Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

01 Eylül '09

 
Kategori
Tarih
 

Tarihimizin vatan savunması dönemindeki temel süreçleri-1

Tarihimizin vatan savunması dönemindeki temel süreçleri-1
 

Vatan savunması döneminin en büyük diktatörü...


Genç Osmanlılar ve Birinci Meşrutiyet devrimi

Genç Osmanlılar, 150 yıllık geçmişi olan ve genellikle demokrasi mücadelesi dönemi olarak geçen milli demokratik devrim tarihimizin ilk devrimcilerine verilen tarihsel addır. Genç Osmanlıların ilk örgütlenme atakları 1850 yılında kurulan ve çok kısa bir dönem için yaşayabilen Fedailer örgütüdür.

Genç Osmanlılar, Osmanlı toplumunda hangi sınıfsal güçlerin temsilcisi olarak tarih sahnesine çıkmışlardır? Siyasal mücadelede güçleri ve yerleri nedir? Toplumsal ve ekonomik amaçları nedir? Bu ve benzeri soruları yanıtlamadan Genç Osmanlıları tanıyabilme olanağı yoktur.

Tek kelimeyle söylersek, Genç Osmanlılar bizim vatan savunmasının ilk kahramanlarıdırlar.

Önce tarihsel süreç içindeki durumlarına bakalım.

Tarihsel boyut

2200 yılı aşan bilinebilen Türk tarihinde radikal değişiklikler iki dönemde rastlanmak-tadır. İlk dönem, Türk soyunun uygarlığa geçme sancıları çektiği, Türk toplumunun sınıflara ayrıldığı ve devletleşmenin uç verdiği dönemdi. Bu devreyi kabileden topluma ve devlete şeklinde değerlendiriyoruz. Bu dönemin İÖ 800–1000 yıllarından İS 10–11. yüzyıllara kadar uzanan uzun ve sancılı bir dönemdir. Uygarlaşma döneminin yaklaşık 1500. yılında, yani 5. yüzyıllarda Türk toplumu artık sıçrama yapacak denli toplumsal, ekonomik ve kültürel bir birikim yapmış, yerleşik yaşama geçmiş olduğu yaygın olarak söylenir. Ancak, resmi tarihte de Uygurların yerleşik yaşama geçtiği ifade edilmekle birlikte, yaklaşık olarak İÖ 200–300 yıllarına tarihlenen, Çin Seddi kadar değerli ve büyük bir uygarlık harikası ya da Uzak Asya’da yeraltındaki Çin Seddi diye anılan Karız kanallarını hangi toplumsal ve ekonomik çerçeveye oturtacağız? Ya Daloğlu’nun Türkiye’ye taşıdığı Ayyıldızlı Göktürk sikkelerini yerleşik yaşamın dışında hangi siyasal ve ekonomik iradeye dayandıracağız? Bu dönemde, Türkler feodalitenin çeşitli biçimlerini ve her seferinde bir öncekini aşan ve daha gelişmiş olarak ortaya çıkan feodal imparatorlukların çeşitli şekillerini yaratan bir süreç içinde ilerlemiştir.

Tarihimizin nitel değişiklikler ve radikal sıçramalar yaşanan ikinci devresi 19. yüzyılın ikinci yarısında başlar. Bu devrede toprak parçaları yavaş yavaş feodal mülkiyet anlayışından, padişah mülkü kavramından uzaklaşmaya, vatan, vatan toprağı kavramı gelişmeye başlar. Namık Kemallerin vatan şairi olarak ortaya çıktıkları dönemdir. Padişahın kulları, feodal beylerin serfleri üretim güçleri ve ilişkilerindeki kapitalist değişimlere paralel olarak yurttaş olmaya, ümmet kulları millet bireylerine dönüşmeye başlar. Ayrıca bu dönem, Osmanlı Devleti’nin Batı kapitalizminin açık pazarı olması ve yarı-sömürgeleşmesiyle paralel ilerlemiştir. Bundan dolayı bu dönem aynı zamanda vatan savunması koşullarının da yaşandığı bir dönem olmuştur.

***

Türklerin demokrasi ve insan hakları mücadelesi tarihi, daha siyasal ve bilimsel bir deyimle söylersek milli ve demokratik devrim tarihi toplam olarak 150 yılı ancak bulur ve 4 aşamadan geçerek bugünlere ulaşmıştır.

·Birinci Meşrutiyet Devrimi

·İkinci Meşrutiyet/ Özgürlük Devrimi

·Kemalist Devrim

·27 Mayıs Hareketi

150 yıllık bir zaman dilimine dört devrim hareketi sığdırmış bir halkın birikim ve deneyimi dünyada kaç halkta vardır?

Böylesi tarihsel gerçekleri kavrayamayan ahmaklar Türkiye’yi parçalama haritası diye, BOP haritası ya da kendi mezar haritalarını yayınlıyorlar.

Türk Demokrasi

Mücadelesi tarihinin başlangıç noktaları...

Bu başlığa Türk Devrimi’nin, Türk milli demokratik devriminin kaynağı da diyebiliriz.

19. yüzyılın ikinci yarısının başlangıç yılları… İşte Genç Osmanlıların tarih sahnesine çıktıkları yıllar…

Feodal padişahların yüzyılın başlarındaki Avrupa sermayesinden destek alarak merkezi iktidarı güçlendirme ve mahalli feodaliteyi zayıflatma ve geriletme politikaları, ülkemizin bir Batı yarı-sömürgesi haline gelmesinin de koşullarını hazırladı. II. Mahmut’un bu yöndeki mücadelesi mahalli feodal iktidarların, örneğin Kavalalı Mehmet Ali Paşa’nın isyanı ve direnişiyle karşılaşmış; merkezi sultanlık isyanın üstesinden gelemeyince dış destekle valinin hakkından gelebilmiş; ancak bu kez de 1833 Hünkâr İskelesi Antlaşması örneğinde olduğu gibi Rus hegemonyasının altına düşmüş; bütün bunlardan kurtularak tekrar Avrupa ile halvet olmak için Batı desteği aramıştır. Bunun karşılığında da İngiltere ve giderek diğer Batılı kapitalist ülkeler Osmanlı’dan 1838 Ticaret Sözleşmesi ile hammadde sağlanması için büyük kolaylıklar, hammadde ve diğer ürünlerin satın alınma ve ihracının tamamen serbest bırakılması, devlet tekellerinin ve ihraç yasaklarının kaldırılması, kendi tüccarımıza uygulanan iç gümrük duvarlarının yabancı tüccara uygulanmaması, böylece iç pazarın kapılarının yabancı kapitalistlere ardına kadar açılması gibi uygulamalar şeklinde çok geniş ayrıcalıklar sağlamıştır.
http://www.fatihozcan.org

 
Toplam blog
: 510
: 505
Kayıt tarihi
: 04.04.08
 
 

"Cv" Dedikleri Özgeçmişim 1953 yılının karanlık günlerinde Haziran ayının 24. günü, ağaçların mey..