandıkları cümledir. Caddede önünden geçtikleri tüm iş kollarını hayalen kurup işletmişlerdir.
Tutunamayan bu insanlar acaba kendi seçimlerinin ve tercihlerinin kurbanları mı?
Mesela bir kişinin rengini, ırkını, anne-babasını, fiziksel yapısını ve yeteneklerini seçme şansı var mı?
Başta kendisinin isyan ettiği kötü yaşamının sorumluluğunun ne kadarı kendisine ait?
Tanrı mı suçlu, toplum mu?
İlahi inanca göre tüm insanları Tanrı var etmiştir. İnsana, varlığını olduğu gibi kabullenmek kalır. Aksi takdirde yaradana karşı asi konuma düşer. Ama insan, şunları sorgulayamadan da edemez. Bu sualler kafasını kurcalayıp durur. Hiç bir teolog bunların cevaplarını net olarak veremez veya verilen cevapların hiç biri onu tatmin etmez.
Mesela Tanrı herkesi eşit olarak mı yaratmıştır?
Veya eşit zeka ve yetenekte mi yaratmışır?
Bu durumda İnsanın sorgulaması ve eşitsizlik olduğunu düşünmesi Tanrıya isyan etmeye girmez mi?
Böyle düşünmesi caiz mi?
İnsanın imrenerek baktığı birtakım güzel bedenlere “Tanrı san ki, torpil geçmiş, ona fazla mesai harcamış. Para, pul, şöhret güzellik , yetenek, her şeyi bir kişiye veren Tanrıyı diğer insanlar adil olmamakla suçlamıyorlar mı?
Zenginliğin, zekanın, kusursuz bir fiziğin, şan ve şöhretin hepsine sahip olan insanların çevresindeki insan kırıntılarını da Tanrı yaratmadı mı?
Bu durumda kimisi kader diyerek iç geçiriyor, dünyanın aldatıcı, fani cazibesine kapılmamak, ahiret sınavını kaybetmemek için Tanrıya karşı uysal davaranıyor, kimisi de anarşist oluyor tüm dini ve dünyevi kurallara isyan ediyor. Kim haklı ben de bilmiyorum.
İlahiyatçılara göre bu durumda Tanrının hiçbir kusuru ve kabahati söz konusu değil.
Tanrı dünyayı doğal bir denge içinde yaratıp bize sağ salim bir şekilde emanet ettiği gibi, insanları farklı, renk, yetenek, güç ve güzellikte yaratarak sosyal dengeyi de kurmuştur. Sosyal denge içinde şu fani dünyada herkese bir rol seçmiş ve herkesten o rolünü geçici bir süre oynamasını istiyor sadece. Yani bir süreliğine idare edin diyor. Ahirette mahrum olduğunu düşündüğünüz her şeyi verecek, sabırlı olun ve isyancı konumuna düşmeyin, rolünüzü icra etmeye devam edin.
Nasıl ki, küresel ısınmanı temelinde, ekolojik dengenin bozulmasının temelinde insanın kusur ve kabahati söz konusu ise, sosyal dengenin bozulmasına da insanoğlunun bencil, Tanrı tanımaz, maddeci yanı neden olmuştur. Tüm dünyaya egemen olan küresel sermaye sahipleri, sınırsız bir hayat süreceklermiş gibi hırsla zenginliklerine zenginlik katmak için çılgınca, gözleri dönmüş bir vaziyette dünyanın ciğerlerine saldırıyor ve dünyayı tahrip ediyorlar. Dünyayı nefes alamaz hale getiriyorlar. Şu fani dünyada bir lokma bir hırka neyinize yetmez?
Aynı bencil insan soyu Tanrının kendisine verdiği zekayı yanlış kullandı. Elindeki güç ve sermayeyi sadece kendi tutkuları ve ihtirasları için kullandı. Milyonlarca aç, yoksul insanı doyuracak sermayenin birkaç kişinin avucunda toplanması neticesinde sosyal dengenin bozulmasında Tanrının ne tür suç ve kabahati olabilir ki.
Tıpkı cani ve bilinçsiz bir kişinin son model cipi ile tatil beldelerine giderken yaktığı sigaranın izmaritini ormanlık bir alana kayıtsızca atıvermesi ve binlerce ağacın ateş alamsı gibi.
Ödemedikleri vergiler, kaçırdıkları paralarla varoşlardaki milyonlarca insanın, tutunamayan insanların , çaresizlerin gün yüzü görmeden ölüp gitmesine neden oluyorlar. Sosyal dengeyi alt üst ediyorlar. Ben küresel ısınmadan değil her zaman sosyal ısınmadan korkarım. Bence dünyanın sonunu hazırlayacak olan da budur. ”Biri yer bir bakar kıyamet bundan kopar”misali.
Tanrı diyor ki, adam olun, birbirinizi sevin, yardımcı olun. Aranızda barış ve huzuru başka türlü tesis edemezsiniz. Tanrının verdiği zeka ile atom bombası yap, silah yap, sonra da satmak için insanları önce birbirine düşür ve silah sat. Binlerce insanın yaşamını karart ondan sonra dön Tanrıya çamur at. Tanrıya haksızlık yapmayalım lütfen.