Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 

12 Kasım '07

 
Kategori
Deneme
 

Tesadüf ve Karşılaşma

Tesadüf ve Karşılaşma
 

Tesadüf ve karşılaşma, hem gerçekte hem de sanal bir dunyada. Bir arama belirsizliği içinde, arayışın serin vadilerinde. Kimi zaman bir başımıza, kimi zaman gülümsediğimiz günlerin özlemi ile. Neyi arıyoruz; neyi bulmayı istiyoruz, hayallerimizin özetini mi ? Gerçekte olamayanı mı ? Yoksa hep hayal ile yaşattığımızı mı ? Neyi ? Bilemiyoruz, bilemiyoruz, ya da ben bilmiyorum, ya da biz. Ya da kimse bilmiyor. Hayaller bazen; biraz bile gerçek olsa ne güzel olur değil mi ? Hele benim için bu Kıbrıs sıcağında.

Ne düşünsek, ne hayal etsekde bir yolculuktayız. Bazen öyle hızlı geçiyoruz ki düşediklerimizden, ne dönecek bir vaktimiz oluyor ne de bir göz kırpımlık zaman kadar bakabildiğimiz. Yol nereye götürürse oraya gidiyoruz. Elimizden birşey gelmiyor. Ellerimiz kollarımız bağlı seyreder gibi ayrılığı. Bazen gece oluyor uzun uzun bakıyoruz bizim dışımızda yanan ışıklara, bazen yalnız kalıyoruz özlemle anıyoruz yaşananları. Bazen kapatıyoruz gözlerimizi
yol nereye götürse gitmeyi istiyoruz ve dönüş hep yalnız oluyor. Ve bende hala yalnızım ve sadece gerçekte değil, sanalda bile artık.

Olmuyor dediğimiz zamanlar bir bir düşüyor takvim yapraklarından, düşüp dağılıyor yalnızlığımızın tenha odalarına, kimseyi almadığımız, kimsenin gelmediği odalara. Yine ıskalıyoruz mutluluğu, belki boşa koşuyoruz biraz serap kıvamında gördüğümüz yada düşlediğimiz mutluluğa, kim biliyor, kim bilebiliyor. Yine elde var sıfır. Bir ekran gürültüsü, kuru klavye tıkırtıları. Oysa şimdi sıcak bir omuzda dalınan düşler ve masal renginde uykular. Sabah karşılanan gülüşler ve sımsıcak bakışlar. Kim istemezdi değil mi ?

Ben istemez miydim, sen istemez miydin ? İstemeyen biri olabilir miydi ? Olmazdı deği mi ? Bir hayal; bir ksımı gerçek olsun, sadece bir günü gerçek olsun, karşılaşması gerçek olsun direniz pes etmezdik hepsi gerçek olsun diye. Tutar bırakmazdık hepsini gerçek kılardık. Belki buna gücümüz yeterdi. Bu kadarı çok değildi bize, değil mi ?

Öyle yorgunum ki, yalnızlık yorgunu ? Sevgiyle karşılaşamamış olmanın yalnızlığı, sadece bende değil belki de. Yolculuk hala devam ediyor, takvim yaprakları düşüyor, zaman azaldıkça, içimizde ki odalar daha bir kalabalık oluyor. Oysa içinde kuşlar uçan, gülümsemelerin çınladığı, ne zaman diye bir soru soramayacacağımız günler içinde nefes almak isterdik ve sabahında uyanmak. Yalnızlığın en tenha yerindeyiz.

Evet dostlar bir yazının sonuna geldik. Sizler yalnız kalmayın. İçinde taşıdığınız ve karşılığı olan her sevginin kıymetini bilin. Her zaman bulutsuz olun.

Güngör ŞEKEROĞLU
Psikolojik Danışman
Rehberlik Saati

 
Kayıt tarihi
: 30.07.07
 
 

1971 doğumluyum. İlk ve orta öğretimim Adapazarı Ankara Niğde ve Konyada tamamladım. Hacettepe Ün..

 
 
 

 
Sadece bu yazarın bloglarında ara