Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 

12 Kasım '12

 
Kategori
Dilbilim
 

Taşeli'nde çok anlamlı bir sözcük: gök

Taşeli'nde çok anlamlı bir sözcük: gök
 

Orta Toroslar’da yer alan Taşeli, adından da anlaşılacağı gibi taşın bol olduğu yer anlamına gelir. Taşeli yöresindeki ilçelerden Aydıncık’ta, bir sonbahar günü, günbatısı sertçe esiyor, ben de deniz kıyısında bir çayevinde, tavşankanı çayımı yudumluyorum. Yoldan geçen yaşlıca birisi, “Aman Hocam! Bu gök yel, çok fena çarpar adamı” diyor. Gök yel sözü gülümsetiyor beni.

Gök renk adıdır. Gök gözlü örneğinde gök, mavi ya da yeşile çalan mavidir ama gök soğan, gök domates ve gök ekin örneklerinde de yeşil anlamına gelir, gök.

Gök yel örneğindeyse daha farklı bir anlam üstleniyor, bu sözcük. Başka örnekler arıyorum sürekli; tanıdıklarıma, köylülere soruyorum. Kafa yoruyorum bu konuya.

Bir gün, yine yaşlı bir köylü başına gelen bir olayı anlatırken, “Kadın yanımıza gök ter içinde geldi” deyiveriyor.

Bir örnek daha yakalıyorum birkaç gün sonra. Yaşlı bir kadın, torunlarını azarlıyor: “Anam, ne gök görmedik çocuklarsınız, siz!”

Bu üç örnekten, gök sözcüğünün aşırılık belirttiği anlaşılıyor.

Meyveler için ham anlamında gök sözcüğünün kullanıldığını anımsıyorum bir anda. “Neden kopardın bunu, baksana daha gömgök” derdi ışıklar içerisinde yatası anam.

Ancak boz, mavi biraz da mor karışımından oluşan renk için de gök sözcüğü kullanılır bu yörede. Söylenceye göre gök karga, Anamur Yörükleriyle Ermenekliler arasındaki otlak sorununun, Anamurlulardan yana çözümünde katkısı olan bir karga türüdür.

Bu renkteki keçiye gök keçi, derisine gök deri denir.

Gök deri deyince de yöresel bir fıkra düştü usuma. F.Saadet Bilir ve Ali F. Bilir’in Orta Asya’dan Toroslar’a Gülnar kitabının 509. sayfasındaki fıkra şöyle:

“Ermenek’ten gelen  “taktak helva” satıcısı, bir okka helvaya karşılık, bir davar derisi alıyormuş. Köylünün biri, “ Gök deri var, alır mısın?” diye sormuş. Helva satıcısı da alacağını söylemiş. Köy odasının da iki kapısı varmış. Bir kapıdan girip davar derisini gösteren öbür kapıdan çıkıyor, deriyi arka tarafa bırakıyormuş. Helva satıcısı hep gök deri ile karşılaşınca, “ Sizin derilerinizin hepsi gök müydü?” diye sormuş. Bir teneke helva satmış, derileri deveye yüklemek için arka tarafa geçince bir de ne görsün, bir tek gök deri var, uyanmış ama biraz geç olmuş.”

Taşeli’ndeki yer adlarında da sıkça geçer gök sözcüğü:

Gökgedik, bir dağ geçidinin adıdır. Geçide geldiğinizde, karşınızda yukarıya doğru masmavi gökyüzü, aşağıdaysa yemyeşil ağaçlar görürsünüz.

Göksu ırmağı ise bulanık bir yeşildir.

Gökbelen, bir dağ geçidinde çukur yeşili bol bir yerleşim alanıdır.

Göktaş da adını burada bulunan boz, mavi, mor karışımı bir kayadan alır.

Ad, önad ve belirteç olarak kullanılan gök sözcüğünden türetilmiş ad ve eylemler de var dilimizde.

Gövermek, “Meşeler gövermiş, varsın göversin” tümcesinde, yeşermek anlamında olmasına karşın “Tokat izleri göverirdi yanaklarımızda” tümcesindeyse morarmak anlamındadır.

Vurma ya da çarpma sonucu vücutta oluşan morartıya da göğerti denir yöremizde.

Göklük yiye yiye gödenim göverdi,” tümcesinde geçen göklük yöresel bir sözcük olup, sebze ya da yeşillik anlamında kullanılmaktadır.

Arpacık soğanına da göğer derler bizim buralarda.

Karındanbacaklılardan, denizde kayalara tutunarak yaşayan, olta yemi olarak kullanılan, sarmal kabuklu hayvana da renginden dolayı gökçül denir.

Göküş,mavi gözlü kişilere takılan bir lakaptır.

Yöremizde har vurup harman savurmak anlamında Gök iken yemek diye bir de deyim vardır.

Gövel ise yeşil ile mavi karışımıdır.

E, gövel denince Karacaoğlan anımsanır elbette. Haydi ona bırakalım son sözü:

“Boynu yeşil gövel ördek

Sana bir göl gerek idi.”

 

 

 

 
Toplam blog
: 95
: 1738
Kayıt tarihi
: 12.06.07
 
 

Emekli öğretim görevlisi, çevirmen, öykü yazarı, kültür ve düşün dergisi Gerçemek'in sahibi ve ge..

 
 
 
 
 

 
Sadece bu yazarın bloglarında ara