Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

22 Haziran '10

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Teröre karşı bütün liderler neden bir araya gelmiyor?

Teröre karşı bütün liderler neden bir araya gelmiyor?
 

Gerçekten üzücü, düşündürücü bir fotoğraf… Dünkü gazetelerin büyük çoğunluğunda “Başbakanla Genelkurmay Başkanı, teröristlere başaramayacakları mesajını vermek için askerlerimizin şehit olduğu olay yerine gittiler” başlığı altında verildi haber.

Aslında verilmek istenen mesaj doğruydu ve gerçekten buydu.

Fakat Başbakanla, Genelkurmay başkanının, askerlerimizin şehit olduğu mevziye kadar gidip siperde kum torbalarının ardına çökmek zorunda kalmaları Basın tarafından eleştirildi.

Burası dürbünle manzara seyretmek için seçilmiş turistik bir tepe değil ki… Burası daha iki gün önce 9 askerimizin şehit olduğu, dağın başında, sadece kum torbalarıyla donatılmış bir siper.

Güvenlik açısından kimse böyle bir riski göze alamazdı ve almamalıydı.

Böyle kritik bir konuyu bile kimi gazeteler ve gazeteciler, her zamanki gibi, iç siyaset malzemesi olarak kullanılacak bir fırsat olarak gördüler ve “çökmüş başbakan” söylemi ve imajıyla, partizanlık yapıp akıllarınca iktidarı yıpratmaya çalıştıklarını zannederek, teröre karşı devleti güçsüz, milleti çaresiz göstermeye çalıştılar.

Sağır sultan da biliyor ki terör, bu ülkenin bugün en öncelikli birinci tehdit unsurudur ve Türk milleti, sağcısı solcusu, köylüsü kentlisi, genci ihtiyarı, kadını erkeği, Türk’ü Kürd’ü Laz’ı Çerkez’iyle bunun karşısına çıkmalıdır.

Sadece söylemlerden ve kuru laf kalabalığından bahsetmiyorum. Gerçekten duyduğu acı ve ızdırapla hiç düşünmeden herkes, bütün Basın Medya, bürokrasi, asker, sivil, iktidar muhalefet, küçük büyük bütün parti taraftarları, sivil toplum kuruluşları ve halk, düşmanını ürkütecek müthiş bir manzara ortaya koymalıydı.

Zaten bu tepkiyi ve bu görüntüyü daha ilk günden verebilmiş olsaydık, terör bu kadar ileri gidip kendisinin bile beklemediği bu noktaya kadar tırmanabilir miydi?

Ne zaman bir yerden 3-5 şehit haberi gelse herkes ayrı tarafa çekiyor, herkes birbirini suçluyor, muhalefet bu melanetten oy bekliyor, gazeteler tiraj, televizyonlar reyting uğruna, kendilerince ilginç buldukları saçma sapan iddia ve isnatlara yer veriyorlar.

Bu son olayda da pek farklı olmadı.

Halbuki bütün Basın teröre karşı tek vücut dimdik ayakta olsaydı, büyük küçük bütün siyasi partileri ve liderlerini de birlikte davranmaya çağırsaydı, hem düşmanlarımız bizim bu beraberlik ruhumuzdan ürker, hem de böyle milli bir davada milletin yanında yer almaya korkan veya çekinen hainler açığa çıkardı.

Bu fotoğrafta Sayın Kılıçdaroğlu, Sayın Bahçeli, Sayın Demirtaç, Sayın Kurtulmuş, Sayın Topçu ve diğer liderler de bulunsaydı, durum bugünkünden farklı olmaz mıydı?

Biz terörü iç politikaya âlet edip onunla hükümeti yıpratarak bir iktidar değişikliği olması için avuçlarımızı oğuşturursak, bu gibi acı haberlerle daha çok karşılaşacağız demektir.

Anlaşılıyor ki, terör bazı insanlarımızın kafasında henüz ülkenin bir numaralı sorunu olarak yerini almamıştır. Bu basiretsizlik midir, körlük müdür, düşüncesizlik midir, particilik midir, hainlik midir, anlayamıyorum.

*****

Evet çökmüştü başbakan… Şehit olan her vatan evlâdı onun ömründen bir şeyler eksiltiyordu. Otuz yıldır devam eden bu terör belâsına çare bulmayı, anaların gözyaşını dindirmeyi çok istemesine rağmen, bunu başarmasına izin verilmiyor, dahası barışa açılan kapıların kapatılması için çalışılıyor, üstüne üstlük bu girişimlerin sahte olduğu, yalan olduğu gibi söylemlerden çekinilmiyor, açılım, tam tersine terörü desteklemek için yapılan bir oyun diye millete anlatılıyordu.

Parti liderlerinin güdümünde hareket eden, ne derlerse düşünmeden muhakeme etmeden yapan değerli vatandaşlarımız, bu nasıl iştir ki, kan dökülmesine, evlat acısına, anaların akıttığı göz yaşına son vermek için başlatılan bir barış çağrısı, nerede, nasıl oluyor da, terörü tetiklemeye, ülkeyi bölmeye yönelik bir davranışa dönüşüyor diye hiç düşünmüyorlar mı?

Sırf bu elim manzara bile başbakanın çökmesi için yeterlidir. Onun gibi düşünen kim olsa zaten bu dehşet karşısında çökerdi.

Halkın çoğunluğunun oyuyla iktidara gelmiş bir partiye karşı, normal yollardan rekabet edemeyenler, bu kanlı oyunların tezgahıyla şehit haberleri geldikçe, “acaba iktidara gelebilir miyiz” hesabı yapıyorlar, hatta “biz gelemesek bile Ak Partiyi düşürebilir miyiz” diye uğraşıyorlar.

Oynanan oyunlar ortada.

Seçimle işbaşına gelmiş bir hükümetin başbakanına alenen küfretmek, onu her türlü hakarete lâyık görmek çağdaşlık, modernlik; oynanan oyunları ortaya koymaksa, yandaşlık veya yalakalık oluyor.

Siz hangi Avrupa ülkesinde kendi partisinden olmayan hükümetine, başbakanına bakanlarına karşı böyle çirkin bir tavır sergileyen millet gördünüz?

Millet, aynı amaçlar uğruna bir arada yaşayan ve milli çıkarları için birlikte hareket eden toplum demektir.

Terör ciddiye alınması gereken önemli bir konudur. O, 7’den 70’e bu ülkede yaşayan herkesin bir numaralı sorunudur. Bunu ciddiye almayan, ya da farklı mecralara çekenler, bu davranışlarıyla terörün yardımcısı ve yardakçısı olduklarını bilmelidirler.

Teröre karşı hep birlikte ayakta olmak milli bir çıkar sayılmıyorsa, böylesine önemli bir konuda bu memleketin her ferdi, aynı şeyi düşünemiyorsa, bu işte bir terslik var demektir.

Eğer siyasi partilerimiz bu ülkeyi daha iyi yönetmek, bu memleketin insanlarını daha mutlu daha müreffeh bir hale getirmek için uğraşıyorlarsa, bu terör belasının bir an evvel halledilmesi için hep birlikte hareket etmelidirler.

Bundan sonra meydana gelecek en küçük bir olayda, mecliste temsil edilen ve edilmeyen bütün siyasi parti liderleri Genelkurmay Başkanıyla birlikte her yere gidip halkın karşısına elele çıkmalıdırlar.

Ülkenin sosyal ve ekonomik dengesini alt üst eden, bu arada insanların en doğal ve en kutsal hakkı olan yaşam hakkını elinden alan terör olaylarının kökü kazındıktan sonra yine her parti kendi yoluna gitsin, gerekirse rakiplerine karşı siyasi oyunlar da yapsın.

Yarın çok daha vahim durumlarla karşı karşıya geldiğimiz zaman, bu sayın parti liderleri, korkarım siyaset yapacak ortamı da bulamayacaklar.

Bunu hiçbir zaman akıllarından çıkarmamaları gerekiyor.

 
Toplam blog
: 859
: 979
Kayıt tarihi
: 21.06.06
 
 

Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi ve İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi mezunu, ekonomik..