Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

06 Ekim '11

 
Kategori
Öykü
 

Taziye ziyareti (ziyafeti)

-Anne, beni ne sürüklüyorsun şimdi o ölü evinde, benim ne işim var orada.

-Hoş geldiniz.

-Başınız sağ olsun. Gençti de daha elli beş yaşındaydı rahmetli.

-Dostlar sağ olsun. Bu kadarmış ömrü ne yapalım. Kadınlar karşı dairede sizi oraya alalım.

-Oha anne yaa… Sen ona genç mi diyorsun?

-Sus kız, ölü evinde söylediğine bak. Elli beşin neresi yaşlı. On dördünde bunları söylemek kolay tabi, gel bizim yaşlarımıza da seni de görürüz.

-Sen yüz yaşına kadar yaşamaya niyetlisin galiba.

-Terbiyesiz. Seninle laf yarıştıranda kabahat. Al şu börek tepsisini mutfağa götür, bir işe yara. Ben Ayşe Teyze’nin yanına uğruyorum.

-Merhaba Figen. Bunu annem yaptı.

-Hımm… Nefis kokuyor. Melahat Teyze’de su böreği yapmış, çok güzel, bir dilim koyayım da ye. Birazdan tavuklu pilavları da dağıtacağım. Hem bana yardım edersin hem de laflarız biraz.Yeme o kekten Şule’nin annesi yapmış. Herhalde içine bir yumurta kırıp bir kilo da un koymuştur. Cimri, ne olacak.

-Kızlar ne konuşuyorsunuz öyle bıdı bıdı. Şuradan bir meyve suyu verin de içeyim. İçim yandı. İçeride Nermin’i tanıyamadım başörtüsü ile iyi mi? İyi ki bu kız kapanmadı, yoksa bu haliyle onu kimse beğenip almazdı vallahi.

-Asıl sen Serpil’i gör. Makyaj o biçim, dekolte yerinde bir de postiş takmış; sanırsın cenaze evine değil, Akmerkez’de alışverişe gelmiş.

-Fevzi Amca’nın büyük oğlu gelmemiş cenazeye biliyor musunuz? Zaten beş yıldır da hiç görüşmüyorlarmış. Gelinin yüzünden diyorlar ama, adam gibi adam olsa işinden izin alıp gelirdi. Şunun şurası İzmit dediğin bir saatlik yol. Karısının ruhu bile duymazdı.

-Sen öyle san. Ne cadıdır o. Kim bilir kaç kere aramıştır iş yerini kontrol için. Neyse ki kızlar gelmiş.

-Gelmişler gelmesine de bir işe yarasalar. Öyle kurum kurum kurulup oturuyorlar bir köşede. Üzgün bir halleri de yok. “ Bir kadın buluruz, haftada  bir iki gün gelir, işleri yapar, çarşı pazarı görür. “ demişler Ayşe Teyze’ye. Senin anlayacağın hiç birinin kadını yanına alası yok. Yarın da dönüyorlarmış. İnsan hiç olmazsa yedisini yapıp gider, ikinci gün dönülür mü?

-Eee… Babası miras bıraksaydı kalırlardı. Yoktu ki adamcağızın şu evden başka bir şeyi. Konu komşu olmasa mevlitte dağıtacak su alamaz bu kadın kendi başına.

-Su dedim de, bir meyve suyu daha versene, portakallı olsun. İçeride sıcaktan patladım.

-Evşan, sen yarın da gelecek misin?

-Yok ya. Ne işim var. Bugün öğleden sonra kurs yoktu da yırtamadım. Yarın kurs var, gelmem.

-Kız, amcandı o senin.

-Amca da ne amca. Sanki dirisinden bir hayır gördük de. Bir bayram harçlık mı verdi, yok, ne gezer. Kapıya gelen çocuklara tuttuğu şekerlerden elime bir tane tutuşturup yollardı. Boş  versene.

-Millet, orada kolonya var mı? Ayşe Teyze fenalaştı.

-Al buzdolabında varmış. Bu da kaç seneliktir Allah bilir. Baksana plastik şişede, rengi koyulaşmış, kokusu ağırlaşmış, bu kokuyu duyunca ayır hemen.

-O da kendini ne helak ediyor ki. Zil takıp oynaması lazım. Az çektirmedi adam ona. Hayatta dışarı yalnız salmazdı. Sabahtan akşama kadar o kadın pit pit temizlik yapsın, çay ver, kahve ver. Bütün günü onun peşinde geçerdi. Ne bir komşu gezmesi ne de çarşı pazar. Ben olsam şimdiden sonra inadına atarım kendimi sokaklara. Sabahtan akşama kadar o pazar senin, bu komşu benim gezer dururum.

-Öyle deme kız. Sudan çıkmış balığa döndü. Düşünsene ekmek ne kadar bilmez, ne nerede ucuz bilmez. Her işi adam yapa yapa sokağa bile çıkmaya korkar o şimdi.

-Bak, bu köşedeki var ya. Ayşe teyze’nin ablasının kızı imiş. Mevlidi de o okuyacak. Bütün aile Atatürkçü, bir bu kız böyle kara çarşaflı. Hiç sevmezdi Fevzi Bey onu ama duasını okumak da ona nasip oldu. Demin içeride uzun uzun vaaz veriyordu o günah bu günah diye. O şimdi buradan iki kişiyi kafalayıp cemaate katsam kardır diye bakıyordur. Allah günah yazmasın ama...

-Hadi! Sen şu ayranları dağıt, ben de pilavları koyayım. İyi ki şu tek kullanımlık tabak çanaklar çıktı. Yoksa otur bir de iki saat bulaşıkları yıka. Sen gidiyor musun Aliye? Bir tadına baksaydın.

-Olsun Sevgi Teyze yarın Ahmet  Amca pide yaptıracakmış. Bizim oğlan da sever pideyi,  yarın onu da yanımda getiririm. Size kolay gelsin.

-İyi, sen bilirsin. Hadi, yarın görüşürüz.. O elmalı çörekten yap kız yarın. Senin gibi kimse yapamıyor valla.

 

 
Toplam blog
: 12
: 343
Kayıt tarihi
: 02.10.07
 
 

1966 Doğumlu olup şu gençliği anlamaya çalışan biriyim. 1995 doğumlu bir oğlum var. Öyküler okuma..