- Kategori
- Futbol
TFF açısından özel sözleşmeler

Gençlerbirliği Spor Kulübü ile sözleşmesi devam ettiği sırada gösterdiği performans nedeni ile Fenerbahçe ile anlaşan Deniz Barış transferinden önce Gençlerbirliği Spor Kulübü ile TFF Tek Tip Profesyonel Futbolcu Sözleşmesi’nin sona ermesinden sonra da sözleşme yapma taahhüdünden bulunuyor. Ve taraflar bu sözleşmenin ihlali halinde cezai şart ödemeyi kabul ediyorlar. Ancak Deniz Barış bu taahhüdü ihlal ediyor. Daha sonra hem hukuk hem spor camiasını derinden sarsan bir süreç başlıyor hukuk mücadelesinin çok fazla olmadığı Türk Spor Camiasında…
OLAYLAR
1.Gençlerbirliği Kulübü Deniz BARIŞ’ın bir sonraki sezon G.Birliği’nde devam etmesini sağlamak amacıyla futbolcu ile özel bir sözleşme yapıyor ve Deniz BARIŞ’a da avans olarak 50.000 Euro ödüyor ve tarafların taahhütlerine uymaması durumu göz önüne alınarak sözleşmeye cezai koşul olarak 1 Milyon Euro bedel yazılıyor.
2.Gençlerbirliği Kulübü sözleşmeyi vergisel yükümlülükler nedeniyle resmileştirmiyor ve sözleşme noterden yapılmıyor. Amaç vergiden doğacak ekstra parayı ve stopaj parası yükünden kurtulmak. Ayrıca sözleşmenin nominal değeri cezanın çok altında. Şekil şartları bakımından Federasyon’un kabul edeceği tek tip sözleşmelerin dışında bir özel sözleşme yapılması durumunda, bu sözleşmenin noterce onaylanmış şekilde üç işgünü içinde federasyona onaya gönderilmesi gerekirken Gençlerbirliği kulübü bunu yapmıyor.
3.Deniz BARIŞ daha sonra Fenerbahçe ile anlaşıyor ve sözleşme imzalıyor. Sonrasında Gençlerbirliği’nden aldığı avansı iade ediyor. Fenerbahçe’de Deniz’in lisansını Türkiye Futbol Federasyonu’na gönderip, tescil ve vize ettiriyor.
4. Ardından Gençlerbirliği Kulübü sümen altındaki sözleşmeyi çıkarıyor ve Deniz ile aralarında özel bir sözleşme bulunduğunu, ancak futbolcunun bu sözleşmeye aykırı hareket ettiğinden hareketle 1 Milyon Euro tazminat ödemesi gerektiğini söyleyip parayı istiyor ve sözleşmeyi TFF’na gönderiyor.
5.TFF Yön.Kurulu daha önce bu tip sözleşmelerden şekil şartlarına uygun olmayanları (noterde yapılmış ve yapıldıktan sonra 3 işgünü içinde kendisine gönderilmiş olması gereken) reddettiği halde bu defa bu sözleşmenin geçerliliğini kabul ediyor ve onaylayarak Deniz BARIŞ’ın 1 Milyon Euro ödemesine karar veriyor. TFF Tahkim Kurulu’da bunu aynen onaylıyor. Ödeme yapılana kadar lisansın askıya alınmasına karar veriyor.
6.Bunun üzerine Deniz BARIŞ yerel mahkemeye baş vuruyor ancak mahkeme Tahkim Kurulu’nun kararını onaylıyor.
7.Mahkeme sürerken sorunu sulh yoluyla halletmeye çalışan Fenerbahçe, Gençlerbirliği Kulübü'ne 750.000 Euro tutarında üç adet çek veriyor ve olayın kapandığını bizatihi İlhan CAVCAV basına ‘’Fenerbahçe ile aramızda sorun çözümlenmiştir’’ şeklinde açıklıyor.
8.Tarafların kendi aralarında anlaştığını TFF’na bildirmeleri üzerine tarafların irade beyanlarına bağlı olarak idari bir kararla TFF Deniz BARIŞ’ın Lisansını askıdan indiriyor ve yeniden futbol oynayabilmesine izin veriyor.
9.Her ne kadar taraflar kendi aralarında anlaştıklarını dile getirseler de, yasal sürecin devam etmesi sonucu üst mahkeme Gençlerbirliği ile Deniz BARIŞ arasındaki özel sözleşmenin, özel hukuk alanında düzenlendiğini, bu nedenle bu konuya TFF’nun müdahil olamayacağını ve konunun adli yargıda çözümlenmesi gerektiğini ve bu amaçla TFF’nin Deniz BARIŞ’ın 1 milyon Euro tazminatı ödemesi konusunda TFF’nun yaptırım uygulamayacağını karara bağlayarak, yerel mahkemenin verdiği temyiz kararını bozuyor...
10. Yerel mahkeme kararını bozması nedeniyle Fenerbahçe Kulübü, ortada ödenecek bir borç ve yükümlülük kalmadığından, Gençlerbirliği’ne verdiği çeklerin ödenmemesi için bir başka mahkemeden ‘’İhtiyati tedbir kararı’’ aldırıyor.
11.Fenerbahçe’nin çekleri ödememesi ve tedbir kararı aldırması üzerine Gençlerbirliği Kulübü tekrar TFF’na başvuruyor ve Deniz BARIŞ’ın lisansının askıya alınmasını talep ediyor.
12.TFF yön. Kurulu bunun üzerine tekrar toplanıp, Deniz BARIŞ’ın lisansını askıya alıyor ve Fenerbahçe’ye durumu tebliğ ediyor. Sonuç, Deniz BARIŞ futbol oynayamıyor.
Olayla ilgili öncelikli olarak Borçlar yasası ve Türkiye Futbol Federasyonu tarafından Özel Sözleşmelerin Hukuki durumunu inceleyelim.
BORÇLAR YASASI VE TFF AÇISINDAN ÖZEL SÖZLEŞMELER
PFTT’de “sözleşmelerin kulüp ile futbolcu arasındaki ilişkiyi düzenleyen tek ve münhasır belge olduğu, bu belge dışında önce veya ileri tarihli hiçbir anlaşma bulunmadığının taahhüdü, böyle bir anlaşma var ise bile tarafların bu belgeye dayalı olarak tüm talep haklarından gayrı kabili rücu olarak feragat etmiş oldukları hükmü sözleşmelerde yer almak zorundadır” düzenlemesi bulunmaktaydı. Mevcut düzenleme getirilmeden önce taraflar Federasyona ibraz edilmek üzere noterde bir sözleşme hazırlamakta ve kendi aralarında ise ayrı bir sözleşme yapmakla birlikte Federasyona ibraz etmemekteydiler. Bunun amacının ise vergi ödemekten kaçınma için yapıldığı herkesçe bilinen bir durumdu. Taraflar arasında ihtilaf çıkması durumunda Federasyona ve daha sonra Tahkim Kuruluna başvurulması durumunda ise ibraz edilmediği için hak talep edilemeyeceği kabul edilmekteydi.
Tahkim Kurulu, federasyonca tescil edilen tek tip sözleşme yanında özel sözleşme hazırlanmasını muvazalı işlem kabul ederek geçersiz kabul etmektedir. Kurul, tek tip sözleşmeyi “görünürdeki işlem”, görünürdeki bu işlemin taraflar arasında hüküm ifade etmeyeceğini tespit eden “muvazaa anlaşması” ve tarafların gerçek iradelerine uyan “gizli işlem” olmak üzere üç ayrı işlemin söz konusu olduğunu; tarafların muvazalı işlem ile sadece sözleşmenin ücrete ilişkin hükümlerini gizlemeyi öngördüğünü; notere tasdik ettirdikten sonra tasdikli suretini TFF nezdinde tescil ettirmiş olmak artık resmi bir senedin oluştuğunu, bu oluşmuş resmi senedin muvazaalı olduğunun ancak bu şekilde oluşmuş resmi bir suretle ispatlanacağını ve tarafların gerçek iradelerine uyan gizli işlemin ise yasa ve talimatlarla getirilmiş şekil şartlarına uyulmadığı geçersiz olduğunu kabul etmiştir. (BAŞTÜRK)
Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 13.04.2004 tarihli 2003/16256 E. ve 2004/5446 K. sayılı kararında özetle;
“TFF Kuruluş ve Görevleri Hakkındaki 3813 sayılı Kanunun hükümlerine göre davacı futbolcu ile davalı spor kulübü arasında tek tip sözleşme yapılması zorunludur. Taraflar kanun, ana statü ve talimatlar ile tek tip sözleşmedeki şartlara aykırı olmayan özel şartları bu tek tip sözleşmeye koyabilirler. Yine kanun, ana statü ve talimatlar ile tek tip sözleşmedeki şartlara aykırı olmayan ayrı bir sözleşme dahi düzenleyebilirler. Tek tip sözleşmeden doğan ihtilafları çözme görevi Futbol Federasyonu Yönetim Kurulu’na aittir. Bu kurulun kararlarına karşı Tahkim Kuruluna başvurulabilir. Tek tip sözleşme dışında düzenlenen sözleşme Futbol Federasyonu’na karşı hüküm ifade etmez ise de, bu tür sözleşmelerin yapılamayacağına dair kanun ve talimatlarda bir hüküm de yoktur. Tek tip sözleşme dışında yapılan ek sözleşme ile taraflarca kararlaştırılan özel şartların tek tip sözleşmeye konmamış olması kararlaştırılan bu şartların hükümsüz olduğunu göstermez. Davacı alacağının dayanağının tek tip sözleşme dışında düzenlenen 31.08.2010 tarihine kadar geçerli olan özel ek sözleşme olduğunu bildirdiğine göre, bu sözleşmeden doğan uyuşmazlıkları çözme görevi Futbol Federasyonu Yönetim Kurulu’na değil, adli yargı yerine aittir.”
Sonucuna varmıştır (BAŞTÜRK) . Buna göre Deniz BARIŞ olayındaki karmaşıklık hukuka değil, içtihat kararlarını gündeme almayan Tahkime aittir.
Asimetrik Ön-Sözleşmeler
Olayın çıkış noktası, "Futbolda yaşanan maddi ihtilaflara ise genel mahkemeler bakmalı mıdır?" sorusunun yarattığı çıkmaz gibi görülüyor ise de sorunun çözümü hangi ihtilafların TFF yetki alanına girdiğinin belirlenmesinde yatıyor. 3813 sayılı yasaya dayanan Profesyonel Futbol ve Transfer Talimatı tanımları arasında "sözleşme" tanımı bulunmuyor. Sorunun buradan kaynaklandığı açık çünkü talimatın TFF mevzuatı çerçevesinde Yönetim Kurulunun yetki alanına giren sözleşmenin tipi belirsizlik taşımaktadır. Talimat TFF Yönetim Kuruluna bir sözleşme tipi belirleme yetkisi tanımlamış olduğuna göre bundan sonraki bütün süreçler ancak bu tipe ilişkin olarak gerçekleştirebilir. Bunun dışındakiler doğal olarak özel hukuk alanına girecektir. Örneğin özel sözleşmede; "Futbolcu her gün Başkanın evini süpürecek" veya "Şampiyonluk halinde Başkan kızını futbolcuya verecek" gibi maddeler de bulunabilir ve bunlardaki anlaşmazlığın çözüm mercii herhalde TFF Yönetim Kurulu değildir.
Deniz BARIŞ olayında sözleşmenin nominal değeri birkaç yüz milyar TL ve öngörülen ceza ise 1 milyon USD . Yani futbolcu kendisine önerilen ücreti yetersiz bulursa hukuk karşısında talep edebileceği bir rakkam yok. Buna karşı futbolcu profesyonel emeğini daha uygun koşullarda başka kulüpte değerlendirmek isterse 1 milyon USD ceza ödeyecek. Böyle bir uygulama endüstriyel toplumun hiç bir sektöründe yok ve insan haklarına aykırı. Tahkim bu durumu içine sindirebiliyor. Gerekçeleri; sektörde sözleşmelerin vergiden kaçınmak için düşük olarak gösterilmesi. Asimetrik bir sözleşmeye yorum getirmek Tahkimin görevi olmasa gerek. İki bacağından başka sermayesi olmayan bir futbolcuya bu tür asimetrik sözleşmeleri reva görmek demokrasiye, serbest pazar ekonomisine ve rekabet kurallarına aykırıdır.
Deniz BARIŞ ve Avukatının yaptığı itiraz son derece mantıklı ve gerçekçi olarak durumu özetlediği halde Tahkim dediğim dedik davranışından vazgeçmedi ve sonunda Yargıtay bu konuda karar vermenin Tahkim yetki alanında olmadığı doğrultusunda karar verdi.
TFF Mevzuatının Sözleşmelere İlişkin Maddeleri
BIÇAKÇI Federasyonu kulüplerle futbolcular arasında yapılan sözleşmeleri üç ayrı başlık altında topladı: Ön sözleşmeler, tadil sözleşmeleri ve muvazaa sözleşmeleri... Ön sözleşmelere federasyonun bakacağı da kararlaştırıldı. Ama bu karar herhangi bir yasaya dayanarak değil yorum yapılarak alındı. Böylece TFF kendisine kaynağı yasa olmayan bir yetki yaratmış oluyordu.
Şimdi TFF'nin karar alma yetkilerinin dayandığı mevzuatı özel olarak inceleyelim.
TFF KANUNU
Kanun No. 3813 Kabul Tarihi : 17.6.1992
AMAÇ:
MADDE 1 – (Değişik 10.06.2004-5175/1) (Değişik 05.05.2005-5340-4) Bu Kanunun amacı; her türlü futbol faaliyetlerini millî ve milletlerarası kurallara göre yürütmek, teşkilâtlandırmak, geliştirmek ve Türkiye'yi futbol konusunda yurt içinde ve yurt dışında temsil etmek üzere özel hukuk hükümlerine tabi ve tüzel kişiliğe sahip, özerk Türkiye Futbol Federasyonunun kurulması, teşkilât, görev ve yetkilerine ait esas ve usulleri düzenlemektir.
Türkiye Futbol Federasyonunun merkezi Ankara'dadır. İdari birimlerin görev yerleri Yönetim Kurulunca belirlenir.
YÖNETİM KURULUNUN GÖREVLERİ:
MADDE 10 – (Değişik 20.04.2000-4563/6) (Değişik 10.06.2004-5175/6) (Değişik 05.05.2005-5340-9)
Yönetim Kurulunun görevleri şunlardır:
l) Kulüpler, futbolcular, teknik yönetici ve öğreticiler, hakemler, müsabaka görevlileri ile futbol alanında görevli diğer ilgililerin başvurularını karara bağlamak,
TAHKİM KURULU:
MADDE 13 – (Değişik 10.06.2004-5175/8) Tahkim Kurulu; iki asıl ve iki yedek üyesi üniversitelerin hukuk fakülteleri veya spor yüksekokullarında görev yapan öğretim üyelerinden olmak üzere beş asıl, beş yedek hukukçu üyeden oluşur. Tahkim Kurulu üyeleri dört yıl görev yapmak üzere Federasyon Genel Kurulunca seçilirler.
Üyeler kendi aralarından bir Başkan seçerler.
Kurul, görevinde bağımsızdır. Üyeler istifa etmedikçe veya çekilmiş sayılmadıkça yerlerine yenisi görevlendirilemez.
Kurul beş üyenin katılımı ile toplanır, kararlar oy çokluğu ile alınır. Asıl üyenin katılmadığı toplantıya yedek üye iştirak eder. Tahkim Kurulunun kararları kesindir
TAHKİM KURULUNUN GÖREVLERİ:
Madde 14. — (Değişik 05.05.2005-5340-11)
Tahkim Kurulu, Federasyon ile kulüpler; Federasyon ile hakemler, Federasyon ile futbolcular, teknik direktörler ve antrenörler; kulüpler ile teknik direktör, antrenör, oyuncu temsilcisi ve masörler; kulüpler ile oyuncular; kulüpler ile kulüpler arasında çıkacak ihtilaflar hakkında Yönetim Kurulunca verilecek kararlar ile disiplin kurulu kararlarını, ilgililerin itirazı üzerine inceleyerek kesin karara bağlar.
PROFESYONEL FUTBOL VE TRANSFER TALİMATI
MADDE 3 - Bu Talimat, 3813 sayılı Türkiye Futbol Federasyonu Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun ve Ana Statü hükümlerinin verdiği yetkiye dayanılarak hazırlanmıştır.
MADDE 4 : TANIMLAR :
Sözleşme tanımı yok.
MALİ VE İDARİ ANLAŞMAZLIKLAR:
MADDE 12 - Profesyonellikten doğan her türlü mali ve idari anlaşmazlıklar ile kulüplerin futbolcularına verdikleri para cezaları, Federasyon Yönetim Kurulu'nca incelenir ve karara bağlanır. Bu kararlara karşı Tahkim Kurulu'na başvurulabilir.
Federasyon, FIFA ve UEFA'ya kulüp borcundan dolayı ödemek zorunda kaldığı tutarlar da dahil, alacakları hakkında takas hakkını kullanır.
Federasyon, kulüplerin birbirinden veya futbolcuların, teknik adamların ve futbolcu temsilcilerinin kulüplerden olan alacaklarını, alacaklının talebi üzerine borçlu kulübe ödenebilir tutardan mahsup ederek alacaklısına öder.
PROFESYONEL FUTBOLCULAR:
MADDE 17 – Her profesyonel futbolcunun kulübü ile Federasyonca öngörülecek yazılı tip sözleşme imzalaması zorunludur.
Sözleşmelerin süresi en fazla beş yıl olarak belirlenebilir. Ancak 18 yaşın altındaki futbolcular ile imzalanacak olan sözleşmelerin süresi üç yıldan fazla olamaz. Her halükarda sözleşmelerin bitiş tarihinin 31 Mayıs olarak tespit edilmesi zorunludur.
İş bu Talimat’ın yürürlüğe girmesinden önce imzalanan sözleşmelerin bitiş tarihinin bir transfer dönemine denk gelmesi halinde sözleşme bu transfer döneminin başlangıç tarihi itibari ile sona ermiş olarak kabul edilir.
Bu sözleşmelerin uygulanmasında 3813 Sayılı Yasa, Ana Statü ve ilgili talimat hükümleri geçerlidir. Anlaşmazlıkların hallinde bu Talimat’ın 12/1 maddesi hükmüne uygun davranılması zorunludur.
Talimatta 12/1 maddesi yok... herhalde ilk paragraf kastediliyor.
Bu mevzuat çerçevesinde ortaya çıkan durum:
· Bu mevzuat futbolcu ile kulübü arasındaki özel sözleşmeleri karara bağlama yetkisini federasyona tanımıyor.
· Mevzuat TFF yönetim kuruluna sadece kendi tasarımı olan tek tip sözleşmeleri karara bağlama yetkisi tanıyor.
· Sözleşmeler yargı karşısında geçerli olan hukuk belgeleridir. TFF yönetim kurulu hukukçulardan oluşmuyor. Özel hukuk alanındaki sözleşmeleri yorumlama ve karara bağlama yetkileri yok.
· TFF yönetim kurulu kendi tasarımına aykırı ve öngörülen prosedürlere uymayan sözleşmeleri karara bağlayamaz. Bu sözleşmeler özel hukuk alanını ilgilendirecektir.
· Tahkim kurulu yönetim kurulu kararları üzerinde yetkilidir. Federasyonun yetki alanına girmeyen sözleşmelerde son karar mercii olamaz. Yönetim kurulu özel sözleşmeleri karara bağlamak gibi yasal temele dayanmayan bir yetkiyi kullanamaz.
· "sözleşme yapmak için sözleşme" hiç bir hukuk alanına girmeyen bir ucubedir. Sözleşme ya yapılır veya yapılmaz. Burada kulüp ve futbolcu eşit ceza yükleniyor. Sözleşmesi biten futbolcu ayrılırsa ceza ödeyecek fakat ayrılmaz ise kulübün teklif ettiği ücreti kabul edecek. Etmez ise ayrılmak durumunda kalacak ve yine ceza ödeyecek. Yani kulüp daima karda.
· FIFA-UEFA BOSMAN KURALLARI futbolculara istedikleri kulüpte istedikleri zaman oynama hakkı tanıyor. Futbolcu sözleşmesi bitsin veya bitmesin kulüp değiştirme hakkına sahip. Sözleşme altında geçişte tarafların hakları konusunda reçeteler var. Sözleşmesi biten futbolcu için ise hiç bir engel yok. Kendi gelirini kendi tayin edebilir.
· Bosman kuralına göre futbolcunun serbest geçiş hakki hiç bir şekilde engellenemez. (AB mevzuatı)
· Futbolculara sözleşme yapma sözleşmesi imzalatmak serbest geçiş durumunda kazanacakları profesyonel ranta ortak olmak anlamını taşır. Bu da BOSMAN ruhuna aykırıdır
· Hak arayan bir profesyoneli, hak aradığı için cezalandırmak veya onun hak aramasını engellyecek taahhütnameler almak hukukun üstünlüğü ilkesi ale bağdaşmayacak bir uygulamadır.
OLGU:
"Sözleşme yapma sözleşmesi" görünümü altında, tarafların irade asimetrisini göz ardı eden, endüstriyel kuralların dışındaki bu uygulama futbol sektöründe çok sayıdaki yapısal yetersizliğin ve kanserleşmiş gizli sorunların yüzeye çıkmasını sağlamıştır. FIFA ve UEFA nın kabul ettiği, AB mevzuatına dayanan BOSMAN kuralına göre sözleşmesi biten futbolcular özgürce başka kulübe geçebilecekleri gibi, bitmemiş olanlarda geçiş yapabilirler ve sözleşmedeki ceza koşulu bu geçişi engelleyemez. Galatasaray'ın RIBERY olayındaki aczi bunun açık göstergesidir. Futbolcuların istemedikleri kulüpte oynamama hakları vardır ve bu hak ceza koşulları ile engellenemez.
Deniz BARIŞ olayı, sözleşmesi biten bir futbolcunu elde edeceği transfer rantına eski kulübünün ortak olma çabasını yansıtmaktadır. Böyle bir uygulama futbolun yürürlükte olan kurallarına göre haksız, gereksiz ve geçersizdir. FIFA ve UEFA, BOSMAN kurallarına aykırı olan bu uygulamayı destekleyemezler. TFF nin ve Tahkim kurulunun, olayı sıradan bir borç-alacak olayı gibi görüp futbolun kendi mevzuatını gözardı etmeleri dikkati çekmektedir. Futbolun sorunlarının, kendi mesleğinde değil, futbol sektörü alanında uzman kişi ve kuruluşlar tarafından çözümlenebileceği bir kere daha anlaşılmaktadır.
Av. Sedat Vargılı