Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

04 Temmuz '06

 
Kategori
Eğitim
 

TEV

TEV
 

Hava sıcak mı sıcak.Kalabalıktan yürümek mümkün değil. Sağdan, soldan, karşıdan, yandan gelip geçen araçlar.Işığın kendilerine yanmasını bekleyen yayalar ve arabalar. Yüksek kolonlar üzerinde üstten geçen e-beş yolunun akan trafiğinin yarattığı gürültü. Silme camla kaplanmış yüksek yüksek binalar.Bilbordları dolduran, bina yüzlerini kaplayan regarenk reklamlar. Bekleyen, yürüyen, bir gölgeli yer bulduğu an oturup bu hengameyi seyreden, dinlenen, metro girişinde gözden kaybolan insanlar....

Mecidiyeköy Meydanı’nın bu görünümünü o halde bırakıp, Zincirlikuyu yönüne yöneliyorum. Bir yanımda Ali Sami Yen Stadı’nın reklam panolarının süslediği yükseklikleri, öbür tarafta yüksek yapılar. Sağlı sollu ve üstteki e-beşten akan trafikle ilerliyorum. TEV binası, Zincirlikuyu yol ayırımında. Önünden geçen Büyükdere caddesi sağlı sollu arabalarla dolmuş. İstanbul’un en kalabalık merkezi yerlerinden Mecidiyeköy ve hemen yanındaki Gayrettepe semtleri. Büyük iş merkezlerinin en yoğun olduğu yerler. Dükkanlar,bankalar, bürolar, pastaneler, lokantalar, galeriler...

Türk Eğitim Vakfı’nın bulunduğu binanın sekizinci katındayım. Serin ama sıcak bir çalışma ortamı. Bir kat üste, toplantı salonları, yemekhane TEV’e ait. Teras katta oluşturulmuş geniş toplantı salonu, kocaman saksılardaki ağaçlar ve çiçeklerle yeşillendirilmiş. Yeşillikler arasından, Zincirlikuyu, Levent yönündeki sıra sıra gökdelenleri gözlemlemek mümkün. Burada kentin gürültüsü, hengamesi yok ama göklere doğru yükselen, silme camlı,yüksek yapılarla oluşmuş yoğun kent manzarası gözlerimizi kamaştırıyor.

Kırk yıl önce buralar dutlukmuş. Kocaman dut ağaçları, meyve bahçeleri, bostanlar, tarlalar varmış. En yüksek bina belki de bir dut ağacını geçemezmiş. TEV kırk yıl önce kurulmuş. Vehbi Koç, iki yüz bir arkadaşı ile birlikte başarılı, yetenekli gençlerimizin önünü açmak için tam kırk yıl önce başlatmış bu güzel düşünceyi. Yüreğindeki ülke ve insan sevgisinin kapılarını gençler için açmış. Yıllardır üniversitede okuyan öğrencilere, yurtdışında yüksek lisans yapmak isteyenlere, meslek liselilere burslar vererek gençlerin yetişmesine katkıda bulunmak için durup dinlenmeden çalışan bir kurum, TEV. Yurdun çeşitli yerlerinde; on dört ilköğretim okulu, bir anadolu lisesi, bir güzel sanatlar lisesi, iki yurt binası, bir meslek eğitim merkezi ve Güsel Bilal Çok Amaçlı Toplum Merkezi’ni kazandırmış ülkemize .

Bunlardan birisi de İzmit, Gebze’deki TEV İnanç Türkeş Özel Lisesi.Türk eğitim yapısı içinde ilk ve tek olan bu lisenin önemi, üstün zihinsel özelliklere sahip çocuklarımız için düşünülmüş bir okul olması.

Bu okulla ilişkim yıllar önce başlamıştı. Bin dokuz yüz doksan dört yılında küçük oğlumun öğretmeni, oğlumu bu okula önermiş. O zaman İzmir’de oturuyorduk. Bir müddet sonra bir yazı ile sınava katılması gerektiği bildirildi. Oğlum herhangi bir hazırlık yapmadı, sadece sınava katıldı. Soruların genel özelliği çocukların yeteneklerini ölçmeye yönelikmiş. Bu sınavı kazanmıştı. İkinci sınav görüşme biçiminde yapıldı. Rehberlik merkezinde verilen saatte bulunmamız istendi. Gittik. Tam üç saat yetkili eğitmenler öğrenci ile görüşme yaptılar. Biz size bildireceğiz dediler. Bir iki ay sonra evimize birisi geldi. Okuldan geldiğini söyledi. Kimliğini açıkladı. Ailemizin ekonomik yapısını incelemeleri gerektiğini bildirdi. Sorularını yanıtladık. Okulun amacı yetenekli ama ekonomik durumu bu durumu değerlendiremeyecek üstün yetenekli çocuklara yönelikmiş. Seker gibi emekli bir insanla sohbetimizde öğrendik bunları. Okullar açılmaya bir ay kala çocuğumuzun kampa katılması gerektiğini bildirdiler. Kamp süresi bir ay sürdü. Bir ay sonra okulu kazandığı bildirildi. Okul, her yıl otuz öğrenci kabul ediyordu.

Okula ilk geldiğim an şaşırmıştım. Yemyeşil bir doğa içinde,deniz manzaralı bir yamaca kurulmuştu. Okuldan çok bir tatil köyünü andırıyordu. Kapalı ve açık spor salonları, tenis kortları, kütüphanesi, bilim merkezi, anfitiyatro,sanat merkezi, sağlık merkezi, öğretmen konutları, yönetici konutları, öğretmen lokali, öğrenci evleri, okul binası, gezi alanları... Halbuki inşaatların çoğu daha yapılmamıştı. Binalar en fazla üç katlı doğaya serpiştirilmiş. Her ayrıntı düşünülmüş. Çocukların yatakhanelerinin altında, içten inmeli öğretmen evleri vardı. Uykusu gelmeyen, ya da canı bir şey isteyen çocuk, alt kattaki öğretmenine inerek durumunu her an paylaşabiliyor. Ya da öğretmen gecenin bir saatinde tıpkı bir anne gibi yatakhaneyi dolaşarak üstü açılan çocuğun üstünü örtüyor.

Öyle bir yer seçilmiş ki, önde Marmara’nın masmavi suları ile uzayıp kara içlerine dek giden İzmit Körfezi. Karşıda yemyeşil Yalova sırtları.Yan tarafta bomboş yeşillikler içinde TUBİTAK binaları. Arkada bahçeler içinde kaybolmuş Gebze’ye bağlı Muallimköy. Yerin seçilişi gibi okulun yerleşimi ve yapılaşma biçimini yıllarca araştırmış Sezai Türkeş. Uzakdoğu’da, Rusya’da, Amerika’da ve Avrupa’daki okulları gezmiş. Kurucusu olduğu Türkiye’nin en büyük inşaat şirketlerinden STFA’nın gelirleriyle eşi İnanç Hanım’ın adına kurmuş bu okulu. Üstün yetenekli çocukların okumasını amaçlamış. Öğretim programına uygun, yöneticileri ve eğitimcileri özenle seçtirmiş.

Bize düşen görev okul aile birliğini kurmak ve bu güzelliğe çocuklarımız ve ülkemiz adına katkıda bulunmaktı. Okul aile birliği olarak,yıllarca Sezayi bey’le birlikte çalıştık. Sezai Bey’in ölümünden sonra STFA inşaat şirketinde işler yavaşlamaya, okulun giderleri şirkete yük olmaya başladı. İki bin bir yıllarıydı. Okulu, niyetleri iyi ya da kötü bir sürü insan ele geçirmek istiyordu. STFA yöneticileri ve Sezai Bey’in kızı Tomris Taşkent okulun TEV’ e devrini görüşüyorlardı. Okul aile birliği üyeleri, öğrenciler, veliler ve öğretmenlerle TEV’in dokuzuncu katındaki toplantı salonunu doldurmuştuk. Okulumuzun önemini, amaçlarını,işleyişindeki eksiklikleri, ülkemiz için iyi ellerde olması gerektiğini, Atatürk devrimleri doğrultusunda yürümesi gerektiğini Sezai Bey’in de okulu kurma amaçlarının bu olduğunu anlattık.TEV’in yönetim kurulunu ve mütevelli heyetini ikna etmeye çalıştık. TEV’in ana sözleşmesinde değişiklik yapılarak okul, Türk Eğitim Vakfı’na geçti.

TEV Genel Müdür yardımcısı Güsel Bilal’ın odasında bunları konuşuyoruz. Genel müdür, Turgut Bozkurt, yönetim kurulu üyesi Ali İhsan Yalçın okulun eksik binalarının tamamlandığını söylüyorlar. Her ikisi de TEVden burs alarak yurtdışında okumuş, çeşitli görevlerde bulunduktan sonra TEV’de görev almışlar. Kırk yıl önceki Vehbi Koç’un düşü gerçekleşmiş. Temennim, TEVİTÖL’ü bitirenler de bir gün bu kurumda görev alarak, Sezai Bey’in düşlerini gerçekleştirecekler. TEV çalışanları öyle benimsemişler ki artık okul ve bu okulda okuyan öğrenciler onların gözdesi olmuş. Aynı yöne akan çayların, ırmakta birleştiği gibi Sezai Bey’in yurt ve insanlık sevgisi dolu yüreği ile Vehbi Bey’in güzellik dolu yüreği bir yerde bu ülkenin çocukları ve gençleri için birleşmiş.

Hasan Barışcan

hbariscan@milliyet.com.tr

 
Toplam blog
: 52
: 4210
Kayıt tarihi
: 17.06.06
 
 

1952 yılında Sivas- Asarcık Köyünde doğdum. Yurdun çeşitli yerlerinde öğretmenlik yaptım. Kabataş Er..