Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

30 Aralık '11

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Tatlım 2012 (!)

Tatlım 2012 (!)
 

 Birinden ayrılma zamanı gelmişse, artık çekmiyorsa; ilişki pörsümüş, paspasa dönmüşse… Falan filan ve saireler çoğalmışsa… İşte o zaman şapkayı önüne alıp, çokça da kendini suçlayarak:

“Bak, tüm hatalar benim. Yanlış olan ve yürütemeyen benim. Suç da benim, günah da. Sen geldiğin günkü kadar masum, sevimli ve iyisin. Ve sen çok daha iyilerine layıksın.” denir ya… Aslında bu bir uğurlama müziğidir ama sadece terk edilenin kulağında çalar ya…

Hah işte, şimdi diyorum, şu 2011’e de bir uğurlama müziği mi ayarlasak ne(?)

Düşünüyorum şöyle:

Daha geldiğinin üçüncü günü kalbimi burkmandan mı başlasam yoksa seni kolay harcayan hovardalıklarımdan ötürü af mı dilesem?

Yok yok, hiç suçlayabilir miyim seni? Elbette hata benim. Senin suçun yok. Sen hala geldiğin gün kadar temiz ve masumsun benim gözümde. Ama olmuyor işte bak, yürütemiyoruz…

(Tabii, görmüşüm bir kere 2012’yi. Taptaze mübarek! Hiç el değmemiş meyve kadar sağlıklı ve kütür kütür!)

Biliyorum, gün oldu daha soyunamadan vazgeçtik sevişmekten, ama gün oldu soluk soluğa kaldık öpüşmekten…

(Kahretsin ki vefasızım ben! Şimdi şurada bu kadar alımlı çalımlı bir güzel varken, dönüp de sana takılı kalmamı bekleyemezsin yahu, diyemiyorum tabii. Alttan almam lazım, ağırdan. Biraz hüzün katmalı, hani ben de harbiden üzgünmüşüm gibi olmalı bu veda, bir iki burun çekiş, mendili gözlerimde gezdiriş filan.)

Gün oldu şaraplarımızı yudumladık karşılıklı. Gün oldu Tekirdağ’ın anason kokusunda sarhoş olduk ikimiz. Hani sen de pek alımlıydın yahu!

(Arada yılık bir gülüş eklemeli anlattıklarıma. Güzel günleri de övmeli. Hani hayıflanırmışım gibi.)

Anımsıyor musun, nasıl titremişti gönlümün telleri. Sanki piyano tuşlarına tek bir parmakla gam yaptırır gibi anlık notalar silsilesiydi... Ya da lir üzerinde tremolo dokunuşları… Ama hepi topu oydu işte, sen de biliyorsun. Var mıydı ötesi?

(Arada çıkışmak da lazım ki kendine de pay çıkarsın bu ayrılıktan. Tüm suç da benim olamaz ya!)

Yine de hakkını yiyemem doğrusu. Yazdıklarım geliyor aklıma, sayfalar dolusu. Sevişmesiz doğan çocuklardı onlar; İsa kadar masum, Meryem kadar kadın!... Yok yok, bir suç bulamıyorum sana. Sen geldiğin gün kadar masum ve iyisin.

(Artık kapatma faslı başlamalı. Uzatmak ancak işkenceyi artırır, deyip çıkış kapısını açmalı.)

Aldıkların helal olsun, verdiklerin için bin teşekkürler sana güzelim. Sanma ki seni unutacağım. Şimdi, çerçeveletip seninle geçen günlerimizi, gönül duvarına asacağım. Bana kattığın her şey için, mersi

(Ve… O gider gitmez, kapıda bekleyen 2012’ye şöyle seslenmeli: Tatlım! Çarşafları yeni değiştirdim, leylak kokuyor içerisi. Hadi gel, bekliyorum ;) )

 

Notum: İnsanlığa; barış, sevgi, saygı, nezaket, kardeşlik ve birbirine destek olma duygularıyla, salt insan olmaya mecbur kalacağı bir yıl diliyorum!...

Artık uzaylılar mı basar, yoksa insanlık birden aydınlığa mı keser bilemem. Ama insan, varlığa saygıdan başka çıkar yol olmadığını görsün isterim! Beddua gibi mi oldu ne(!)

 
Toplam blog
: 135
: 3170
Kayıt tarihi
: 23.07.08
 
 

Eğitim sürecinin bazı bölümleri Almanya ve İngiltere'de olmak üzere en son PAÜ'den eğitim uzmanlı..