- Kategori
- Tarih
Tarihimizle yüzleşmek : Osmanlı'nın acımasız gerçeği "Ya iktidar ya ölüm"-1

Osmanlı arması ve padişahları
Başlarken:
Tarihimizi birden fazla kaynaktan ve objektif olarak incelediğimizde, parlak olarak anlatılan tarihimizin acı gerçekleriyle karşılaşırız. Malesef tarihimiz gerçek olmayan olaylarla ve çarpıtmalarla yüceltilmeye çalışılır. Ancak gerçekler bir yerlerde muhakkak kayıtlıdır. Objektif ve titiz araştırmacıların da gözünden kaçmaz.
Böylece yalan bilgilerin, menkıbelerin ve tarihi çarpıtmaların yarattığı yaldızlar da dökülüverir. Ve gerçekler gün yüzüne çıkar. Bir yazımda da belirttiğim gibi “tarih kimsenin gönlünden geçtiği gibi değildir”. Eğer gönlünüzden geçtiği gibi yazarsanız, muhakkak bu yalan olur. Yalan da uzun süre yaşayamaz.
Tarihe olan merakım beni edindiğim bilgileri çeşitli kaynaklardan sağlamasını yapmaya itmiştir. Umarım tarih kategorisinde yazdığım bu ilk yazı tarihe merakı olan okuyucular için faydalı olur. Ahmet Elden.
Osmanlı’nın acımasız gerçeği: “ya iktidar ya ölüm” – 1
Bu acı gerçek Orhan Bey’in ölümüyle başlar. Savaşlarda gösterdiği başarılar nedeniyle Bursa’ya çağırılan Murat Hüdavendigar tahta çıkar. Bu duruma ağabeyi Halil Bey ve diğer kardeşi İbrahim Bey karşı çıkar. Ağabeyi Halil Bey tahtta hak iddia eder ve Eskişehir’de siyan ederler.
Bursa’dan hareket eden 1. Murat önce Ankara’ya yürür. Başkaldıran Ahileri ezer ve Ankara’yı geri alır. Daha sonra Eskişehir’e yürür. Eskişehir’i geri alarak Ağabeyleri Halil ve İbrahim Bey’leri de öldürtür. Böylece isyan bastırılır, ancak Osmanlı Hanedanı’nın acımasız gerçeği “ya iktidar ya ölüm de” başlamış olur.
Bu acımasız kural yine 1. Murat’ın oğullarıyla devam edecektir. İşte bu yüzden Şehzade Bayezid’in babasıyla ve yalnız olarak çıktığı seferlerde elde ettiği başarılar ve Yıldırım lakabı alması kardeşi Savcı Bey’in isyanına sebep olabilir. Amcalarının başına gelenlerin kendi başına da geleceğinden endişelenmesi Tarihe Savcı Vakası diye geçen olaya sebep verebilir.
1385 yılında meydana gelen ve tarihe Savcı Vakası diye geçen olayda Savcı Bey babası 1. Murat seferde iken isyan eder. 1. Murat Yıldırım Bayezid’i kardeşinin üzerine gönderir. Yapılan ölüm kalım savaşında Savcı Bey yenilir ve Dimetoka’ya doğru geri çekilir. Ancak orada yakalanır ve Yıldırım önce kardeşinin gözlerine mil çektirir. Sonra da öldürtür.
Yıldırım’ın diğer kardeşi Yakup Bey’i öldürmesi de sinsi ve soğukkanlı olur. Kosova’da 1389 yılında yapılan savaşta Haçlı ordusu bozgun halde kaçarken savaş alanını gezen 1. Murat yaralı bir Sırp eri tarafından hançerlenerek öldürülür. Yıldırım savaş alanında Yakup Bey olaydan habersiz düşman kovalamaktadır. 1. Murat’ın cesedi otağa alınır ve Yıldırım Bayezit hemen padişah ilan edilir. Durumdan habersiz Yakup Bey baban çağırıyor denilerek geri döndürülür ve babasının otağına girer girmez boynuna dolanan kementle boğulur. Baba ve oğlun cenazeleri hemen Bursa’ya gönderilip defnedilir.
Şimdiye kadar öğrendiğimiz tarihi bilgi nedir? Çelebi Mehmet’in galip çıktığı bir kardeş kavgası daha çıkmasın diye Fatih’in kardeş katlini uygun gördüğü değilmi? Oysa kardeş katli 1. Murat ile başlar ve onun oğullarıyla da devam eder. Tarihe fetret devri diye geçen olay da bu olayların bir sonucu ve devamıdır.
Fatih’in yaptığı “ya iktidar ya ölüm” kuralını çıkardığı kanunla resmileştirmesidir. Bize öğretilen ise Fatih ve Osmanlı Hanedanı’nı aklamak ve mazur göstermek için tarihin çarpıtılmasıdır. Bu acımasız ve trajik olaylara birde güzel kılıf uydurulur “meselenin halledilmesi”.
Peki, bundan sonra neler olur. Osmanlı Hanedanı’nın nasıl birbirini boğazlar hale geldiğini Padişah ve Şehzadelerin ölüm korkusuyla nasıl ruhi bunalımlara dahi düştüğünü, Osmanlı tarihi boyunca incelemeye devam edeceğim. Umarım merak eden okuyucular için faydalı olur.
AHMET ELDEN