Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

05 Kasım '08

 
Kategori
İlişkiler
 

Terketmeyi öğrettim.

Terketmeyi öğrettim.
 

Garip :)


Akşam karanlığının beni bıraktığı yerdeyim. Ardımdan gelen mi var olacak mı kaygısını taşımak artık ağır geliyor. Ben ben miyim? Aynalar da söylemiyor artık. Eskiden baktığımda gülen gözler görürdüm bir çift bana bakan. Şimdi yoklar. Ben gibi kaybolmuşlar. Kar yağıyor buralara yüreğimi buz tutturduğu gibi yerlerde katılaşıyor kar taneleri. Kar tanesi olmak isterdim. Tekrar intihar edecek olsam donarak ölmek isterdim. Ama Yaradan'ın verdiği ömrü ancak o alabiliyor. Üzerimi kar taneleri kapatsın cisil cisil, yavaş yavaş...

Yapayalnız kaldırımlardan yürürken ıssız sokaklarda bir de köpek yavrusu görüyorum. Onun durumu benden daha kötü. Üşüyor hem de nasıl. Ellerime alıyorum zavallıyı, kısa bir havlama teşekkür ediyor. Hep bir köpeğim olsun isterdim de annem razı gelmezdi. Olmuştu işte sahip olmuştum ona. Bir insana bu kadar kolay sahip olamazdınız, olduğunuzu zannettiğiniz kişiye de gerçekten sahibim diyemezsiniz. Ama bu yavru beni terketmeyecek, bunu bilmek onu terkedebilmenizi daha da zorlaştırıyor ya; emin bir yere bırakıp yola devam etmek zorundayım.

Boncuk gibi siyah, iri gözlerini yüzüme dikiyor; anladın değil mi köpekcik? biz insanlar böyleyiz işte ya karşıdaki çekip gitmeden terkedeceğiz ya da terkedileceğimizi bile bile terkedilme günümüzün gelmesini bekleyeceğiz. Acımasız dünya dedikleri bu işte köpekcik! Delirdim mi ne? Seninle konuşuyorum köpekcik. Dur bakalım sana isim bulalım. Tamam, buldum sana bir isim.Garip. Ama bizim gibi köpeklerin adı hep Garip mi olacak dersen? başka bişey aklıma gelmiyor. Zaten eskiden beri pek normal değildim laf aramızda Garip. Boşver hani derler ya anasını satayım diye aynen öyle. Bir kıza yakışmıyor ya bu sözler sen bana aldırma, sadece arada sırada söylüyorum bunu kendi kendime de olsa. Hadi bakalım sana bir yer bakınalım. Oradan sonra ben sana bakabilecek birisini bulmaya çalışacağım.

Garip; verdiğim vaadi gerçekleştireceğini sezdiğinden herhalde hiç havlamadı ıssız kaldırımlardaki yol arkadaşım. Bir inşaat alanı geldi önümde oda gibi bir bölmesi var tamamlanmamış ama rüzgar ve kar Garip'i etkileyemeyecek. Ona her iş çıkışı da bakabilirim buradan. Tamam Garip, seni buradan ziyaret edeceğim. Sen burada kal, iş yerine sulu köfte gelmişti yemek ben beğenmediğim için yiyemedim, iştekiler ısrar edince almıştım; sana kısmetmiş. Allah'ın işine ne kadar sevindim buna anlatamam aç kalmayacaksın. Çantamdan çıkartıp önüne koydum köfteleri. Büyük bir iştahla ve zevkle yemeye koyuldu. Garip'i biraz seyrettikten sonra onu okşayarak ayrıldım.

Diğer akşam aynı saatlerde yine gittim. Garip yoktu Köfte kırıntıları kalmış sadece Garip'in arkasından. O dün bu saatlerde benim köpeğimdi ama şimdi ya terkettiğim için küsmüş, o da gitmişti ya da biri onu benim gibi almıştı ya almasına benden daha sevecen biri almıştır inşallah daha iyi davranır ve onu terketmez hiç bir zaman. En sonunda hayatımdan çıkmayacak, ben gitmediğim sürece gitmeyecek bir arkadaş bulmuştum bulmasına ama ardımda bırakmıştım. "Bir dost ardında bırakılınca o da gider demiştin ya Garip'e. Sen öğrettin kızım ona terketmeyi, insanların dünyasını sen tanıttın. Ne bekliyorsun daha? " içimden bunları diyerek onun bıraktığı kırıntılara son kez bakarak uzaklaştım.

 
Toplam blog
: 128
: 1145
Kayıt tarihi
: 23.11.07
 
 

Herkes gibi yazar, çizerim. Dünyamı boyarım hepsi bu!..