Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

16 Temmuz '07

 
Kategori
Ben Bildiriyorum
 

Tembellik

Tembellik
 

Tembellik yapmayı sevmeyen var mıdır?

Aslında, tembellik insanın doğasında var. Çoğumuz zaman zaman rutin zihinsel ve bedensel aktivitelerimizin dışına çıkmayı, dinlenmek amacıyla uzun uzun oturup, televizyon seyretmeyi, müzik dinlemeyi, dedikodu yapmayı, kontrolsüz hayal kurmayı isteriz.

Kontrolsüz hayal kurmak… Bir yerde okumuştum yaratıcılığın kaynağının tembellik olduğunu. Tembel insanlar yaratıcı olurlarmış. En büyük icatları yapan insanlar, "keşke şuradan kalkmasaydım da, şu yine de olsaydı” diyenlermiş.

Ben hiç kalkmadan kanal değiştirebilir miyim?" diyenler tarafından uzaktan kumanda icat edilmiş örneğin.

İnsanın aklı çalıştığında beden tembelleşiyormuş. En yaratıcı beyin dalgaları Alfa dalgalarıymış. En huzurlu olduğumuz zamanlar yani. Valla ben okuduklarımın yalancısıyım.

Dün yazdığım “Alternatif Pazar” başlıklı bloğumda tembel geçirilmiş bir Pazar günümü yazmıştım. Seviyorum tembelliği. Sonra tembellikle ilgili eğlenceli bir şeyler daha yazayım diye ufak bir araştırma yaptım. Çok komik bir tembellik anayasasına rastladım internette. Neymiş? :))

MADDE 1-insanlar yorgun doğar, dinlenmek için yaşar.

MADDE 2-çalışmak yorar.
MADDE 3-gündüz dinlen ki gece rahat edesin.
MADDE 4-yatağını kendini sevdiğin gibi sev, içinden çıkmayacağın gibi yap.
MADDE 5-yarın yapabileceğin işi bu gün yapma.
MADDE 6-bu günün işini yarına bırakma, erteleyebileceğin kadar ertele.
MADDE 7-dinlenen birini görünce otur ona yardım et.
MADDE 8-oturman mümkünse ayakta durma, yatman mümkünse oturma.
MADDE 9-tembellikten kimse ölmemiş.
MADDE 10-çalışma isteği duyunca bir yere otur, isteğinin geçmesini bekle.

Gördüğümüz gibi tembelliğin anayasası bile varmış.

Bunun yanında Karl Marx'ın damadı Paul Lafargue tarafından yazılmış ilginç bir kitaba rastladım. İsmi “Tembellik Hakkı”. Ne kitabı ne de yazarını daha önce duymamıştım. İşte blog yazmanın faydaları. Yazarken de okurken de hep bir şeyler öğreniyoruz.

Karl Marx’ın Fransız damadı filozof, siyaset ve eylem adamı, tıp doktoru, Fransız Sosyalist Partisi'nin kurucularından Paul Lafargue’ın (1842 – 1911) “Tembellik Hakkı” kitabı(1883), insanın “Sosyal Zamanlar”’ının ayrılmaz parçası çalışma hakkı gibi dinlenme hakkı’nı da kutsayan bir metinmiş.

Genel olarak yetiştiği dönem ve çevrenin ve hatta sosyalistlerin bile çalışma zorunluluğunu insanlık dışı noktalara vardırdığı bir dönemde Lafargue, tembellik hakkını savunmak gereğini duymuş. Aslında yazılanlardan "tembellik" sözünün yerine "boş zaman" sözünü koymak daha yerinde olur herhalde.

Lafargue, çalışmaya değil, insanı insanlıktan çıkaran aşırı çalışmaya karşı savaşıyormuş. Ona göre, 19. yüzyıldan beri işçi sınıfının başına bela olan şey "aşırı çalışma"ymış. Ve bu tempo, işçileri her türlü düşünsel yozlaşmaya, organik rahatsızlıklara götürüyormuş. Yine ona göre günde üç saatlik bir çalışma yeterliymiş. İşte bu çok hoş.

Boş zaman, İngiliz şair ve edebiyat eleştirmeni T.S. Eliot'a göre "kültürün temelini" oluşturur. Lafargue'ın “Tembellik Hakkı”nda savunduğu da bu olsa gerek.

Paul Lafargue hakkındaki diğer ilginç bilgi ise eşi ile birlikte intihar etmesi. Kendilerini öldürmelerinin nedenini, bıraktığı mektupta şöyle açıklamış;

“Bedence ve ruhça sapasağlamken, yaşama zevk ve sevinçlerini birer birer elimden alan, beden ve kafa güçlerimi koparıp götüren acımasız yaşlılık, enerjimi felce uğratıp istemimi söndürmeden ve beni gerek kendime, gerek başkalarına yük olacak duruma düşürmeden, canıma kıyıyorum. Yıllardır, yetmiş yaşımı aşmamaya söz verdim kendime. Yaşamdan ayrılmanın yılı olarak bu dönemi seçtim ve kararımı uygulama yolunu tasarladım: deri altına siyanür enjekte etmek”

İlginç bir kişi. ”Tembellik Hakkı”da ilginç bir kitap olmalı. Kitap hakkında yazılanları okuyunca kendi kendime tavsiye ettim.

 
Toplam blog
: 156
: 2800
Kayıt tarihi
: 03.04.07
 
 

SÖZ UÇAR, YAZI KALIR. 9 Eylül Ünv. İşletme mezunu, 9 Eylül Ünv.Sosyal Bil. Ens.Sağlık Kurumla..