- Kategori
- İnançlar
Tavzih/Din istismarı II
Değerli blog yazarları ve okurlar, camilerimizde para toplanması konusunda prensibe dayanan DİN İSTİSMARI başlıklı açıklamaları dile getirirken, fedakarca, karşılıksız hizmet veren, F.Almanya'da tanıdığım, birçok dernek başkanı ve dernek görevlilerini tenzih ederim. Amacım, bu yorumu, bu insanların kimlik ve kişiliklerinin bilinmesine karşın, acımasızca dile getirmek değildir. Onların da, ileride maruz kalacağı, hukuki sorumluluğa veya haklarında ortaya atılacak şaibeyi önlemeye yöneliktir.
Bir namaz öncesinde naylon torbalarla para toplamak üzere ayağı kalkan dernek görevlileri arasına kötü amaçlı, yabancı birisinin katılacağını ve toplanan parayı koynuna sokarak ortadan kaybolacağını var saymak gerekir.
Peki çözüm önerileri ne olabilir?
Dernek tarafından, üzerinde derneğin adı bulunan, numaralandırılmış, eskiden Türk Hava Kurumu ve Çocuk Esirgeme Kurumunun sokaklarda yardım topladığı, 25-35 cm ebadında, metal, kurumun çelik mühürü ile mühürlenmiş, metal kutular yaptırılabilir. Bu kutular, dernek üyesi kimliği boyunlarına asılmış olan kişiler tarafından dolaştırılarak toplanan paralar, namaz sonrasında, heyet huzurunda açılarak, tutanakla kayıt altına alınır ve üç/altı veya oniki aylık dönemler sonunda, yayınlanan faaliyet raporunda toplanan paralar ve harcamalar hakkında topluma bilgi verilir. Bu şeffaflık ortamında yürütülen faaliyetlerin hayranlık uyandıracağı ve aklından şaibe geçirerek katılımda bulunmayanların da, bu ulvi dayanışmaya destek vereceği göz önünde bulundurulmalıdır.
Ancak, derneklerimizin, gençlerimizi dini konularda eğitmeleri sırasında, çağdaş düşüncenin ürünü olan, demokrasiye, Cumhuriyete ve Atatürk ilkelerine bağlılık, çevre koruma bilincinin yüceltilmesi, temel hukuk bilgileri ve ülkenin birlik/ beraberliği konusundaki şuurun pekiştirilmesine yönelik bilgileri de kendilerine aktarmaları, çeşitli sanat dallarında, spor, el sanatları ve meslek edindirme kursları konusuna da yer vermeleri, cami ve derneklerimizi beklenilen performansa kavuşturacaktır.
Bu faaliyetlerin gerçekleştirilmesinin de, toplumsal bir seferberlik ve bir ibadet yolu olduğunu aklımızdan çıkarmamalıyız.
Hepinizi saygıyla selamlarım
Refik BAŞDERE