- Kategori
- Eğlence - Hobi
Tilki ve Horoz
Bu başlığı görünce hemen tilkinin kurnazlığını, horozun ibiğini, ötüşünü, tavuğa kanatlarını yerde sürterek gözdağı verdiğini düşündüğünüzü sanıyorum.
Hiç tilki vurmadım, bir defa tavuk kümesimizin yanındaki tel tuzakta yakaladım, teliyle birlikte salıverdim.
Sahi eskiden tilkiler şimdiki gibimiydi acaba, eski tilkiler dört ayaklıydı da…
Bana horozlar hep aynı, hep eskisi gibi geliyor. Ötmeleri, horozlanmaları hep aynı…
Tavuklara hiç laf yok. Bir kez tavuk kestim, bir saat canı çıkmadı. Ondan sonra ona da tövbe ettim.
Tilkilerin öyküleri hep horozlarladır, peki tavuklar ne güne duruyor. Yoksa tavukları kandıramıyorlar mı acaba diye düşünüyorum.
Ağacın dalında ağzında peynirle tüneyen horozu gören tilki, ağacın altına yaklaşıp:
-Horoz kardeş senin sesin duyduğum horoz seslerinin en güzeli, seni yemek için gelmedim, haydi bir ötüver de güzel sesini bir kez daha duyayım, demiş.
Sonra ne mi olmuş…Horoz kardeş ötmesiyle birlikte ağzındaki peynir parçası yere düşmüş. Tilki kardeş de peyniri aldıysaaaa,,,
Tilki kardeş bir lokma peynirle doyacak değil ya. Bu kez bir başka ağacın altına gelmiş, ağacın dalında kocaman bir horoz tünüyor.
-Horoz kardeş, horoz kardeş bak sabah ezanı okunuyor, haydi sabah namazına gidelim demiş. Horoz kardeş bakmış iş ciddi,
-Gidelim tilki kardeş hemen gidelim, ben abdestimi aldım, şimdi de köpek kardeşim abdestini alıyor, o da alıversin de üçümüz birlikte gidelim demiş.
Tilki kardeş hızlı adımlarla koşmaya başlamış. Horoz kardeş bağırmış:
-Tilki kardeş! Tilki kardeeeeşşş! azıcık beklesene biz hemen geliyoruz, demiş.
Tilki kardeş kısık bir sesle;
-Ben gidiyorum siz geliverin, ben de abdest alacağım, abdestim bozuldu da…
Tilki kardeşin abdesti neden bozuldu acaba, ben bulamadım, ya siz…?