Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

27 Temmuz '09

 
Kategori
Ben Bildiriyorum
 

Tehlikenin farkında mıyız?

Tehlikenin farkında mıyız?
 

Yüreğinde kavga ile yola çıkanların hiç de azımsanmayacak çoğunlukta olduklarının bilincinde miyiz? Ve hatta gittikçe palazlanmakta olduklarının?

Kavgadan, gereksiz çekişmelerden medet umanlar arz-ı endam etmekteler sıklıkla.

Peki neden? diye soracak olsak.

Psikolojik bir olgudur, Sosyolojik nedenleri vardır, bencilliktir, çıkar hesaplaşmasıdır, koltuk ya da yer kapma telaşıdır cevaplarını vermek olasıdır.

Başka nedenleri de olabilir doğallıkla.

Misal çekememezlik, kıskançlık gibi.

Nedeni ne olursa olsun yüreğinde kavga ile yola çıkanlara ne sert bir söz nede ters bir cevap pek dokunmaz.

Oturdukları koltuklara adeta yapışmış gibidirler. Bir ellerinde kâğıt kalemi, diğerinde telefonu eksik etmezler. Verilecek direktifleri not etmekten ve uygulamaktan büyük zevk alırlar. Emir verenin kıtalar arası, okyanus aşırı olması onlar için büyük onurdur.

Sırasında kırmak da kırılmak da hoşlarına gider. Başkalarının yüreklerindeki sıcaklığı paylaşmayı bile düşünmezler. Gerilmiş bir yayın ucunda fırlatılmayı beklerler çoğunlukla. Sinsi ve içten pazarlıklıdırlar. Biri bir şey dese de karşı çıksam dahası kavga etsem, mecrasında akan suyu bulandırsam diye düşünürler.

Çözüm üretmek için var olsalar da aslında çözüm pek de işlerine ve akıllarına gelmez böylelerinin. Elde avuçtakileri satmayı pek severler. Güç gösterisi onların işidir. Güçlü olmanın ve dolayısıyla gücünü olumlu uğraşlara harcamanın ayırdın da değildirler. Yapıcı olmaktan çok yıkıcı, paralayıcı ve saldırgandırlar.

Hak ettikleri cevabı alınca öfkeleri azalacağına daha da kabarır. Tahakküm altına almayı, hükmetmeyi isterler. Kendilerinin düşüncesi daima doğru diğerlerininki dikkate dahi alınmayacak olandır. Eser gürlerler. Atınca mangalda kül bırakmazlar. Öfkeleri her an patlamaya hazır ve de nazırdır.

Başkalarının fikir ve düşüncelerine saygı göstermeyi asla düşünmedikleri gibi demokrasiyi de dillerinden asla düşürmezler. Onlara göre herşey demokrasi içindir ve demokratik kurallar çerçevesinde yürütülmektedir. Hak ve hukuk işlerine geldiğinde vazgeçilmezdir. Ne ki sırasında demokrasiyi “araç” olarak kullanmaktan asla çekinmezler. Bir şeyleri “tepelemek” hoşlarına bile gider. Zamanında hak ettikleri “tepelenmeyi” yaşadıkları için, o “tepelenmenin” acısını bir türlü unutamadıkları için.

Ezmenin de ezilmek kadar yanlış olduğu akıllarının ucuna dahi gelmez. Nasıl ki yıpratmak ve yıpratılmanın onur kırıcılığını düşünmedikleri gibi. Başka bir insanın “özgürlük” sınırını ihlâl etmekten de geri durmazlar. Amaçlarına ulaşmak için bin bir türlü dalavereyi yürürlüğe koymaktan çekinmezler.

Yasalar onlar içindir. İşlerine geldiği gibi uygulamasını severler. Kabul görmüş hukuk kurallarını, evrensel insan haklarını, demokrasinin olmazsa olmazlarını dillerinden düşürmeden sinsice kullanırlar, kullanmaya çalışırlar yasaları.

Plânlı ve hesaplıdırlar.

Garip gurebaya,

Acı çektirmekten kaçınmazlar.

Söyledikçe, konuştukça, esip gürledikçe rahatlar bu tür insanlar.

Atalarımız ne güzel demiş…

“Boş tenekeden çok ses çıkar” diye

Netekim.

 
Toplam blog
: 40
: 792
Kayıt tarihi
: 16.02.09
 
 

1958 Gürün doğumluyum. Emekli öğretmenim. Ülkemin ve dünyanın gündemini oluşturan konularda yazılar ..