Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

08 Nisan '12

 
Kategori
Tarih
 

Tarihimizle yüzleşmek: Osmanlı'nın acımasız gerçeği "ya iktidar ya ölüm"-10

Tarihimizle yüzleşmek: Osmanlı'nın acımasız gerçeği "ya iktidar ya ölüm"-10
 

Sultan Abdülmecit


Abdülmecit ile başlayan Tanzimat Dönemi, Islahat Fermanı ve borç batağı:

1839 yılında tahta çıkan Abdülmecit, henüz 16 yaşındadır. Mehmet Ali Paşa’nın Nizip savaşında Osmanlı Ordusunu yendiği haberi İstanbul’a ulaşır. 27 Temmuz 1839 da İngiltere, Rusya, Avusturya, Fransa ve Prusya Mısır sorununun kendilerine danışılmadan çözülmemesini bir notayla bildirirler. Bu nota kabul edilir. Böylece Osmanlı Devleti iç işlerinde de Avrupa’nın güdümüne giriyordu.

Londra ve Paris’te görüşmeler yapan Mustafa Reşit Paşa, Padişahı razı ederek 3 Kasım 1839 da Gülhane Hattı Hümayunu’nu okur. Böylece Tanzimat Dönemi başlar.

15 Temmuz 1840 Londra antlaşması ile Mısır Valiliği Mehmet Ali Paşa’ya bırakılırken, ele geçirdiği topraklar ve donanma geri alınır.

Kutsal yerler sorunu nedeniyle Rusya’yla Kırım Savaşı başlar. İngiltere ve Fransa bu savaşa, Osmanlı Devleti’nin yanında katılır. Rusya savaşı kaybeder. Ancak müttefikler, Osmanlı Devleti’ni anlaşma için, 18 Şubat 1856 da Tanzimat Fermanı yanında Islahat Fermanı’nı da ilan etmek zorunda bırakırlar.

Kırım Savaşı aslında azınlıklar yüzünde çıkmıştır ve bu fermanla azınlıklara Rusya’nın da istediğinden çok daha fazla haklar verilmeye, mecbur olunacaktır. 30 Mart 1856 Paris Antlaşması ile bu ferman İngiltere, Rusya, Fransa, Avusturya ve Piemonte tarafından, senet kabul edilir.

Bu antlaşma sayesinde Osmanlı Devleti Avrupalı sayılarak toprakları güvence altına alınır. Abdülmecit bütün bunlara sırf bu yüzden razı olacaktır. Ancak zaman, Osmanlı Devleti’nin ne derece Avrupalı sayıldığını ve nekadar güvende olduğunu, acı bir şekilde gösterecektir.

Maliyenin durumu iyice kötüleşmiş, savaş nedeniyle ilk kez borç alınmıştır. Bunu arka arkaya, yeni borçlar takip eder. Öyle ki dış borç yanında Beyoğlu sarraflarından alınan borçlar, 80 milyon altın lirayı aşmıştır. Bu durumun sebebi zevk, sefahat, içki ve kadın düşkünü Abdülmecit’in sorumsuz harcamalarıydı.

Ülke tam bir çıkmazda iken alınan borçlar, lüks sarayların inşasına, zevk, sefahat, içki ve güzel kadınlara gidiyordu. Bunun yanında Ekim 1859 da Avrupalı devletler, Tanzimat ve Islahat Fermanlarının gereklerinin yerine getirilmesi için, devlete nota veriyorlardı.

Babası gibi tüberküloza yakalanan Abdülmecit, hastalığına rağmen sefahatini sürdürür. 1861 de alkol komasından öldüğünde henüz 39 yaşındaydı. Yerine Abdülaziz geçer.

Abdülaziz’in sefahati ve sonunda devletin iflası:

1861 yılında tahta çıkan Abdülaziz abisi gibi batı kütürtüne yabancı değildi. Şehzadeliğinde devlet işleriyle ilgilenmesine izin verilmemişti. Serbest bir yaşam sürmüş, spor ve sanatla ilgilenmişti.

Saltanatına başladığında maliye çökmüş, karşılıksız basılan paralar nedeniyle borçlar katlanarak artmıştı. Abdülaziz kâğıt parayı tedavülden kaldırmak, saray masraflarını kısmak ve cariyelerinin sayısını azaltmak zorunda kalır. Yeni vergiler çıkarılarak lüks ve sefahatin bedeli halkın sırtına yüklenecektir.

Tanzimat ve Islahat ile yetinmeyen Avrupa baskısını giderek arttırıyordu. Batılı devletlerin ve Rusya’nın kışkırtmalarıyla Lübnan ve Balkanlarda ayaklanmalar çıkıyordu. Abdülaziz’in bağlılığı arttırmak için çıktığı, Mısır gezisinden bir sonuç çıkmazken, Mısır valiliğinin babadan oğla geçmesini kabul eder. Böylece Mısır yarı bağımsız hale geliyordu.

Alınan mali önlemlerin verdiği geçici rahatlama ile Abdülaziz zaten meyilli olduğu lüks ve sefahate dalar. Saray görevlilerinin sayısı 5500 e kadar çıkar. Avrupa’dan alınan borçlarla yeni saraylar, köşkler yapılırken, Padişah sevdiği kadınlara ve yakın gördüğü kişilere ihsanlar yağdırmaya başlar.

Ali Paşa’nın ölümüyle 1871 de sadrazam yaptığı, Rus yanlısı Mahmut Nedim Paşa, Padişahın zevki uğruna, istediği parayı bulabilmek için her çareye başvurmaktadır. Abdülaziz böyle sefahate dalmışken, Anadolu’daki kuraklık ile başlayan kıtlık ve arkasından yaşanan sel felaketleriyle, köylü son derece zor durumdadır.

Katlanarak artan borçların faizleri, yarısı nakit diğer yarısı da yeni senetlerle karşılanmak zorunda kalınır. 1875 te alınan bu kararla borç borçla kapatılıyor, böylece Osmanlı Maliyesi de iflasını kabul ediyordu. Bu olay üzerine İngiltere ve Fransa hükümetleri, kendi bankerlerine, Osmanlı Devleti’nin talep edeceği, yeni hiçbir borçtan dolayı sorumluluk almayacaklarını bildirir. Osmanlı Devleti mali saygınlığını tümüyle yitirir.

Osmanlı Padişahlarında sefahat, içki ve kadın düşkünlüğü, görülmemiş şey değildir. Ancak, Abdülmecit'in ve yerine geçen kardeşi Abdülaziz’in, devleti bu uğurda borç batağına kadar sürükleyip, iflasına neden olmaları yüzünden, ne devleti ne de bütün sıkıntılara katlanan, fakirlik içindeki Anadolu insanını hiçte düşünmedikleri ortadadır. Ellerine geçen saltanat fırsatını her türlü zevk ve sefahatleri için, sonuna kadar kullanmışlardır.

Rus yanlısı sadrazam, Rus elçisi İgnatiyef’in oyuncağı durumundadır. Bu durum da Balkanlarda ayaklanmalara neden olur. Sonunda Padişah, Mahmut Nedim Paşayı, medrese öğrencilerinin ayaklanmasıyla azletmek zorunda kalır. Yeni hükümette görev alan Mithat Paşa, Şeyhülislam Hayrullah Efendi ve yeni sadrazam Mütercim Rüştü Paşa, devleti düşürdüğü durum nedeniyle Abdülaziz’i 29–30 Mayıs 1876 gecesi tahttan indirirler. Yerine 5. Murat Padişah yapılır.

Önce Topkapı sonra Feriye sarayına hapsedilen Abdülaziz’in bileklerini makasla keserek intihar ettiği söylenir. Öldürüldüğüne dair ileri sürülen delillerin, sonradan uydurulduğu tezi ise, günümüze dek aydınlatılamamıştır.

İçki düşkünlüğü ve ölüm korkusuyla akli dengesi bozulan 5. Murat’ın 97 günlük Padişahlığı:

5. Murat,  Abdülaziz’i tahttan indirenlerle gizlice anlaşarak, sarraf Hristaki’den sağladığı altın liraları, ayaklandırılan medrese öğrencilerine el altından dağıttırmıştı. Asker sarayı kuşatıp saraydan çıkması istenince, darbenin başarısız olmasından korkup, askerin kendisini bizzat, saraydan çıkarmasını ister.

Darbe sırasında düşkünü olduğu içki nedeniyle bilinci bulanık olan 5. Murat, olayların etkisiyle bilincini tamamen yitirir. Askerler Abdülaziz’i Topkapı Sarayına götürürken, Dolmabahçe sarayı yağmalanır. Yeni Valide Sultan Abdülaziz’in 85 bin altınına el koyar. 8 milyon değerinde esham ve tahvilat, maliyenin borcuna karşılık hemen, Osmanlı Bankası’na yatırılır. 800 bin lira değerindeki mücevherat, 5. Murat’ın yaklaşık 1 milyon lira borcuna karşılık, sarraf Hristaki’ye devredilir.

5. Murat biat töreninde, yaşadığı olayların etkisiyle kaçmaya çalışır. Abdülaziz’in trajik ölümü, korkularını artırarak akli dengesinin iyice bozulmasına neden olur. Padişah olmak istemiyorum diyerek, Yıldız sarayında kendisini havuza atar. Bu yüzden Kılıç Alayı ertelenir ve padişahın Cuma selamlığına da çıkması yasaklanır.

Avusturya’dan getirtilen akıl hastalıkları uzmanı, 5. Murat’ın Viyana’daki kliniğinde 6 ay tedavi görmesi gerektiğini söyleyince, Rüştü ve Mithat Paşalar Abdülhamit ile gizlice görüşürler.

 Abdülhamit’in Meşrutiyet’i ilan etme sözü vermesi üzerine, saltanatı sadece 93 gün süren 5. Murat tahttan indirilerek 31 Ağustos 1876 da Çırağan Sarayı’na kapatılır. Daha sonra sağlığına kavuşan 5. Murat ömrünü torunlarına ders verip, beste yaparak geçirir. 2. Abdülhamit, abisinin hatırını sık sık sorar. Dışarı ile ilişkisini ise kesinlikle engeller. Çok sevdiği içkiler bol miktarda temin edilir 1904 te şeker hastalığından vefat eder.

Yazıma 2. Abdülhamit ve 1. Meşrutiyet ile devam edeceğim.

AHMET ELDEN                             

 

 

 
Toplam blog
: 138
: 5557
Kayıt tarihi
: 05.10.11
 
 

1968 Afyon doğumluyum Antalya'da yaşıyorum. Antalya end. meslek. lisesinden sonra Anadolu Ünivers..