Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

28 Mart '07

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Terketmedi sevdan beni

Terketmedi sevdan beni
 

Bu tiyatro davası beni de fena ele geçirmişti bir ara. Ve hatta gireyim konservatuar sınavlarına, idaelist bir tiyatrocu olarak kendimi yetiştireyim. Bu işe gönül vereyim. Kendimden geçeyim sahnede. Oldu mu? Olmadı! İlk baştan engelledim kendimi. Sınavlarda torpil gerektiği dedikodusu o kadar yayılmıştı ki açıkçası torpille okula girmektense tiyatro sevdasından vazgeçmeye karar verdim. Şimdi olsa denerdim o ayrı.Ama o zamanki damarsızlığım buna müsade etmiyordu.

Ben şu hayatta farkettim ki en çok yapmak istediğim şeylerden hep saçma sapan engeller yüzünden vazgeçmişim. Daha sonra hayat bana türlü oyunlar oynadı. Engel dediğin bir iki çerçöpten başka bişey gözükmedi zaman geçtikçe. Tiyatro ve yelken hep içimde kalacak. "Gençlere neler tavsiye edersiniz?" diye sorarlarsa bir gün, cevabım şu olacaktır; "Efendim... İlk önce bana bu fırsatı verdiğiniz için çok teşekkür ederim. İnsanın içinde ukde kalan şeylerin muhasebesi yapılmaya kalkıldığında bir tuhaf olunuyo bilirim. Bunların ukde sayılmaması için yapılması gereken birçok şey var. Bunlardan ilki hiç birşeyi "zor"saymayacaksınız. Vazgeçmeden önce deneyeceksiniz, baktınız ki olmuyor o zaman başka bir yol arayacaksınız.

Sizi engellemeye çalışan kimi dış mihraklar olacaktır. Buz gibi havalarda bir tek antremana bile katılmamış yiğeninin lisansı almaya sizden daha fazla hak ettiğini düşünen yelken antrenörünüz gibi. Bir kulüpten lisans alamamanız bir diğerinden alamayacağınız anlamına gelmiyor. İstanbul'daki konservatuarlarda torpil geçiyor olması Türkiye'nin diğer illerinde de geçiyor anlamına gelmiyor. (20 sene sonra anlıyorum bunu).

Tabii bir de potansiyelinizin farkında olmak diye birşey var. Kimi zamanlarda asla yapamayacağınız şeylere sabitleme durumu da olabilir. Kendinizden bazı(!) şeyleri beklemeyin. Ama hiç denemeden bunun da farkına varamazsınız. Edebinizle " Yok abicim.Bu iş bana göre değil" diyebilmelisiniz. Kendi yetenekleriniz yüzünden yapamadığınız şeyler hariç( bir arabanın motorunu indirip yerine tekrar takmak, html dilini öğrenmek, her okuduğunuz kitabın ya da her seyrettiğiniz filmin kelimesi kelimesine aklınızda kalması gibi...) yapabileceğinize inandığınız şeyleri denemekten ve onları zorlamaktan da vazgeçmemelisiniz.

Çünkü sonunda olan size oluyor. 20 sene geçiyor ve bir yelken yarışı gördüğünüzde ya da siz çömez bir 3, 80'ciyken denize yeni inmiş bir yarış teknesi "falanca filanca " kupasını kazandığında içiniz cızzzz ediyor. O teknede ben de yarışıyor olabilirdim diyorsunuz. Tiyatrocu olabileceğine asla ihtimal vermediğiniz bir kişiyi oyunlarda ve (mecburen) televizyonlarda gördüğünüzde "yahu benim neyim eksikti" diyorsunuz. Vallaha diyorsunuz.

Bu yüzden Sevgili Gençler. Kendinizden korkmayın. Hayattan da korkmayın. Işınlanmayı bulmak biraz imkansız olabilir ama bazı şeyleri denemekten çekinmeyin. Zaman geçiyor ve siz arkasından bakakalıyorsunuz çünkü..... "

 
Toplam blog
: 82
: 1186
Kayıt tarihi
: 22.06.06
 
 

İstanbul'da yaşanan tüm aşkların, tüm ayrılıkların, tüm özlemlerin, tüm nefretlerin, tüm eğlenceleri..