Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 

21 Nisan '11

 
Kategori
Ben Bildiriyorum
 

Tehlikeli gelecek, yetiştirmeyi bilmediğimiz çocuklar

Tehlikeli gelecek, yetiştirmeyi bilmediğimiz çocuklar
 

Siz de tehlikenin farkında mısınız? 

Seçim süreci yaklaştıkça azalan ve artanların? Azalan değer yargıları, artan umursamazlık. Biz gençlerin, her konuda akıl almak için sürekli başvurduğumuz kişilerin konuşmalarının azalması; buna rağmen araştırmaktan yoksun, cahil diye nitelendirebileceğimiz şahısların da tepkilerinin meydanları yıkarcasına artması söz konusu. 

Susanları anlayabiliyorum, onca karmaşık düzenler, darbeler, koalisyonlar, siyasi ve sosyal dalgalanmalara tanık oldunuz. Öğrenmek için çaba sarf etmenize gerek yoktu, çünkü olaylar açıkça gelişiyordu. Sizler için öncelikli olan, hayatta tutunmak, sizden küçük yaştakileri de bu uğraş içerisinde uyumlu, duyarlı, düşünceli, sevgi ve saygı dolu yetiştirmekti. Yaşam savaşında ön saflara çıkmak değil, birlik olup amacınıza erişip mutlu yaşamaktı amacınız.. 

Ya şimdi? Biz? Bayrağı elinizden alıp, bu savaşı devam ettirecek olan bizler? 

Korkunç değil mi manzaramız? Hepimiz olan bitenden bihaber, ak mı kara mı bilinçsiz, araştırmaktan çekimser, anlatılan olsa bile anlamayız.. Çünkü aklımız o kadar değişik yerlerde ki.. Tamam, eğitim, iş hayatına giriş dönemleri, yeni hayatlara adımlar vesaire gibi konular bazen etken olabiliyor ama.. Tek çabamız şunlar ki, Facebook, Twitter. Kim ne demiş, kim nereye gitmiş, nerede eğlenmiş, o kız kiminle, bu çocuk bu kıza hiç yakışmamış, dudak şişirip çektirilen kız; kas gösterileri yapan erkek fotoğrafları, aşk isyanlarının göstergesi arabesk videolar.. Gibi gibi, sayısız, gereksiz ve anlamsız işler peşindeyiz. Sizlerin anlatmaya ihtiyacınız yok, böyle gelmiş ve böyle gidecek, değişmeyecek kanunları gelip dayadılar geleceğimize, bizim de umurumuzda değil, elimizden gelecek bir şey yok.. Anlatsanız bile bizim dinlemeye vaktimiz yok, onu dürt, buna bak, şunu twitle.. 

Bazen arkadaşlarla yorumluyoruz da gidişatımızı, utanıyoruz popüler kültürün kölesi olmuş neslimizi. Utanıyoruz, otobüse binen eteği kıvrık, elinde daha bizim hiç görmediğimiz kadar pahalı bir telefon olan liseli kızdan. Utanıyoruz, sağa sola bakmadan yerinde duramayan, saçı bir değişik şekilde, gömleğinin bir kısmı pantolon içerisinde, diğer kısmı tarzını yansıtsın diye dışarıda olan erkek öğrencilerden. O kadar çok konuşuyorlar ki. Başımız ağrıyor bulundukları mekanlarda iki çift laf ederken. Onlardan, yaklaşık 7-8 yaş fazlamız olmasına rağmen, bizden daha çok mekan, isim, teknolojik alet, sosyal site, televizyon dizisi gibi her şeyden o kadar çok bilgi sahibi ki geleceğimiz.. Utanıyoruz. Bu mu hayat? Bunlar mı hayatınızı ve geleceğimizi inşa edecek temel taşları? Kimse size demiyor ki, takip etmeyin, sosyalleşmeyin, bilgisiz olun. Ama sadece önceliklerin farkında olmanız gerekmiyor mu? Ya siz ebeveynler? Bu kadar mı çaresizsiniz? Önlem alamıyor musunuz? Çocuklarınıza, bu gençlere, bilginizi aktarmak için akşam yemeğinde bir yarım saatinizi bile ayırmaya vaktiniz yok mu? Siz bu denli vurdumduymaz mı yetiştiniz? 

Sonra, şükrediyoruz bizi yetiştirenlerin duyarlılığına. Pazar günleri erkenden dışarı çıkıp tüm gazeteleri alıp, kahvaltı esnasında bunları okumamızı direten, sonrasında doğru ve yanlışı seçebileceğimiz akıla eriştiğimizi hissettirip gururlandıran babalarımız var bizim. Ya da gün içerisinde, temizlik, yemek gibi uğraşlara boğulmuş, bu boğuşmalar esnasında televizyon denen yalancı camekandan kadın programları yerine, kültür, sanat ve siyasetle ilgili her şeyi takip etmiş ve akşam sofralarında veya çay saatinde bize bunları anlatan annelerimiz var bizim.. Evet, ev hanımı. Ancak, plazalardan akşamın bir köründe çıkan, çalıştığı şirketin cirosunu nasıl yükseltirim de nasıl terfi ederim fikrine odaklanmış o süslü püslü, sadece topuklu ayakkabıdan çektiği eziyeti çocuklarına anlatan, sürekli başı ağrıyan bu kadınlardan daha çok şey bilen annelerimiz. Elbette para kazanmak gerek, o çocuklara istediklerini almak için. Fakat istedikleri şeyler anormal değil mi? Ben bu yaşa geldim, yıllardır okurken, hayat ile ilgili tüm maddi gereksinimlerimi kendim karşıladım. Ama sizin onlara alıp mutluluğunu izlediğiniz o pahalı ayakkabılardan, bende hiç olmadı.. Ya da saçma sapan internet sitelerine daha çabuk ulaşmam için dokunmatik bir telefonum. 

Nasıl çocuklar yetiştirdiğinizin, gerçekten farkında değil misiniz? Yazarken, düşünürken o kadar üzülüyorum ki.. Ve bu çocuklar, o kadar çok konuşuyor ki. Bulundukları ortamın gerektirdiği inanışlar içerisinde olan bilinçsiz körpe geleceğimiz. Etrafında veya ev içerisinde – o da olursa tabi – adı geçen siyasi partiyi destekleyen üniversiteli gençlerimiz. Neyi desteklediğinizin farkında mısınız? Neye inandığınızın? Sizlerin yaşında iken, siz bu denli özgür olun, bu denli hak sahibi olun diye mücadele vermiş kişilerin adını hiç duydunuz mu? Arkadaşlarınızın, yarı çıplak fotoğraflarını beğen linkine tıklamak yerine, bu konu ile ilgili bir konuya hiç değindiniz mi? Peki ya oyunuz? Tüm ulusumuzun geleceğini çizecek olan yönetimi belirlemenin, ne kadar önemli bir karar olduğunu biliyor musunuz? Objektif, önyargısız düşünmenin ne olduğunu biliyor musunuz? Hayır. 

Bilmiyorsunuz, hiçbir şey bilmiyorsunuz. Fakat, bu cahilliğiniz, bilgisiz olmanıza engel değil. Araştırın, sorun, anlattırın, dünyanın gerçekleri üzerinde biraz kafa yorun. Zamanınız mı yok? Hayır, zamanınız çok. Bırakın şu saçmalıkları. Susmayın, uyanın, silkelenip kendinize gelin. Geçmişinizi araştırıp, geleceğinizi nasıl yönlendirmeniz gerektiğini düşünmek çok fazla zamanınızı almayacak.. 

Sevgili ebeveynler. Bu çocuklara da, gerçekleri anlatmak sizin zamanınızı boşa harcamayacak. Bu denli bilgisiz, geleceğin canavarları ve popüler kültürün kölesi nesil, ne size ne bize yakışmıyor. 

Lütfen, siz susmayın, biz de bu kadar gereksiz konular için dökülmeyelim meydanlara, yırtmayalım gırtlağımızı amaçsızca.. 

21.04.2011 

Burçin 

 
Toplam blog
: 6
: 457
Kayıt tarihi
: 24.01.10
 
 

Merhaba.. Ben İstanbul Üniversitesi öğrencisi, fakat çok yakında mezuniyet işlemlerine başlayacak o..

 
 
 
 
 

 
Sadece bu yazarın bloglarında ara