Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

20 Mart '08

 
Kategori
Öykü
 

Tek cümlelik hikaye...

Tek cümlelik hikaye...
 

aşk ve kuyruklu yıldız...


Kadın...

Geçmişi bir çığlıktı, sesi soluğu çıkmayan... Hep bir şeylerin eksikliğini duydu ve hep kendinden nefret etti. Hep zor aşkların peşinden koştu, sonu çok önceden yazılmış aşk hikayelerinde yaşadı, hep imkansızı istedi, hiç akıllanmadı, gözyaşlarıyla boğulmaktan korktu bütün serüvenlerde...

Oysa O kendi hikayesini yazmak istiyordu, ilk görüşte aşk vardı bir yerlerde, bulmalıydı O' nu.... Birkaç günlüğüne kaçtığı bir gezide tanıştı gözlerinde yıldızları gördüğü adamı. Adamla aynı masada, saatlerce oturdular hiçbir şey konuşmadan, birbirlerini fark etmeden, geri sayım başladığında, o yeri terk etmeye birkaç saat kala tek bir bakış yetti, tek bir söz.

Şairin dediği gibi;

“<ı>Yaşamın çıkmaz sokaklarında yürürken, bir kuyrukluyıldıza çarpmaktır aşk. Söylendikçe bizim olan bir şarkıdır. Tene dağılan mıknatıstır, isteğin masalıdır. Uzun bacaklı bir yaban hayvanıdır aşk. En derin kuyumuza düşen kemandır. Dikey bir şiirdir bütün kuşları aynı anda havalandıran. Aşk yasemin kokan bahçeleri ve ateşböceklerini bir arada anımsamaktır.

Çocuk Kalmışlar Derneği'ne üyedir aşk. Kente kanadı kırık melekler yağdırır. Aşk, ilkyardım çantası olmak, dalgakıran olmaktır. Kırık camlara sevdiğinin adını yazmaktır iki kişinin bildiği bir dilde. Aşk, sevenlerin yüzlerinde tahtlar devirir, saraylar yıkar. Bilgisayarları eritir, oyuncak mağazaları için soygun planları yapar. Aşk, Öpüşen Çiftleri Alkışlama Ekipleri kurdurur sevilenlere. O, uzun saçlı bir yıldızdır, yüreğin içinde taranır.

Bilimle açıklanamaz aşk, şiirle açıklanabilir ancak...

<ı>AKGÜN AKOVA (AŞK VE KUYRUKLU YILDIZ)

Kalbi hızlı hızlı atmaya başladı, sanki bütün sesler o anın büyüsünü bozacaktı, konuşamıyordu... Sadece birbirlerine bakıyorlardı, bir bakış yetiyordu anlatmaya her şeyi... Zaman dört nala gidiyordu...

Zaman dursun istedi...

Gitmek zorundaydı..

Zaman bir dursa, kalsa öylece...

Ayrılık vakti geldiğinde hiçbir şey söyleyemedi, adam “gitme” dedi kadına “gitme”... “bu haksızlık...” kadın baktı hüzünlü gözlerle, adam “arayacağım” seni dedi...

Kadın gitti, gözü telefonda... Telefon çaldığında kalbi yerinden fırlayacak diye korktu, tuttu kalbini yerine koydu...

O'ydu, “gittin mi?” diyordu adam... gitmişti, ama bu hikaye böyle bitmemeliydi... Aylarca telefonda konuştular, geceyi ve gündüzü birlikte karşıladılar, aynı müzikte kaldırdılar kadehlerini... Her gittikleri yerde mesaj yazıyorlardı birbirlerine “senin gibisi yok”.... her sözcükleri özlemdi, birlikte olsalar, nefeslerini hissetselerdi ya...

ve kadın bir gün rüyasını yaşamak için gitti, gördüğü an kalbi duracak sandı. Sabaha kadar kumsalda birbirlerine sarılarak yıldızları seyrettiler... böyle uzak zordu, adam yaşamak istiyordu fütursuzca... kadının ise zamana ihtiyacı vardı, şimdi gelemezdi ama adam biraz beklese gelecekti, bütün hayatını bırakıp gelecekti işte...

Zaman tükendi... yine yollar giriyordu araya... kadın giderken içinde bir şeylerin parçalandığını hissetti... çok geçmeden mesajlar, aramalar azaldı... ve bitti...kadın nedenini biliyordu ama sormadı adama...biliyordu büyü bozulmuştu, uyanmıştı rüyadan... Geriye adamdan her rüyadan uyanışında hissettiği bir buse kalmıştı....

Kadın o günden beri o şehre bir daha gitmedi... Artık bir aşk hikayesi daha yaşayamayacağını biliyordu, sadece sevebileceği ve güvenebileceği bir adam beklemeye başladı...

Adam...

Kadın yıllar sonra cesaretini topladı ve adama yazdı “nasılsın”; adam cevap yazdı “iyiyim, nişanlandım ve yaşlandım”... kadın ne zaman başka bir adam ona gülümsese, kulağında duyuyor bu sözü...

Kadın....

Hala yalnız, hala beklemiyorum dese de bekliyor, belki de ikinci bir şans vardır diye... kalbinin herkese kapalı olduğunu bile bile... “kuyrukluyıldızı insanın hayatında bir defa görebilme şansı varmış” diye başlayan tek cümlelik bir hikaye kahramanı şimdi...

 
Toplam blog
: 10
: 737
Kayıt tarihi
: 24.02.08
 
 

Baharla gelmişim dünyaya, nisanın 5’inde gözlerimi açmışım hayata... Her yer rengarenk, mis kokulu e..