- Kategori
- Yurtdışından Bildiriyorum
Tercüme edemiyorum...
Resmin sol tarafında taşradan gelen kilolu anne ve arka planda evi , köyü...http://www.mz-web.de
Bize uyar mı bilmiyorum; yanlış anlaşılır endişesi var.
Önce konunun kabuğunu soymalıyım.
Yenmesi yutulması kolay olsun.
Sindirirken yok yere sıkıntı çekilmesin.
Bize ne zaman gelir; hangi cesur TV Kanalları balıklama üstüne atlar; yaban ellerin: Sivri icadı bu programı ülkeme ne zaman ithal ederler diye beklemekten yüreğim gevredi.
Bir ara unutmuştum.
Yaban elde yeniden aklıma düştü.
Dışarı pek çıkamıyorum; karda buzda yürümek çok güzel lâkin patır patır düşenleri gördükçe cesaretim kırılıyor; kırıldıkça dikkatli olmalıyım derken sünnetli çocuklar gibi yürüyorum karizma fena halde çiziliyor.
Ev işlerinden arta kalan zamanda TV kanallarında gezinmek: Bana şimdilik buz tutmuş yollarda kaymaktan daha az tehlikeli gibi geliyor.
Kanallar arasında zıplarken: Neden hâlâ ülkeme gelmiyor dediğim programla burun buruna geldim.
“Frauen Tausch” Şimdi ben bunu nasıl tercüme etsem de nasırlara basmasam…
Yapamiciğim!
Örnekle izah edeceğim.
Reyting bağımlısı kanallar işlerini biliyorlar.
Haklılar reklâmlar olmadan bu işler yürümüyor.
Program yapımcıları: Evli barklı; çocuklu çocuksuz iki aile seçiyorlar.
A) Ailesi ile B) Ailesi arasında genelde dağlar kadar fark oluyor.
A: Ne kadar beyaz ise B o kadar siyah…
A: Ne kadar varlıklı ise B bir o kadar işsiz güçsüz…
A: Bakımlı kültürlü derli toplu düzeni yerinde…
B: Parasızlıktan olsa gerek bakımsız; vizyonsuz…
Bu iki ailenin anneleri yer değiştiriyorlar.
Önceden hiç tanımadıkları bir eve konuk olarak değil yedek anne sıfatıyla yerleşiyorlar.
Kendi evlerini terk etmeden önce uygun gördükleri yerlere(Yatak odası, mutfak bahçe vs.) küçük afişler asabiliyorlar.
“Yatak odamıza girmek yasak” “Bir sepet ütülenecek çamaşır var ütüle” “ Buluğ çağındaki oğlumun kafasını ütüleme” “Kocamla flört etme, kendi yatağında yat” “Kocamın çocuklarımın sevdiği yemekleri yap” “Evi dağıtma topla” “Akşam kocamla bara giderseniz dans ederken aranızdan kara kedi geçebilsin” gibi uyarı levhaları…
Ailenin diğer fertleri…
Cici anne ile düştükleri halleri…
İsyan eden çocuklar…
Göbeğini içine çekmekten helâk olan kocalar…
Evi bahçeyi kulübeyi terk etme noktasına gelen kuçu kuçular…
İntihar etmeye kalkışan papağanlar…
Alt üst olan; düzene giren ocaklar…
Gözyaşları ve kahkahalar krizine giren yabancı eğreti analar…
Her an her saniye görüntü almaya çalışan kameralar…
“Kadınları çenc etmek (değişmek)” Programının kısaca bir özeti veya konsepti…
Kadınlar: Neden böyle bir oyuna katılmak isterler?
Benim aklım almıyor!
Kopyala yapıştır işini seven yapımcılar…
Galiba bizim ülkemizde bu işin tutmayacağının kokusunu almış olacaklar ki…
Yanaşmıyorlar.
Belli de olmaz…
Paranın kokusu…
Yok, canım bize göre işler değil bunlar…
Yoksa yanılıyor muyum?
Bekleyelim görelim.
TV yapımcıları okuyun yazımı…
Denemesi bedava…
Beni de unutmayın!
Hatırımı sorarsanız; ben buralardayım.
Aday olamam ümitlenmeyin!
Bir iki çuval hazır “mama” sokakta yaşayan tüylü çocuklara…
Yeterli olur; bu şahane (alıntı) fikrimin karşılığında…
19. Şubat 2010 Cuma
Alev Meisel Berlin’den