- Kategori
- Siyaset
Tayyipfobia!

Millete vaad edecek hiç bir şeyi bulunmayan muhalefet, yok yerden bir "Tayyipfobia" oluşturarak, taraflarını kontrol altında tutmak istiyor.
Bunda belli ölçüde başarılı olduklarına da şüphe yok!
Geçtiğimiz günlerde yazmıştım, Tayyip Erdoğan ve partisine muhalif söylemleri dolasıyla, muhalefet tarafından pek sevilen Fazıl Say, "Tayyip Erdoğandan korkmuyorum!..." diyor.
Bu söz, aslında bilinçaltındaki "Tayyipfobia"nın ifadesinden başka bir şey değil.
Bu tuhaf korkunun altında yatan sosyo-psijik nedenlere inmek isteyen, kesinlikle orada "vehim" bulacak... Çünkü, bir insanın seçim yoluyla gelmiş bir Başbakandan korkması için hiç bir neden olamaz...
Tek Parti zihniyeti'nin süreli taktiğidir korkutma!... Ne zaman ki, tek ellerinde bulunan iktidar, halkın seçtiği insanlara geçti, bunlar bu "fobia"yı yaydılar.
Adnan Menderes gibi, halim selim bir insanı bile, darbelerine zemin hazırlamak için "korku ögesi" haline getirdiler. CHP-Asker işbirliği ile yürütülen darbe ortamı hazırlığı için, üniversite gençlerini meydana sürdüler. Taraftarlarına sürekli, Merhum Menderes'in giderek bir "totaliter" olduğu fikrini pompaladılar.
Meydana dökülen gençler, Merhum Menderes'in yakasına yapışıp "Hürriyet" talep ettiklerinde, aldıkları cevap manidardı: "Bir başbakanın yakasını toplayacak kadar hürken, daha ne hürriyeti istiyorsunuz!"
Fakat, bu tarihi cevap, şartlandırılmış ve korkutulmuş gençler ikna etmedi. Tek Parti diktatöryası, ülkeyi karıştıran elleri bulmak için kurulan "tahkikat komisyonlarını" bile, baskı unsuru olarak lanse etti...
Oysa, kendileri, bu işler için "tahkikat komisyonu" kurmaz, doğrudan "idam sehpaları" kurarlardı. Önce asar, sonra yargılarlardı...
Halktan bir kere daha okkalı bir tokat yiyenler, şu günlerde yine aynı sanal korkuyu pompalıyor yandaşlarına... Tayyip Erdoğan'ın padişahlığından, sultanlığından söz ediyorlar!!..
Tayyip Erdoğan'ı Hitler'e benzetme izansızlığını gösteriyorlar. Ülkenin Başbakanından RTE diye söz ediyorlar; "Tayyip" diyorlar...
Demek sizin adamlarınız Başbakan olsa, birileri de Deniz Baykal için "DB" ya da "Deniz"; Kılıçdaroğlu için "KK" ya da "Kemal" , Devlet Bahçeliye "DB" ya da "devlet" diyecek ve siz de sezinizi çıkarmayacaksınız...
Siz siyasi geçmişinize dönüp bir bakın; Sizin Başbakanlarınız, bırakın ön adıyla hitap etmeyi "Milli Şef" diye anılıyordu. Rahatlıkla terbiye sınırlarını zorluyorsunuz ama bir yandan da bu Başbakan'ın Hitler olduğunu söyleyebiliyorsunuz!!...
Tayyip Erdoğan'ın ülkeye getirdiği demokratik özgürlüğün tadını çıkarıyorsunuz da yine de "baskı var" diye cıyaklıyorsunuz!! Saltanattan sultadan söz ediyorsunuz...
Halbuki, Tayyip Erdoğan, 2011 seçimlerinden sonra, aday olmayacağını açıkca ilan etti... Öteki liderlerden hangisi böyle bir şeyi yapabiliyor? Gerek Kılıçdaroğlu, gerekse Bahçeli'nin gündeminde böyle bir şey var mı?... Yok!... Hem de yenilgi üstüne yenilgi aldıkları halde...
Bakın Deniz Baykal da yeri soğumadan koltuğuna dönmek üzere harekete geçti...
O zaman "sultan" kim oluyor?
Kurulu düzenin efendileri, kendi iktidar ve ikbal korkularını taraftarlarına yansıtarak, saltanatlarını sürdürmek istiyorlar, başka bir şey değil...
Tayyip Erdoğan, Türkiye'nin gördüğü liderler içerisinde en halka yakın ve en merhamet sahibi olanlarından biridir...Sizin yıllarca lafını edip de asla başaramadığınız demokratikleşme adımlarını da o atıyor, köşe başını tutmuş devlerle mücadele ederek...
Türkiye büyüyor... Ekonomide, dış siyasete; bölgesinde ve dünyada...
Sizse, bugün, bu ülkenin büyümesinden korkuyorsunuz... Korkuyorsunuz, çünkü büyük Türkiye, sizin kontrolünüzden çıkacak.. Bu yüzden "küçük olsun bizim olsun" zihniyetini yaşatıyorsunuz hala!...
Kendi korkularınızı, halka yansıtarak daha ne kadar saltanatınızı sürdürebilirsiniz? İnsanları korkutarak, demokratik taleplerinden, özgürlük arzularından vaz geçiremezsiniz!
Korkunun ecele faydası olmadığı gibi, sizin korkutmalarınızın da sizin siyaseten yok olmanıza faydası olmayacak!
Siyasi varlığınızı sürdürmek adına, bir "korku figürü" olarak taraftarlarınıza takdim ettiğiniz Tayyip Erdoğan, bir kaç yıl sonra görevini yapmış olmanın huzuru ile siyasetten çekilecek...O zaman, ne söyleyeceksiniz bu insanlara?
Nasıl olsa, o zaman da, bir "öcü" buluruz mu, diyorsunuz??..
Doğrudur, sizden de ancak bu beklenir...