Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

08 Nisan '07

 
Kategori
Magazin
 

Taş fırın erkeğine ne oldu?

Taş fırın erkeğine ne oldu?
 

Tamer Karadağlı, birkaç yıl önce "Çocuklar Duymasın" dizisiyle hayatımıza girdi. Dizinin ilk bölümünü TGRT'de izlerken, kendi kendime şöyle dediğimi hatırlıyorum: "Bu dizi çok iş yapacak." Daha sonra, Atv ekranlarında dizinin reyting rekorları kırmasıyla dizi yürüdü gitti. Dizinin bu kadar çok iş yapmasında Tamer Karadağlı ve Pınar Altuğ'un etkisini yadsıyamayız. Eli yüzü düzgün, belli bir eğitime sahip iki oyuncu, içinde bulundukları sektörün çarklara iyi uyum sağladılar ve kuralları iyi oynadılar. Tabii bir süreliğine...

Diziye destek olmak için çırpınan baş rol oyuncularından Tamer Karadağlı, uzatmalı sevgilisi Arzu Balkan'la evlenirken, Pınar Altuğ da kocası Umut Elçioğlu ile mutluluk pozları vermekten geri kalmadı. Bütün bunlar magazincileri meşgul etse de, bir süre sonra, çok popüler olmanın ve göz önünde olmanın getirdiği aksaklıklar yaşanmaya başladı. İlk vukuat Karadağlı'dan geldi: Bir aldatma olayı vardı ortada ve eşi bundan bihaberdi. Daha sonra ekranlarda karısından özür dileyen bir Karadağlı çıktı karşımıza. Çoğu insan bu duruma alkış tutarken, şöyle düşünmüştüm: Bu kadar mahrem bir olay sonrasında, bir insan karısından niye ekranda özür diler? Bu olayın ardından gelen Pınar Altuğ'un kocasını aldatma olayı ve boşanma işlemleriyle "Çocuklar Duymasın" ailesi iyiden iyiye çatırdadı ve Altuğ diziden ayrılmak zorunda kaldı. Kadın aldatırsa, 'ahlaksızlık', erkek yaparsa 'taş fırınlık' mı oluyor acaba?

Herneyse, dizi bitti, herkes kendi yoluna gitti. Ama 'ünlü' olmak lüksü yakalarını bırakmadı. Özellikle de Karadağlı, 'dalgalı deniz' evliliğiyle gündemi sürekli meşgul etti. 'Taş fırın erkeği', yine de çoğu zaman ser verdi sır vermedi; karısıyla mutluluk pozları vermeye devam etti. Ve en son olarak da Oscar'a aday olacaklarını mutlaka açıklayacaklarını düşündüğüm (!!) bir filmde oynadı. Playboy yıldızı muhterem Çinli oyuncu, Deniz Akkaya'yı öptü. Sonra Deniz Akkaya küplere bindi. Nedeni daha da saçmaydı üstelik:"Ne var canım, tek beni değil, Tamer'i de öptü!" Filmin galasına Arzu Balkan'da geldi. Bir hafta önce patlayan, Deniz Uğur ile ilgili aşk dedikodusu hakkında, "Deniz, reklam peşinde!" dese de, kocasının bu aldatma mevzusuyla ilgili yorumu daha başkaydı: "Her şeyi hallettik; geçmişi kurcalamanın bir anlamı yok!"

Bütün bunlar yaşanırken, demeçler demeçleri, telefon bağlantılarını bir diğerini takip etti. Dün ise, başka bir beyanat içimizi allak bullak etti. Karadağlı, "Arzu'ya beni boşa dedim" demişti. Kızı gibi bir meleği kendisine verdiği için teşekkürlerini de sunuyordu üstelik! Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu demeyin. İnsan ünlü olunca, biraz da fazla parayı vurunca böyle şeyler diyebiliyor galiba.

Oysa ki problem, çok basitti. Karadağlı gibi yıllarını oyunculuğa vermiş, jön olmak için savaşan bir oyuncunun senaristine uyarak apar topar evlenmesi en büyük yanlışıydı. Dizi biter ama evlilik biter mi? Arzu Balkan gibi anaç, iddiasız ve bir o kadar da iyi eğitimli bir kadının evlilik anlamında istekleri tabii ki Karadağlı ile çelişecekti. Çünkü, Balkan bir aile, Karadağlı ise en başta çok iyi rollerin adamı olmak istiyordu. Yine de elinden geldiği kadar karısı direndi, Karadağlı da diretti bu evlilik için...

Bu olay hepimize iyi de bir ders verdi aslında: Hırsın boyunu geçmemesi gerektiği ve iş grafiğinin yükselmesi için bir evliliğin olamayacağı.

Evlilik ile ilgili düşünürken, hırslarımızı da aşkımızla-sevgimizle ayrı ayrı kefelere koymakta karar var. Neyin ağır bastığını, nelerin tolere edilebileceğini bu şekilde daha iyi görebiliriz. Kefelerin hangisinin ağır geldiğinde bütün mesele.

İşin kötüsü, bu gibi durumlar, ortada bir çocuk varken çok daha can yakan bir duruma dönüşebiliyor. Dokuz aylık Zeyno bebek, ve benzeri çocuklar, anne baba hırsının, iddiasının sonucunda dünyaya, olanları bilmeden gelebiliyorlar. Ve ne para, ne pul, ne de çorbacının önünde babasının sevgilisiyle görüntülendiğii devasa jeep yaralarını sarabiliyor...

Ne yazık ki, olan her zaman çocuklara oluyor...

 
Toplam blog
: 87
: 1432
Kayıt tarihi
: 29.03.07
 
 

29 yaşında ve yengeç burcuyum. Her sabah 'flu' gözlerle dünyaya merhaba dememi sağlayan 5 numara göz..