Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

20 Temmuz '10

 
Kategori
Felsefe
 

Tao, Taoculuk, Taoizm temel bilgileri…

Tao, Taoculuk, Taoizm temel bilgileri…
 

Tao kelimelerle anlatılamaz, ancak sezgilerle idrak edilebilir.

Tao her şeyi besler ama onları yönetmez.

Taoculuğun merkezinde bağlantılılık kavramı yatar.

Yaratmak, sahiplenmeden- Davranmak, beklentisizce- Yönlendirmek, yönetmeden…

Taoculukta varoluş alemindeki göreceli önemsizliğimizi ve inanılmaz önemimizi bir an önce idrak etmemiz gerekir, çünkü evren bizim bilincimizde yansımakta ve kendini orada hayranlıkla izlemektedir.

Taoculukta:

Burnun koklamak istediğini koklamasına,

Gözün görmek istediğini görmesine,

Ağzın söylemek istediğini söylemesine,

Bedenin ihtiyaç duyduğu konfora sahip olmasına

Ve zihnin dilediğince düşünmesine izin vermektir.

Örneğin, eğer kulak müzik dinlemek istiyorsa, onu bundan yoksun bırakmak, işitme duygusunu sınırlamak demektir…

Tao evrenin merkezidir, iyi insanın hazinesi, kötü insanın sığınağıdır. Ve bir hata yaptığınızda, affedilirsiniz. Bu yüzden herkes Tao’yu sever.

Taoculukta ritüellere, seremoniye, vizyona değil, doğrudan deneyime odaklanmadır. (vahiy edilmiş metinler veya dogma yoktur)

Taoculukta hiyerarşik bir yapılanma yoktur (ancak çok sonraları popüler Taoculukta bir rahipler sınıfı ortaya çıkmıştır) ve inanç bazında formüller ve kanunlar söz konusu değildir.

Budizm ve Taoculuk arasındaki ideolojik farklılıkların en büyüğü, misyonlara ve dine yeni katılanlara karşı takındıkları tavırda yatar.

Budizm’in gezegendeki en büyük üç dinden biri olmasının nedenlerinden biri, tarih boyu süren agresif dini yayma çabalarıdır.

Taocu bunu bir çeşit zorlama olarak görür ve buna yeltenmez bile.

Taocu’ya göre Tao, tek başına gücünü ve varlığını duyarlı bir insana hissettirmeye yetkindir.

İnsanları dine çekmek adına vaaz vermek fikri, Taoculuğun en temel öğretilerine aykırı düşer. Tao Te Ching şöyle der:

Üstat eylemdedir, bir şey yapmadan, öğretir… Çabalamadan olanın gelişine izin verir, kaybolanın ise gidişine…. Sahiptir ama sahiplenmez, çalışır ama beklentisizce… İşi tamamlandığında, unutur, bu yüzden zamansızdır edimleri…

Başından beri Taoculuk, hem felsefik, hem de şamanik formlarıyla, çalışan kesimin taraftarlığını ve desteğini kazanmış ve popüler bir halk-dini olmuştur.

Çince bir kelime olan Tao (okunuşu ‘dow’), ‘yol, rota’ anlamına gelir. En genel anlamıyla bir şeyi yapma yöntemi veya bir hedefe giden yol demektir. Bir üst açılımda Tao, evrenin yolunu, her şeyin oluş biçimini ifade eder.

Spiritüel bir sistem olarak ise Tao, zihnin ve gerçekliğin yaradılışsal niteliğini idrak etmenin ve doğanın değişimleriyle uyum içinde yaşamayı öğrenmenin yoludur. Bu yüzden Tao, bir ve bütün olarak, hem amaç, hem yol, hem de yolculuktur.

Doğadaki değişimleri gözlemleyerek ve bu modelleri anlayarak, doğanın prensiplerini kendi yaşamlarına uygulayabilecekleri ve böylece evrenin akışıyla, yani Tao’yla, uyumlanabilecekleri sonucuna vardılar.

Tao’yla en üst derecede bağlantıyı kurabilen kişiye, yani varlığının özüne, kaynağa dönmüş olana, hsien veya ‘ölümsüz’ denir,

Yüzyıllar boyunca Taocu öğretinin, hepsi de günlük yaşamın aktivitelerini Tao ile bütünleştirmeyi amaçlayan pek çok kolu gelişti.

Bunlar meditasyon,

Diyet yöntemleri,

Çin tıbbı,

Qi Gong ,

Dövüş sanatları,

Cinsel uygulamalar,

Askeri strateji,

Astroloji,

Dışsal ve içsel simya,

Kehanet,

Maji ve talismanlar,

Ritüel,

Feng Shui (geomancy=remil),

Kutsal mimari ve sanat alanları gibi birçok disiplinleri içermektedir.

Yetenekli bir mürit, yetkin bir mürşidle karşılaşmış olsa bile, Taocu çalışmanın çok çeşitli alanlarında uygulama yapması ve ustalaşması onlarca yıl, hatta bir ömür sürebilir.

Bu nedenle günümüzde kendilerini Taocu olarak tanımlayan çoğu kişi, Taocu sanatların ancak bir veya ikisini çalışıp uygulayabilecek durumdadır.

20. yüzyıl sonlarında yaşayan Cheng Man-Ching, Taocu sanatların beşinde dövüş sanatları, Çin tıbbı, resim, şiir ve kaligrafi beceri kazandığı için “Beş Mükemmelliğin Üstadı” olarak büyük takdir görmüştür.

Yazarın Kişisel Değerlendirmesi:
Taoculuk da Çin’in yerel geleneğinin metamorfoza uğramış şeklidir.

Çinliler de çağımızda Taoculuğun ne ifade ettiği konusunda uzlaşmada sıkıntı yaşadılar.

Taoculuk bazen törensel bir din, bir felsefe, Çin folk dini, simya, bir maji öğreti sistemi veya yoga benzeri bir dizi sağlık uygulaması olarak düşünülür.

Çoğunlukla belli bir disiplinin yandaşları diğerlerini bölücü, sapkın veya sadece Tao’nun eksik parçaları olarak değerlendirip küçümseme eğilimdedirler.

Sağlık, refah ve sevgi adına tüm kazanımlara rağmen, yaşama ilişkin kesin olan tek şey, ölümle sona ereceğidir.

Sağlıklı ve varlıklı olmak, eğer kişinin yaşamında mana eksikse sadece sınırlı bir değer taşır.

Taocu sanatların yukarda bahsedilen faydaları iyi ve güzel olsa da, ben Taoculuğun nihai amacının ölümsüzlük olduğuna inanıyorum.

Ölümsüzlük, aydınlanma (evrensel akılla bilinçli birleşme) ve yer ve gökyüzü gibi sonsuza dek yaşayacak biçimde spiritüel değişime uğramış bir beden kazanımı ile eşanlamlıdır.

Benim Kişisel Değerlendirmem:

Uzakdoğu’nun en kalabalık nüfusunun yaşadığı Çin’de yüzyıllardır hayat bulan, dünyada da yaygınlaşan Taoculuk ya da Taoizm bir inançtan öte yaşam öğretisi ya da doktrini diyebilirim. Sistem özü itibarıyla düşünceye dayanan felsefi davranış modellemeleridir…

Bence en önemli noktası her şeyin doğumla başlayıp ölümle bitmesine bağlanmasıdır. Göreceli olarak insanların işlediği kötülüğünde, iyiliğinde bu dünyada yaşanıp, bittiğini anlatıyor…

Son bin yıla bakarsak Çin ve Çinliler hep aynı coğrafyada var olabilmelerinin bence en önemli gerekçesi felsefi düşüncelerini yaşama yansıtmalarıdır.

Taoculuğu akılla doğayı ve insanı anlamaya çalışmak olarak adlandırabilirim…

Not: Benim ve birçok insanın yabancısı olduğuna inandığım bir konuyu araştırma ve şahsi katkılarımla yansıtmaya çalıştım. Yarın ise Taoculuk dendiği zaman hemen akla gelen Taoculukta Cinsel Uygulama (Jing Gong) konusunu yazacağım.

Saygı ve sevgilerimle…

Ömer Özdamar/Burdur-Bucak/19 Temmuz 2010

 
Toplam blog
: 689
: 2433
Kayıt tarihi
: 17.01.07
 
 

 2007 yılından beri Milliyet Blog'da yazarım. 2009 yılında 'Normal Ötesi Aşk' ve 'Normal Ötesi Aş..