Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

11 Aralık '14

 
Kategori
Ben Bildiriyorum
 

Tapuda isim düzeltiliyor, müjde!

Tapuda isim düzeltiliyor, müjde!
 

Bimer’e yaptığım başvuru nedeniyle belki benim tapuda isim düzeltme işlemim gerçekleşmedi ama tüzük değişikliği nedeniyle artık tapunun bulunduğu ilçelerde düzeltmeler başladı. Tüzük değişikliği nedeniyle yine de garip gurebaya, fakir fukaraya yardımım dokunduysa ne mutlu bana !
 
Oysa bu gibi işlemlerde yapılacak işlem sadece tapuda ve basitti :
Tapuda yapılan yanlışlar nüfus kaydına bakılarak yine tapuda düzeltilir. Yanlış yazılan ismin üzeri kırmızı kalemle çizilerek yanına doğrusu yazılır.( Tapu sicil tüzüğü Md.75)
 
Tapulama sırasında 1970' lerde yanlış yazılan dede ismimin değişmesi için başvurmuştum. Ancak  üzülerek ifade etmeliyim ki, İBO ismini yaklaşık bir yıldır İBRAHİM yapamadım. Zaten ilçemizde İbrahime kesinlikle İbrahim değil İBO denir !
 
Tapunun bahanesi,Tapuda hem babamın hem de dedemin isim ve soy isim benzeri bir kişi daha oluşu !
 
Ancak şunu da belirtmeliyim ki her baba ve dede adı benzer olan gelip malınıza sahip mi çıkacak !
 
Mahkemeye zaten başvurmuştum ancak 4 ay sonundaki ikinci duruşmada yargıç “Yaz kızım.” Dedi.
 
1-Tapuya yazılan müzekkereye cevap gelmediği,
 
2- Nüfusa yazılan müzekkereye cevap gelmediği,
 
Bu yazılara gelecek cevapların  beklenilmesine ve ilgili yerlere tekit yazısı yazılmasına ve duruşmanın iki ay ertelenmesine karar verildi !
 
Ben sabırsızlıkla sonuç beklerken yine tecil çıktı ve ben yargıca sordum: “Efendim, bir iki ay daha beklediğimizde yine cevap gelmezse ne yaparız? Zaten ben ilden ilçeye bu iş için onlarca kez gittim, tapu beni mağdur etti, adalet bekliyorum.” Dedim.
 
Yargıç ise:  “Aslında bu davayı reddetmem gerekir, çünkü yasa değişti. Sana bir iyilik yapıp davayı sürdürelim zira harç vs. yatırmışsın. Sen ilçeye git ve başvurunu tekrarla, çözümlersen zaten davaya gelmezsin, dosya kapanır. Aksi takdirde davanı biz sonuçlandırmaya çalışırız.”dedi.
 
Tekrar kalbimde bir umutla arabaya atlayıp ilçenin yolunu tuttum. Müdür Beye çıkarak yasanın değişmesi nedeniyle tekrar başvuru yapmak istediğimi belirttim. Kabul etti ve evraklarla başvurumu yaptım. Orada ek bir şey istenmedi,  ile geldiğimde telefonuma gelen mesajda “Muhtarlığa ilmuhaber yapıldığı ve bunu Muhtar ve azalara imzalatmam gerektiği.” Yazıyordu. Haydi ertesi gün tekrar ilçeye gidersin !
 
Tabii Muhtarın ne yapacağını tahmin ettiğimden aksi bir durum olmasın diye parsel komşularımdan üç kişiyi de muhtarlığa götürdüm. Tarih tekerrür ediyordu. Çünkü aynı ilmuhaberi altı ay önce muhtara götürdüğümde imzalamadan reddetmişti.
 
“Muhtar, şu şahitleri dinle.” dedim. Hepsi de bu iki taşınmaza bizim baktığımızı ve 70 yılı aşkın süredir elimizde olduğunu, isim karışıklığı olan kişiyi tanıdıklarını ve o kişinin 50 yıl önce taşınmaz ne var neyi yoksa satıp ilçeden göçtüğünü söylediler.
 
Gel muhtara anlat ! Çünkü ilmuhaberin altında “Tüm cezai ve hukuki sorumlulukları bize ait olmak üzere bu taşınmaz filan kişiye aittir.” Yazıyordu. Muhtar sorumluluk alamıyordu. Bu arada şunu belirtmek isterim ki köy muhtarlığı dahi olsa ben olsam lise mezunu olmayanı muhtar yapmam. Neyse yarım saat dil döktüysek de muhtar : “Aman abi ben kanaat gelsem de imza atamam, zaten ben atsam da müdür seni yine reddeder. En iyisi gel biz müdür beye gidelim, o ne derse ona göre işlem yapalım.” Dedi. Boyun büküp muhtarla ikimiz Tapu Müdürüne çıktık.
 
Muhtar, süklüm püklüm. “Müdürüm bu evrakı ne yapalım ? “ diye sordu. Müdür de topu neden göğüslesin ? “Muhtar şahsı tanıyorsan, imzala tanımıyorsan kağıdın arkasına aynı diğer evraklara yaptığını yap.” dedi.
 
Ne diyeyim şimdi ? İnanır mısınız çocukluğumdan beri beni tanıyan, hatta benden 3-4 yaş küçük Muhtar: “Şahsı tanımadığımdan imza atmaktan imtina ediyorum.” Yazıp imzalayıp mühürledi. “Sen beni tanımıyor musun muhtar ?” dedim. O da: “Abi bu işlerin formalitesi böyle sen korkma.” Dedi.
 
Tekrar tapu dairesine evrakı verince “Sen git kardeş biz seni ararız.” dendi. Sabır taşı dönüyor, dönüyordu.
 
İki gün sonra: “ Kadastroya gönderilecek dosyanızı alarak ilgili yere başvurunuz.” Şeklinde mesaj geldi. Ertesi gün dosya ile ildeki Tapu Kadastro Müdürlüğüne başvurdum. Dosyam alındı ve “Haftaya sizi ararız .”dendi. Salı günü dayanamayıp arayınca: “Gelin size randevu verelim.” dendi ve oraya gittim. İki teknik eleman dosya çok olduğunu söyleyerek 25 gün sonraya “Zemin tespiti” için randevu verdi ve iki parsel komşusuyla diğer şahitlerin de o gün Muhtarla birlikte hazır olmasını istedi.
 
Kabul ederek çaresiz beklemeye koyuldum. Ha bu arada araya araya babamla isim ve soy isim benzeri kişinin bir oğlunu buldum. Gerçekten de rahmetli babamın amcazadeleri olmalıydılar. Adamı tanımıyordum ama rica edince “Filanca caminin karşısında parkta buluşalım” dedi. Heyecanla oraya gittim ve sağa sola bakınınca bir bankta tek oturan kişi bana el etti. Sarılıp öpüştük ve olayı kendisine aynen anlattım. Babasını tanıdığımı, taşınmazlarının tümünü sattığını ve ile göçtüklerini anlattım ve bize bir iyilik yapmasını, şayet bir dilekçeyle “Bahsedilen parseller bize ait değil.” derse işimin kolaylaşacağını belirttim.
 
Ne yazık ki sonuç tahmin ettiğiniz gibi ! Bu mülklerin tamamı topu topu beş dönüm kadar ama insanoğlu işte !
 
Ben 56 yaşındayım o  50 yaşlarında.
“Ben babamın orada malı olup olmadığını bilemem. Varsa vardır, yoksa yoktur. Bizim elin malında gözümüz yoktur ama kayıtlar ne derse odur. Biz de bir soruşturalım, bakalım ne çıkacak ?” dedi. Demek istediğini anlıyordum aşağı yukarı. “Babamın adına bir yerlerden birkaç dönüm arazi çıkarsa kötü mü olur yani !” gibi.
Ahhh insanoğlu ah ! Nasıl olur acaba emeksiz yemek !
 
Ben de mahkeme sürecinin devam ettiğini ve eğer yargı önünde bir mülklerinin olduğunu ıspat edemezlerse sorumlu duruma düşeceklerini, zaten mahkemeye çağrılacaklarını belirterek oradan ayrıldım.
Başlıktan da anlaşılacağı gibi tapuda isim düzeltme eskiye göre biraz kolayşlaşmıştı.
1- Tapu isim düzeltme yapmıyor fakat muhtarlığa ilmuhaber gönderiyordu.
2- Muhtar ve azalar emin olur da ilmuhaberi imzalarsa tapu bu ilmuhaberi kabul ediyor,
3- İki parsel komşusu tapuya çağrılıyor ve şahitlik gösterirlerse nüfus cüzdan fotokopileri ve iletişim bilgileri alınarak dosyaya konuyor,
4- Buna rağmen tapu müdürlüğü taşınmazın sahibinin siz olduğuna kanaat getirmeyebiliyor,
5- Dosyanızı zemin incelemesi için kadastroya gönderiyor, oradan size randevu veriliyor. Kadastro tespiti sırasında şahitlerin ifadesine göre yerinde rapor tutuluyor ( en az bir Mahalle muhtarı ve iki parsel komşusuyla)
6- Tapu Müdürlüğü Kanaate varırsa isim düzeltmesini yapıyor ve taşınmaz bilgilerinizi bir tutanağa yazarak 15 gün boyunca ilan için askıya çıkarıyor. 15 güne kadar sahip çıkan olmazsa işlem gerçekleşiyor ve taşınmazlar üzerinize intikal etmiş oluyor.
7- Eğer tapu kanaate varamazsa size yine mahkeme yolu gözüküyor ve bu kez doğrudan "Git dava aç !" demiyorlar da, size başvurunuzun reddedildiğine dair evrakları veriyorlar.
 
Gerisi bildiğiniz gibi, red kararını alan yargıç davayı usulden bozmuyor ve gelen delillere göre yargıç karar veriyor. Sonra isim benzerliği olan şahıslar ve şahitler davet edilecek ve ona göre dava sonuçlanacaktır. En kötü  ihtimal de keşif yapılıp yerinde şahitlerin dinlenmesidir ki bu da sadece davayı uzatacaktır.
Ha bu arada önerim, bu isim düzeltmeleri muhtarlığın değil de yarı resmi bir kurum olan noterliklerin yapmasının daha yerinde olacağıdır. Çünkü gözü kara muhtarlar hiç düşünmeden hısım akrabasının kağıdını imzalıyor ama parseli tanımayan fakat tanımak da istemeyen muhtarlar da hiç imzalamıyor. Bence muhtarların düşünceleri :" Bana ne sen mal sahibi olacaksan, ben niye sorumluluk altına gireyimki !"
 
Ama ben mutluyum, Önce tapu bir harf yanlışlığı için bile "Git dava aç !" diyor ve sizi mahkemeye yolluyordu. Şimdi ise durum yukarda anlattığım gibi.
 
Son dileğim umarım yüzlerce yıllık ata toprağımızın tapusunu alır da rahat ederiz. Bazen yüzde yüz de haklı olsanız işiniz bürokrasiye takılıp uzayıp gidiyor.
 
 
(Garip Avcı- Aralık 2014)
 
Toplam blog
: 123
: 1874
Kayıt tarihi
: 02.07.12
 
 

68 kuşağındakileri iyi bilirim. Çalışmam ziraat üzerine. İnsanların ana dilleri ile konuşmalarını..