Tecavüz kaçınılmazsa zevk almasını bileceksin !!!

Çok güzel bir sözümü her ne kadar argoya kaçsada betimlediği anlamı her yöne çekebiliriz. Bende bu sözü güncel planlar üzerine yorumlayacağım. 

Kürdistan projesi 1911'de başlayan projenin son tamamlanmamış ayağını oluşturuyor. Bu proje aslında biz Türklerin vefa borcuda var. Çünkü başrolde aile büyüğü rolündeydik ve aynı rolümüz devam ediyor.

Biz tüm ''çocuklarımıza'' mirasımızdan pay verdik ama maalesef bize en yakın olan ve daima en yakın olacak Kürt ''çocuklarımızı ''mirastan mahrum ettik, gerçi sen benim öz evimde kalacaksın dedik bir anlamda ama evimiz küçük kaldığından sığdıramadıklarımızı avlunun önünde bıraktık. Bizim evimizde kalanlar bizim faydalandığımız tüm imkanlardan faydalandılar ve faydalanmaya (her ne kadar bazı sıkıntılar olsada) devam ediyorlar. Ancak evimize alamağımız ''çocuklarımız'' köyün şamar oğlanına döndüler.

Bizim artık bu ''çocuklarımıza'' sağlam bir ev yapmamız lazım, öyle bir ev olmalıki alttan bir tünelle birbirine bağlanmalı, güvenlik alarmı aynı anda çalmalı, su kuyumuz aynı kaynaktan olmalı, ''köpekleri'' (bu benzetmeyi Platondan çalıyorum yanlış anlaşılmasın) bizim ''köpeklerin'' yavrusu olmalı, kileri ortak ve birbirini tamamlamalı, bahçesi birbirine yardımcı olmalı (onda olmazsa burda olmalı) , ortak sineması, ortak tiyatrosu, ortak gazeteleri olmalı. Biz birbirimize bağlanmalıyız.

Ancak ve ancak uzun süredir, kapımızdan içeri sokmadığımız dışarıda unuttuğumuz bu çocuklarımızın içine giren yabancı maddeler temizlenmeli !!! 

Bu proje bizim projemiz değil ama artık zor durumdayız uzaklardan gelenlerin ''tecavüzü'' artık kaçınılmaz oldu, bizde bu noktada zevk almak için yukarıda saydığım alt yapıyı oluşturmamız lazım aksi durumda ağır travmaya uğrarız.